SON DAKİKA



Haber > Gündem > Bir gün mesele Suriye olursa, biliniz ki hedef Tür

Bir gün mesele Suriye olursa, biliniz ki hedef Tür

21 Şubat 2016 Pazar - 09:27








17 Şubat Akşamı, tam mesai bitiminde, Meclis binasına, Bakanlıklara ve TSK Lojmanları’na yakın bir yerde yani Ankara'da devletin kalbinde bomba yüklü bir araç patlatıldı. Vahim ve büyük bir terör saldırısı, Türkiye'yi, Ankara'yı, hatta devleti hedef aldı. Suruç ve Ankara'dan sonra ülkenin son döneminde maruz kaldığı üçüncü büyük bir saldırı. Yeni Akit Gazetesi yazarı Serdar Arseven 19 Şubat 2016 tarihinde yazdığı bir yazıda; “Menfur terör saldırısından, 20 saat kadar sonra devletin çok çok önemli makamlarından bir tavsiye geldi: ‘Patlama öncesinde çok önemli yazılar kaleme aldın, seri yazılarına yeniden ve aynen yer vermelisin. Şifre o yazılarda.’” Ne demiş Serdar Arsever? “Bugünlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki Hassasiyetleri kaşımayı hedefleyen bir takım faaliyetlere ilişkin haberler gelmekte. Son vakitlerde gerçekleştirdiğim kritik ziyaretlerde, bir konu üzerine yoğunlaşmam tavsiye edildi. Şöyle ki; Türk Silahlı Kuvvetleri'nde kıpırdamalar var, birileri Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki hassasiyetleri kullanarak gidişatı etkilemek istiyor. Demokrasi dışı arayışlarına dikkat.” Serdar Arsever “Dikkatinize arz ederim” diyor. "12 Eylül öncesindeki tezgah çok daha ustalıklı dizayna sahneleniyor." Mümtazer Türköne'nin “Ankara saldırısı PKK ve Kürtler” yazısı okumaya değer. Türköne, Ankara saldırısı ile günümüz ve geçmişi oldukça iyi analiz etti . Buyurun; "Terör mafya yöntemleriyle imza atıp mesaj bırakıyor. Ankara'da bombanın patladığı yer, devleti yönetenlere, hayatımızı emanet ettiğimiz güvenlikten sorumlu herkese doğrudan şu mesajı veriyor: ‘En emniyetli sandığınız yerde bile kanlı eylemler yapabiliriz.’ Şehir merkezlerine yönelik saldırıların ne kadar fütursuzca yapılabileceği mesajı var patlayan bombanın parçaları arasında. Korkmamız isteniyor. Sadece korkmamız değil, aynı zamanda çılgın komplo senaryolarına inanmamız ve kutuplara ayrılıp birbirimizden nefret etmemiz bekleniyor.

PKK ÖN PLANA ÇIKTI

Terör, gündelik sorunlardan biri değil. Bu yüzden siyasi tartışma konusu yapılmamalı. İktidar böylesine kanlı bir eylemle karşılaşmak ister miydi? İktidarı ve muhalefetiyle Meclis'te sergilenen ortak tavır, bu ülkede mevcut olan kader birliğinin göstergesi. HDP temsil ettiği kitleler nezdinde büyük bir fırsatı kaçırdı. IŞİD ile birlikte iki makûl şüpheliden biri olan PKK'yı istemeden de olsa ön plana çıkartmış oldu. Terörü lanetlemenin ‘ama’sı, ‘fakat’ı olmaz. HDP, utangaç biçimde farklı davransa da; bu ülkede herkesi kuşatan ‘birlikte var olma’ iradesini sarsmak pek kolay değil. Kürtlerin geleceği de patlayan bombalarda veya kazılan çukurlarda değil. Hepimiz aynı gemide yol alıyoruz. Terör bizim sinir uçlarımıza dokunuyor, aşırı tepkilere yol açmasını umut ediyor. Allah'a şükür olmuyor. Yaralarımızı sarıp, teröre lanet edip, yolumuza devam ediyoruz. Milletimizin başı sağolsun

