Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar Karadeniz Gazetesi'ne konuşarak dobra dobra açıklamalar yaptı.
Bakan Bayraktar, Trabzonda yerel gazeteleri satın aldığı ya da aldırdığı iddialarına dobra dobra yanıt verdi. Trabzonlu Bakan medya dedikodularından siyasete, Trabzondaki lobilerden Başbakan Erdoğanın tarzına kadar her şeyi Karadeniz Gazetesine anlattı
ÖYLE az buz değil
Çok uzun zamandır Trabzonda ve çevre illerde konuşulur durur
Trabzondaki yerel medya, Karadeniz Gazetesinin karşısında tekelleşiyor denir
Yazılır, çizilir
Özellikle de gazetecilerin bir araya geldiği mekanlarda, manşet konudur bu
Trabzonda yerel medya bir kişinin elinde toplanıyor!..!
Kimdir o Bir kişi?..
Aslında bir isim vardır ortalıkta
Hatta o ismin bu işleri organize ettiği başka isimler de yazılır alt alta
Ama her nedense(!) dedikodunun en kıvamlı yerine şu cümle eklenir:
Aslında hepsi hikaye
Bu gazeteleri Bakan aldırıyor
hani var ya şu Çevre ve Şehircilik Bakanı
O işte!..
Buraya kadar hep Diyorlar
Derler dedik ama
Bunu biz de demedik mi?..
Dedik!..
Hatta; Bunca konuşulanların ardından günün birinde ben´√deniz bir yazı kaleme aldım kendi köşemde
Olanı biteni
konuşulanı konuşulmayanı tek tek anlattım
Dedikodu böyle
Biz başkalarının yalancısıyız dedim
Yazının dibine de aynen şu cümleyi ekledim:
İktidardaki bir partinin Bakan sıfatı taşıyan önemli bir ismi
Tam da yerel seçimler yaklaşırken
Bir Yerel medyaya bu kadar yatırımı neden yapar?.. Bir şeyleri YAZDIRMAK için mi?.. Bazı şeyleri YAZDIRMAMAK için mi?.. Bu sorunun NET YANITI sizde sayın Bakan
Alabilir miyim?..
Peki ne oldu sonra biliyor musunuz?..
O Bakan
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar aradı!..
Aradı ve O yanıtı alabilirsin dedi!..
Sonra programının yoğunluğundan ve bir süre sonra mutlaka bir araya gelip konuşacağımızdan söz etti
Sayın Bakan Söz verdi!..
Sonra da; Her Karadenizliye, her Ofluya yakışanı yaptı
Sözünü tuttu
Bizi yanına oturttu
Ne var ne yok anlattı
İstanbuldaki bir otelin denize bakan penceresinin kıyısına oturup, bünyesine kibir ve büyüklenmeyi bulaştırmamış Bakan Erdoğan Bayraktarın samimi, sıcak ve en önemlisi Dobra muhabbeti ile baş başaydık işte
Bakanın tarzı müthiş!..
Bayıldım desem yeridir!..
Hani, sohbet boyunca biz ona soru soracağız ya
Sayın Bakan soru sayısında geriye düşmemek için kafadan Farklı skorla öne geçti bir kere!..
Nerelisin?..
Kaç kardeşsiniz?..
Kardeşin ne iş yapar?..
Evlilik?..
Çocuk var mı?..
Kaç tane?..
Art arda gelen soruların hemen hemen tamamının altından kalktım!.. Yanıtlarımın hepsi kabul gördü
Birisi hariç!..
Çocuk kaç tane sorusuna 1 Oğlum var dedim..
Az olmuş dedi
Bakanın bana sorduklarından bir fazlasını sormalıydım, röportaj bitene kadar!.. Ama ne çare!..
İnanabiliyor musunuz?.. Yine Sayın Bakan sordu:
Kaç satıyor sizin gazete?..
Hah işte
Tamamdır
Bu soruya can kurban
Güldüm
Sizinkilerden çok Sayın Bakanım dedim
Bu kez o güldü
Yahu Yok benim gazetem
Dedim ki; Sayın Bakanım
Geldik işte malum konuya
Tamam, kabul.. Öyle diyorsanız öyledir
Sizin Trabzonda gazeteniz filan yok da
Bu gürültü nedir o zaman?..
