Hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye gerek yok!.. Söz konusu siyaset yapmak ise, içinde yalan dolan olmayacak, olmamalı. Çünkü, milleti yönetmeye talip olanlara yalan külliyen haramdır. Dün başka hava, bugün başka hava çalanlar da hiç olmayacak. Çünkü, devleti ve milleti yönetmeye talip olanlar, geleceği de iyi görebilmeli ve ona göre kelâm etmeli. * Bunları aklınızdan hiç eksik etmeyin. Ederseniz, siz de harama ortak olursunuz. Onun için; şimdilerde "aday adayı", gelecekte "milletvekili adayı" olarak yanınıza, yakınınıza gelenlere, sizden destek isteyenlere, geçmişini hatırlatın. "Siz şöyle şöyle demiştiniz. Şimdi ne diyorsunuz?

Başka havadan çalıyorsunuz. Dün haram dediğine, bugün helâl diyorsunuz. Önceki yıl yerden yere vurduklarınızla şimdi kol kola giriyorsunuz" demeyi ihmal etmeyecek ver ardından da "Neden?" diye soracaksınız. Ve de, makul ve mantıklı bir cevap beklemeyeceksiniz! Çünkü, bu işin makul ve mantığı yok. Bırakın 20-30 yıl sonrasını, önünü dahi göremeyen, geleceği tahmin edemeyenlerin verecekleri cevap da mantıksızdır. Tek gerekçeleri vardır: "Siyasette yalan vardır." Ya da, Süleyman Demirel'in "Dün dündür, bugün bugün" vecizesi!..

Ama, her ikisi de, Allah ve O'nun yaratıp "Kul" diye tarif ettiği insanların indinde geçerli değildir. * Haa, bana da diyebilirsiniz ki; "Ey Murat efendi! Dün dün karun dediğine bugün yeniden harun diyenler başbakana yardımcı olmuşlar. Sen hangi havadan vuruyorsun?" Haklısınız!.. Ama hiç değilse, ben hava çalıyorum!.. Takdiri de size bırakıyorum. * Not: Kimin ne söylediğini, hele hele bugün başvurdukları parti için neler dediklerini öğrenmek isteyenlere yardımcı olunacaktır.

SÜLEYMAN ŞAH'IN HATIRLATTIKLARI!..

Süleyman Şah Türbesi'nde olup bitenlere ne diyorsunuz? El cevap: Nereden baktığınıza bağlıdır. Bugünden bakıyor iseniz; normaldir. Çünkü bugünkü mantıktan başka bir şey beklemek hayalcilik olurdu. Ama dünden, ecdadımızın durduğu yerden bakabilirseniz; bugün olup bitenlerin "Ne Türklük, ne Müslümanlık, ne de insanlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur." * Küçük bir hatırlatma daha: Bunca işi, Suriye belasını başımıza kim musallat etmişti? Kim, "6 ay sonra Şam'da Cuma Namazı kılacağız" diyerek, yola çıkmış, Suriye'ye karşı kılıç kalkan kuşanmıştı? Lütfen, onu da hatırlayın. Unutmayın ki, hatırlamak insan olmanın gereğidir. * Şehidimiz Halit Avcı'ya Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.