IŞİD’İN ESAMESİ OKUNMUYOR

Bu katliamın failinin PKK olması, galip ihtimal olarak görülüyor. Türk ordusu PYD mevzilerini top atışına tutarken, ikinci olağan şüpheli IŞİD'in devreye girmesi pek mantıklı değil. Dikkat edilirse Suriye'de sona yaklaşılırken, IŞİD'in esamesi hiçbir yerde okunmuyor. PKK'nın eyleme hemen sahip çıkmaması; halkın tepkilerinin gözetildiğini, ancak bombanın patladığı yerin mesajı yeteri kadar aşikâr ettiğini düşündüğünden olmalı. Bize ise bu eylemden doğru sonuçları çıkartmak düşüyor.


KÜRT SORUNU DEĞİL PKK SORUNU

PKK'nın örgütsel çıkarları ve kendisi için inşa etmeye çalıştığı gelecek ile Kürtlerin güvenliği, refahı ve huzuru arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Kürt siyasetindeki PKK tekeli, Kürtleri emperyal aktörlerin Türkiye'ye karşı kullandığı sopaya dönüştürüyor. Yıllarca “Kürt sorunu mu, yoksa terör (PKK) sorunu mu?” diye tartıştık. Bugün karşımızda duran; Kürt sorunu ile hiçbir alâkası kalmayan, uluslararası bağlantılardan güç alarak büyüyen bir terör sorunu. PKK istediğini elde etse Kürtlere ne faydası olacak? PKK'nın örgütsel stratejisinin sadece kitlesel destek fonunda, etkisiz bir eleman olarak yer alan Kürtlerin başına neler gelecek ?

1916’DAKİ GİBİ

1916'da ‘Sykes - Picot - Sazanov Planı'nı uygulama rolü Araplara verilmişti. Yüz yıl sonra aynı rol PKK'ya veriliyor. PKK, tıpkı 1916'nın Arap milliyetçisi örgütleri gibi bir örgüt. Karar, strateji ve inisiyatif ona ait değil. Yüz yıl önceki Arap milliyetçileri gibi ihtimal hesapları yapıyor, fırsatlara umut bağlıyor. Kürtleri, tıpkı bu örgütlerin Arapları yuvarladığı uçuruma doğru sürüklüyor.Sykes- Picot-Sazanov Planı, Türk Ordusu'nun kuşatma altına aldığı Kuttü'l Ammare'deki İngiliz Ordusu'nu teslim almasından hemen sonra başlayan Arap ayaklanmasının arkasındaki emperyalist planın adıdır. 1917'de Bolşevikler Rusya'da iktidarı ele geçirdikleri zaman bütün gizli belgeleriyle birlikte bu planı açıkladıkları için tamamlanmadan ifşa olmuş ve aslında uygulanamamıştır. Yine de “Sykes-Picot Anlaşması” dendiği zaman; Ortadoğu'nun kaderinin, bu coğrafyanın dışından gelen işgalci güçler tarafından belirlenmesi anlaşılır. Bugün PKK'nın Rusya ile öne çıkan uyumu, 1916'yı hatırlatıyor. PKK büyük güçlerin müttefiki değil, sadece tek kullanımlık bir aparatı. Rusya PKK'yı, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için kullanıyor. İstediklerini alınca da, geçmişte olduğu gibi paketleyip teslim edecekler. Türkiye belki zorlanacak, ama yoluna devam edecek. Peki olan kime olacak? Bu sorunun cevabının peşine düşmemiz lâzım."

ERBAKAN DEMİŞTİ Kİ;


Merhum Başbakan Profesör Doktor Necmettin Erbakan aynen söyledi. Aşağıdaki cümlesi bugünü daha iyi anlatmaktadır. Merhum Erbakan “Bir gün mesele Suriye olursa; biliniz ki, hedef Türkiye'dir.” Hani bir söz var ya ‘Her şey seni hatırlatıyor’. Merhum Erbakan hocamızın bu anlam yüklü cümlesi her şeyi anlatıyor....

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap