Ben diyeyim; “Hak ettiğini almak için”, siz söyleyin “Hakkını teslim etmek için”, nihayet Mehmet Atalay’a milletvekilliği yolu gözüktü. Bizim günler öncesinden “İktidar partisinin lokomotifidir” diye ilan ettiğimiz Mehmet Atalay, dün kamunun önüne çıktı ve “Ben bundan sonra hizmetlerime ve hayatıma siyaset kulvarında devam edeceğim” diyerek, kendini bağlayıp, her ne olursa olsun geri dönüşü olmayan doğru yol için adımını attı. 2007 Karadeniz Oyunları ve 2011 Avrupa Gençlik Olimpiyatları’nda birlikte çalışma imkanı bulduğumuz Sayın Atalay’ı aslında bırakın Trabzon’a, Türkiye kamuoyuna bile tanıtım amaçlı anlatmaya, deklere etmeye hiç gerek yok. Hani denir ya; “Ayinesi iştir kişinin lafâ bakılmaz” diye. Atalay, geçen ömründe yaptıklarını ve bunları gerçekleştirirken de ayrıma girmeden, herkesle nasıl birlik ve beraberlik içinde olduğunu cümle alem biliyor. Ben bu özelliğini biraz da gazetecilikten sayıyorum. * Burada, O’nun için, Mevlana’nın “... yeni bir şeyler söylemek lazım” deyişine uygun olarak birkaç farklı ifade kullanmak gerekirse, sanırım Sayın Atalay’ın AK Parti’deki aday kriterini oldukça yükseğe çektiğini söylemek yeterli olacaktır. Bir yanda basından spora, kültürden yatırıma kadar lâf yerine iş üretip, içinde bulunduğu siyasi hareket ve anlayıştan da pek sapma göstermeyen Mehmet Atalay, öbür yanda siz söyleyin; “lâf olsun torba dolsun”, ben diyeyim; “Adaylık için değil, ‘iktidar partisinden milletvekili aday adayıydım’ kartviziti ile makam kapmak için” aday olan zurnanın son delikleri... “Hayırlı olsun” diyerek tamamlarken, siyaset yapmanın da, öncelikle ve özellikle ona emek verenlerin hakkı olduğunu bir kere daha tekrarlıyor, bu pencereden önümüzdeki günlerde değerlendirmeler de bulunacağımızın bilinmesini istiyorum.

POLİS YASASI İÇİN...

Yakınlarda torbadan çıkarılacak yeni bir “Polis devleti yasası” var ya... 30 yıl öncesinden bugüne sirayet eden kısa bir kıssa da... * 1983-86 İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Mark Rusel, İstanbul’daki bir toplantıda şöyle demişti: “Sıkıyönetimi kaldırarak bir adım ileri atıyorsunuz. Sonra polis yasasını çıkartıp iki adım geri geliyorsunuz. Neden? Eeee... Yeniden Osmanlılığa özenince mehter marşıyla yürümeye başladık da ondan.

ŞEYTANIN SAKALINA!..

Onca yılın ardından şimdilerde suçu ve suçluyu asimetrik paralelde arayanların gerçekleri nedir? Bir adam rüyasında şeytanı görüp sakalına yapışmış ve yüzüne bir tokat atarak haykırmış: “Bre mel’un, işin gücün bizi baştan çıkarmakken tutar bir de sakal bırakırsın haa... Al sana bir tokat daha!” diye kulaçlanınca, uyanmış ki bir de ne görsün, çekiştirdiği kendi sakalı değil mi?..