7 Haziran'da yapılacak seçimleri için ben diyeyim "bahane ederek", siz söyleyin "kullanarak", başkaları desin "fırsatı ganimet bilerek", değişik ikballer için aday adayı olup da siyaset meydanlarında cirit atanlar; bugünkü çağrı sizedir size: "Kraldan fazla kralcı olmayın."

Yani, "birinin davasını ondan daha çok savunmayın."

*

Biri; "darbe" dediğinde, siz; "darbeeecilerrrrr" diye nara atmayın.

Biri; "paralel" diye tarif yaptığında, siz; "paralelcilerrrr" diye katmerleştirmeyin.

Biri; "hain" tarif ettiğinde, siz "hainlerrrr" diye ağzınızdan kin kusmayın.

Biri; "dalkavuk" dediğinde, siz; aynanın karşısında olduğunuzu unutarak "dalkavuklarrrrr" diye gözünüzün içine baka baka bağırmayın!..

Biri; "Genel Başkan" dediğinde, siz "Sen var parti var. Sen yok parti yok, Sayın Genel Başkanımmmmmm" diye abartmayın!..

Biri; "Yeni Türkiye"yi tedavüle sürünce, siz; gaza gelip "Yepyeni Türkiye"den dem vurmayın.

*

El cümle; sözümü dinlemez, "kraldan fazla kralcı olmaya" dur-durak demeden devam ederseniz, bilesiniz ki sonunuz; "Kralın bile tahammül edemediği kralcılardan olmaktır!.."

PARSEL PARSEL EYLEMİŞLER DÜNYAYI!..

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in eylemi de bulunan karşılıklı söylemlerini dikkate alacak olursak (gerçi onlar halkın bunlarla ilgili düşenme ve değerlendirme yapmayı 7 Haziran seçimlerinden sonraya bırakmasını istiyorlar) sadece Ankara'nın malında mülkünde değil, devleti yönetmenin ve siyasetin her aşamasında işi Aşık Mahsuni Şerif'in "Parsel parsel eylemişler dünyayı" türküsüne benzetmişler anlaşılan.

Ama, Mahsuni Şerif; "Bir dikili taştan gayrı nem kaldı" diyerek türküsünü sürdürürken, bazıları Ankara'da sayısız arsa üzerine dikili gökdelenlere sahip anlaşılan.

Tüm bunları, "7 Haziran'da seçim var" diyerek göstermek istemeyenler olabilir. İyi de sandığa gidecek olanlar da görmeyecekler mi? Gözlerine 7 Haziran akşamına kadar sürme mi çekecekler? Ya da, yine Mahsuni Şerif'in aynı türküsünde dediği gibi; halk; "Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı" türünden kendilerini sayıp, görmeyip, duymayıp ve de anlamayarak mı hareket edecekler?

HERKES İÇİN...

Şu yol ve yöntemi meslektaşlarım (basın mensupları) için öneriyor, "uygulayın" diyoruz ama, bana göre akıl ile donatılan herkesin yapması gerekir: -"Bir şeyi duyduktan sonra soruşturacaksınız. Karşılıklı çift kontrol yapacaksınız. Konunun uzmanlarıyla görüşeceksiniz. Hedef alınan insanı, olayı bulacaksınız. Ona da doğrultacaksınız. Ancak bu işlemlerden sonra haber olabilir. Şöyle de diyebiliriz; haber bir fotoğraf makinesinin objektifi kadar dürüst olmalıdır."