Abdullah Öcalan: İsrail 30 yıldır bize devlet vaadinde bulunuyor
Yayın Tarihi: 20.06.2025 - 10:16
Yazar Fuat Uğur, DEM heyetinin iki ay önceki İmralı ziyaretinde Abdullah Öcalan'ın sayfasına taşıdı. Öcalan, "Şu an İsrail’in tek derdi beni ortadan kaldırmak. Kandil’in aklı yerinde değil ki bunu engelleyebilsin. Yerleşim itibariyle böyledir, Kandil İran’ın, SDG ise İsrail’in etkisindedir. Bunu ancak ben engelleyebilirim.” dedi.
Yazar Fuat Uğur, DEM Milletvekili Pervin Buldan ve Avukat Özgür Erol’un Nisan ayında yaptığı İmralı ziyaretinin notlarını bugünkü yazısında aktardı.
Öcalan’ın İsrail-İran arasındaki savaş için iki ay öncesinden yaptığı açıklamalara dikkat çeken Uğur, Sözcü gazetesinin İsrail'in aparatı olmakla eleştiriyor.
“İsrail 30 yıldır uğraşıyor. El altından 30 yıldır bize devlet vaadinde bulunuyor. Şimdi yeni süreçle birlikte, ülkemiz Türkiye dedikten sonra Sözcü gazetesi üzerinden de müthiş Kürt düşmanlığı yaptırmakta. Benim için işte kadınlar, halk, Ömerler gitmişler Halfeti’ye, onları hedef gösteriyor. Büyük bir algı operasyonu ile düşmanlaştırmayı derinleştirme operasyonu yapılıyor. Bu düşmanlaştırmayı canlı tutmak için en büyük araç bu gazete. Atatürk diyorlar, Atatürk kullanılıyor, bu bir araç.”
İSRAİL’İN SÜLEYMANİYE’DEN AFRİN’E GAZZELEŞTİRME PLÂNININ ÖNÜNDEKİ TEK ENGEL BENİM”
Öcalan bu arada İsrail-İran savaşı çıkmadan iki ay evvelinden çok ilginç şeyler söylüyor. Misal “Süleymaniye’den Afrin’e kadar bir Gazzeleştirme planı devrede. İsrail bunun bütün alt yapısını hazırlamış. Her gün Gazze Gazze diyorlar ama Gazze bitti. İsrail, patlayıcı değeri çok yüksek bir maddedir. İsrail, bu Gazzeleştirme sürecine Kürtleri de dahil etmek istiyor” diyor. Ama bu arada İsrail’in bu planının önündeki tek engelin kendisi olduğunu ifade ettikten sonra PKK ve çeperindeki etki alanlarının içinde kimi isimlerin “Bitmiş tükenmiş adamı niye karşımıza çıkarıyorlar?” dediklerini belirterek onlara şöyle sesleniyor:
“Sen böyle devam edersen, bu kafa ile devam edersen... PKK hazır hatta bazıları öfkeliymiş. Ben aradan çıkarsam bu felaket olur. Gazzeleşme dediğim bu. Netanyahu ve Trump yeni anlaşma yaptılar, planlar yapıyorlar.”
İSRAİL’İN SÜLEYMANİYE’DEN AFRİN’E GAZZELEŞTİRME PLÂNININ ÖNÜNDEKİ TEK ENGEL BENİM”
Öcalan bu arada İsrail-İran savaşı çıkmadan iki ay evvelinden çok ilginç şeyler söylüyor. Misal “Süleymaniye’den Afrin’e kadar bir Gazzeleştirme planı devrede. İsrail bunun bütün alt yapısını hazırlamış. Her gün Gazze Gazze diyorlar ama Gazze bitti. İsrail, patlayıcı değeri çok yüksek bir maddedir. İsrail, bu Gazzeleştirme sürecine Kürtleri de dahil etmek istiyor” diyor. Ama bu arada İsrail’in bu planının önündeki tek engelin kendisi olduğunu ifade ettikten sonra PKK ve çeperindeki etki alanlarının içinde kimi isimlerin “Bitmiş tükenmiş adamı niye karşımıza çıkarıyorlar?” dediklerini belirterek onlara şöyle sesleniyor:
“Sen böyle devam edersen, bu kafa ile devam edersen... PKK hazır hatta bazıları öfkeliymiş. Ben aradan çıkarsam bu felaket olur. Gazzeleşme dediğim bu. Netanyahu ve Trump yeni anlaşma yaptılar, planlar yapıyorlar.”
