Her gün yazıyor, her saat anlatıyoruz. Ama ne sayfalar, ne de sözler yetiyor! Konular o kadar çok, gündem o denli yoğun ki! Ben hangi birini yazmak, sayfa sekreteri hangisine yer ayırmak için karar veremiyoruz. Onun için “Yazmazsam iki satır, bir yalnızlık, bir haksızlık hissederim” diyerek şu günlerde gündemi; ‘anlayana sivrisinek saz’ hesabıyla ‘kıssadan hisse’ almasını becerebilenler için ‘15-20 kelime, 3-5 satır’ ile paylaşacağız! 

TRABZONSPOR İÇİN FORMA VE SECCADE...

Spor köşemiz yarın. Ama Trabzonspor’un içinde bulunduğu ahvali şimdilik 3-5 kelime ile geçiştirip, bütününü yarına bırakacak isek bugün ne yazabiliriz? -“Bu forma artık bu yükü kaldırmıyor! Bu seccade de bu günahı taşımıyor” desek yeter mi?

DEVLET BAHÇELİ’DEN; “FUZULİ İŞLER” UYARISI..

Devlet Bahçeli’ye “Lozan’da ne oldu?” diye sorduk; “Lozan’da Lord planları askıya alındı” dedi. Sonrasında; “Türkiye Cumhuriyeti’nin ilam ve ilanının hukuki gerekçe ve şartları oluşturup olgunlaştırıldı” diye ekledi. Ve de üst düzeyden uyardı: “Tarihimiz ile çarpışmayalım.” “Ne yapılması gerektiğini öğrenelim” dedik; “Talihimizi değiştirmek için çalışalım” diye yol gösterdi. Bugüne dikkat çekip; “15 Temmuz işgal denemesi çok yeni” diye ilave edip; ‘anlayana’ hesabıyla, “Fuzuli işlerle uğraşmayalım” diye açık açık uyardı.

TRABZON BAROSU’NDA BİR İLK...

Trabzon; “İlklerin şehri” olarak bilinir. Ve bir ilke daha imza atarak, Trabzon Barosu Başkanlığı’na Sibel Suiçmez’i demokrasinin kutusu olarak satılan sandıktan kahir çoğunlukla başkan olarak çıkardı. Her ne kadar; çıkarları için sandığı baş tacı ederken, işlerine gelmediği zaman da sandığı yerden yere vuranlar olsa da; Avukat Sibel Hanım ile ekibine, hak ve hukuk tatilinin giderek uzatıldığı bir Türkiye’de kimliksiz adalete katkı için başarılar diliyoruz. Eski başkanlardan, Trabzonspor Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen’in, ‘anlamak istemeyene anlatmak kadar zor bir iş yoktur’a örnek teşkil edenlere yaptığı açıklama ile gönderdiği mesajın da artık iyi algılanması gerektiğini düşünüyorum.

FINDIĞIMIZ DA GÜREŞİMİZ GİBİ OLURSA!

Türkiye’nin Dünya’da fındıkta olan üstünlüğünden söz edip, sanki piyasada tüm güç bizim elimizde imiş gibi davranırken, gelecek için gereken tedbirleri almayanlara tarihin sayfalarından bir gerçeği hatırlatmakta yarar var! Güreş sporunda Dünya minderleri, bir zamanlar tamamen Türklerin hakimiyetinde idi. Şimdi ise, Dünya ve Avrupa şampiyonaları ile Olimpiyatlarda bir altın madalya kazandığımız zaman bayram ediyoruz! Onun için yakın bir gelecekte fındığımızda güreşimiz gibi olursa, kimse şaşırmasın!

UNUTMAK KİMİNE HELÂL, KİMİNE HARAM!

Unutmak unutmaktır! Zamana mekana, kadına erkeğe, bakana çöpçüye göre değişmez, değiştirilemez. İngiltere de; “Lordlar kamarasındakilere helal, avamdakilere haram” değildir! Türkiye’de; “Devleti yönetenlere helâl, halka haram” hiç değildir. Anlayacağınız, unutmak veya unutmamak adına, ‘haram’ ile ‘helâl’in tarifi, makama ve mevkiye göre değişmez! Nasıl mı? Mesela bir bakan çıkıp da, halkın 15 Temmuz’a yaşanan ihaneti unutmaya başlamasından söz ederken, kendisinin 2 ay önce söylediğinin bugün tam tersini savunmasını ‘sözünü unutmak’ ya da o dünkünü ‘yalan’ sayacak mı, yoksa saymayacak mıyız?

MEHMET BARLAS’IN “GÖZ YUMANLARI!”

“Aklı olanlar, ‘Barış açılımı’nı fırsat bilip, Anadolu kentlerinde silah ve cephane yığınağı yapan PKK’lılara, hangi güvenlik bürokratlarının göz yumduğunu araştırırlardı...” Yukarıdaki satırlar dünkü Sabah Gazetesi’nde Mehmet Barlas’ın köşe yazısından alınmıştır. Önündeki ve devamındaki cümleleri çıkartarak sizlerle paylaştım. ‘Göz yumma’ hesabına kimi düşündüğünüzü öğrenmek için!