Cevap, en Samimi türden geldi:
Birileri adımı kullana kullana bir halt etti
Şimdi geri de dönemiyorlar
Sözlerini de yiyemiyorlar
O gazetelerin adı da Bakanın gazeteleri kaldı
Bütün olan biten budur
Böyle olunca, Bakan Bey cümleleri böyle kurunca konunun üstü biraz kapalı kaldı
Açalım istedik
Üstüne üstüne gittik:
Sayın Bakanım
Birileri bir halt etmiş diyorsunuz da, bu haltın maliyetinin 2-2,5 milyon lira olduğu söyleniyor
Gülümsedi yine Bakan Erdoğan Bayraktar
Yok dedi
Maliyet belki o rakamları bulurdu ama, araya benim adımı koya koya rakamı da indirmişler
Ama yine de altından kalkmak zor
Şimdi hissediyorum. Yanıma yaklaşabilseler diyecekler durum böyle böyle, ne yapacağımızı bilemiyoruz filan ama. Buna cesaretleri de yok yüzleri de
Yine sordum:
Yani bilginiz var durumlarla ilgili ama, sanırım dahliniz yok, öyle mi?.. Cevap bu kez biraz yüksek tondan geldi:
Tabii öyle yahu!.. Yani, hadi yatırım yapmak istedik diyelim
Getirisi kısıtlı, satışı belli, tirajı ortada bu tip kuruluşlara bu kadar para yatırılır mı hiç?.. Ben böyle bir işe neden gireyim?.. Ne yapacağım ki ben o gazeteleri?.. Ne için lazım yani?.. Seçimde mi kullanacağım?.. Propaganda aracı mı yapacağım?.. Neden gireyim ben bu işlere! Benim yakınımdaki bazı insanlardan yüz bulunmuş, belli
Onlara da gerekli şeyleri söyledik zaten
Onların hareket alanlarını da gerektiği kadar kısıtladık
Bu durumlar, enteresan durumlar
Birisi bir yere gidip Ben Bakanın arkadaşıyım, dostuyum diyor
Bakana yakın birisi kafasını sallıyor, tasdik ediyor
Hop, adamın yaptığı iş Bakanın üstüne kalıyor
Başımızdan aşkın onca işin arasında bir de bunlarla uğraşıyoruz
Bu işler o kadar canımı sıkıyor, bu dedikodular beni o kadar üzüyor ki
Ne insani yapım, ne inançlarım insanın emeğiyle, ekmeğiyle oynamaya müsaade etmez ama
Hani, mecazi anlamda söylüyorum
bazen insan içinden Şu gazeteler batsa da ben de töhmet altında kalmaktan kurtulsam diyorum yani
Bilesin!..
Yok
Olmazdı artık
Biraz da Trabzonu, Karadenizi, siyaseti konuşalım istedik
O konuda da dertliydi Bakan
Bir makama geldik, memleketimize hayrımız olsun istedik
Gecemizi gündüzümüze katıp çalışırken, Trabzonluyu, Rizeliyi, Giresunluyu, cümle Karadenizliyi hem iyi temsil edelim, hem de bizi seçip oralara gönderenlere hizmetin iyisini verelim dedik
Ama galiba bizim hemşehriler bizim kadar elini taşın altına sokmuyorlar
Anladık ki, Sayın Bakan bu işlerden de az dertli
Gittik biraz üstüne
Trabzonda lobiler oluşmuş şimdilerde
İşte, Gümüşhane lobisi var
Yok, sosyal demokratların oluşturduğu lobiler var
Kimileri paranın peşinde
Kimileri fantezi!.. Aslında bu çok seslilik, biraz verimli hale getirilse, bundan bile şehir kazanır, bölge kazanır ama
O da yok
Sadece kuru lâf
Bir şeyler yapılsın diye hamle ediyoruz, seyrediyorlar
Haydi bir gayret diyoruz, kımıldayan yok
Ama yılmıyoruz, pes etmiyoruz
Kimseye gönül koymuyoruz, kızmıyoruz
Oralara hizmet için çalışmaya çabalamaya devam ediyoruz
Bizim tabiatımızda kavga-gürültü yok ki zaten
Bak, Sayın Başbakan memlekette hangi mevzuları hangi noktalardan hangi mecralara getirdi. Bunun hangisini kavgayla, gürültüyle yaptı ki?.. Adalet mekanizmasıyla mı hırlaştı?.. Askerle kavga mı etti?.. Ama hepsi bugün vatandaşın istediği kıvama, sağ duyuya, çağın gerektirdiği noktaya geldi. Gelmeye de devam ediyor
Bizim davamız da aynı sistemle Trabzona, Karadenize o gelişimi, o faydayı, o kazancı sağlayabilmek
Başaracağız inşallah!..
O kadar candan ve içten anlattı ki bunları Sayın Bakan
Dinledik dinledik
Onunla aynı tonda İnşaallah dedik
Başka da bir şey diyemedik!.. İstanbul Boğazının kıyısında, kendi adıma son derece keyifli, verimli ve bitmesini istemediğim bir gündü
Yüzde yüz samimi
Bir o kadar dobra
Kibirsiz
Egosuz
Ama kendinden son derece emin
Attığı adımların hesabını iyi bilen
Hesapsızlıktan da haberdar ve bilgili bir Bakanla
Türkiyenin çehresini değiştirmek için çabalayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarla geçen sürenin sonunda, o koltuktan Kazanarak kalkan ben oldum
Biz Eski gazeteciler, bu tür röportajları bir nevi Düello sayarız!..
Sohbete başlar, bitiririz
Sonunda da biri kazanır!..
Ya o, ya biz!..
Bu kez Sayın Bakan kaybetmedi
Ama ben kazandım!.. Bir Bakanla, tevazu ve samimiyetle sohbet edilebilen yaklaşık iki saat
Kazanç değil de nedir ki bu!..