Öcalan şu konunun altını çiziyor.
“İSRAİL’İN AMACI BENİ ORTADAN KALDIRMAK, KANDİL’İN AKLI YERİNDE DEĞİL Kİ BUNU ENGELLESİN”
Bu görüşmenin önemli bir bölümü de suikastlara ayrılmış. Roma’daki kazadan dolayı Pervin Buldan’ı uyarıyor, Özal’ı, Eşref Bitlis’i hatırlatarak. Ayrıca Sırrı Süreyya Önder’in vefatıyla da ilgili şüpheler duyduğunu ima ediyor. Her olumlu gelişmede yaşananları arka planındakileri günümüzdeki gelişmelerle birleştirerek şöyle anlatıyor:
“Bunlar tesadüf değildir. İşte biz 93’te ateşkes yaptık, Bitlis Paşa öldü, 33 asker olayı oldu. Ben engellemek için hazırım diyorum. Bunun teslimiyetle, güçsüzlükle ilgisi yok. Sonuçta diyelim ki biz devlet olma imkânı bulduk. Bu, Pirus zaferi gibi olur. Bir puttur devlet, bütün Kürtleri de bu puta taptıracaklar. Bak Apo haini devlet olmanın eşiğinde iken bizi devlet olmaktan alıkoyuyor diyecekler. İsrail’i Ortadoğu’da stratejiyi kuran hegemon güç olarak inşa etmek istiyorlar. Netanyahu-Trump gidiş gelişleri bunun içindir. Beş aşamalı bir stratejidir. İlk üç aşama olarak Gazze, Lübnan, Suriye bitti. Geriye iki aşama, İran ve Türkiye kaldı. Bu stratejinin olmazsa olmazı Kürtlerdir. Bu ilişkiyi İsrail nasıl ele geçiriyor, nasıl kullanmak istiyor? Şu an İsrail’in tek derdi beni ortadan kaldırmak. Kandil’in aklı yerinde değil ki bunu engelleyebilsin. Yerleşim itibariyle böyledir, Kandil İran’ın, SDG ise İsrail’in etkisindedir. Bunu ancak ben engelleyebilirim.”
İSRAİL İŞBİRLİKÇİLERİ VAR AMA BİZ “ÜLKEMİZ TÜRKİYE” DİYORUZ
SDG’nin İsrail’in Haşdi Şabi’si olduğu söyleyen Abdullah Öcalan eğer Türkiye ile stratejik ilişki kurulamazsa devreye İsrail’in gireceğini ama bunun sonunda elde edilecek zaferin Pirus Zaferi olacağını belirterek “Kürt meselesinin doğası böyledir. Kendini uçurumdan atmış hep” benzetmesini yapıyor ve ekliyor:
“Şu an öyle işbirlikçi bir Kürt kesimi var. Bugün sizinle yarın İsrail ile işbirlikçilik yapar. Size gereken ideolojik güçtür. Stratejiyi, devleti iyi bilecek, müttefiklerini doğru seçecektir.”
Kürt gerçekliğinin kimle ilişkisi kurarsa stratejik üstünlüğün ona geçeceğini ileri süren Abdullah Öcalan, CHP’nin başını çektiği muhalefeti ima ederek “Biz ülkemiz Türkiye diyoruz, burayla hareket ediyoruz, e sen niye karşı çıkıyorsun? Ortadoğu’da sana stratejik üstünlük geliyor.” diyor.
“KENDİSİNİ KURTARMAK İÇİN BAŞLATTI DİYENLERE ÇOK TEPKİLİ”
Bu süreci kendisini kurtarmak için başlattığını söyleyenlere de çok tepkili Abdullah Öcalan. “Bir alçak adam, kendimi kurtarmak için yaptığımı söylüyor. En yapmadığım şey, bana mal ediliyor. Umut ilkesi dahil hepsini durdurmuşum. Bu işler giderek yoluna girecek. Kurtarıcılık taslamaya da gerek yok. Cumhuriyeti başka türlü götüremezsin. Demokrasi olmadan laiklik de olmaz, hukuk da. Evet, biz Kürtlere ulus devlet vadetmiyoruz ama demokratik, kültürel talepleri fazlasıyla hayat bulacak” sözleriyle devam ediyor açıklamalarına.