Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Türk Devletleri Dezenformasyonla Mücadele Forumu'nda, Türk dünyasından medya ve iletişim profesyonelleri bir araya geldi.
Forumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, içinde bulunulan yüzyılın en kritik meselelerinden biri olan dezenformasyonla mücadelede yeni iş birliği kapılarının aralanması ve iletişim cephesinde safların sıklaştırılması gerektiği mesajlarını verdi.
"İLETİŞİM CEPHESİNDE SAFLARI SIKLAŞTIRACAĞIZ İNŞALLAH"
Tarihin, zaferlerin, kazanımların, mücadelenin ve geleceğin ortak olduğu Türk dünyasından gelen konukları, Ankara'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başlayan Duran, '15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü'nü kutladı.
Ortak alfabe ile yayınlanan 'Türk Dünyası Vizyon Belgesi'nin hayırlı olmasını dileyen Duran, "Bugün de Aile Meclisimizde, yüzyılımızın en kritik meselelerinden birini, dezenformasyonla mücadeleyi konuşacak; yeni iş birliği kapılarını aralayacak, iletişim cephesinde safları daha da sıklaştıracağız inşallah." dedi.
"KENDİ GÖK KUBBEMİZ ALTINDA GÜVENLİĞİMİZİ GÜÇLENDİREBİLİRİZ"
Burhanettin Duran, Türk Devletleri Teşkilatı'nın, dünyanın belirsizliklerle, çatışmalarla, kırılmalarla sarsıldığı, büyük bir sistem krizinin vuku bulduğu bir dönemde kardeşlik bağından güç alan ülkeler olarak bir araya geldiğini ve kurumsallaşma yürütmekte olduğunu belirtti.
Teşkilatın 16 yıldır 'dilde, fikirde, işte birlik' şiarıyla ekonomik entegrasyondan ulaştırma koridorlarına, savunma iş birliğinden eğitim ve kültür politikalarına pek çok alanda ortak çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan İletişim Başkanı Duran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi'nde yaptığı, "Terörizmden yasa dışı göçe, siber tehditlerden iklim değişikliğine kadar ortak bir duruşla mukabele edebileceğimizi, kendi gök kubbemiz altında kendi güvenliğimizi güçlendirebileceğimizi düşünüyorum" açıklamalarını alıntılayarak verilen mesajların önemli olduğuna vurgu yaptı.
"DEZENFORMASYON HAKİKATE KARŞI BİR TEHDİTTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'kendi gök kubbemiz altında kendi güvenliğimizi güçlendirmek' ifadesinin çok şey ifade ettiğini kaydeden Duran, "Bizler medya ve iletişim profesyonelleri olarak burada bir araya geldik. Ancak hepimizin bildiği ve mutabık kaldığı hususlar var. Uluslararası bazı çevrelerin iletişim alanında sahip olduğu egemenlik ve zaman zaman tahkim ettiği 'söylem tekeli' aslında sadece bizlerin iletişimcilerin konusu değildir." değerlendirmesini yaptı.
İletişim alanında karşılaşılan, başta dezenformasyon olmak üzere manipülasyon, siber saldırı, sosyal platformlarda artan nefret dili ve bilgi güvensizliği gibi tehditlerin kamu düzenine karşı doğrudan tehdit oluşturduğunu ifade eden Duran, dezenformasyon çerçevesindeki tehdidin aslında hakikate karşı bir tehdit olduğunu ve giderek de uluslararası bir enstrümana dönüştüğünü aktardı.

"DEZENFORMASYONUN NE KADAR BÜYÜK BİR TEHDİT OLDUĞU ANLAŞILMIŞTIR"
Burhanettin Duran, bunların aynı zamanda milli güvenlik, toplumsal istikrar ve uluslararası itibarı doğrudan ilgilendiren stratejik bir alan haline geldiğinin altını çizerek "Bu çerçevede zihni bir felaket, algısal bir çürüme veya gerçeğin katli şeklinde ifade edebileceğimiz dezenformasyonun, ne kadar büyük bir risk ve tehdit olduğu da anlaşılmıştır." dedi.
Duran, dezenformasyonla mücadelenin hem 'Türk Dünyası 2040 Vizyonu' belgesinde hem de '2025 Enformasyon Alanındaki Eylem Planı'nda yer almasının tesadüf olmadığını, dezenformasyona karşı ortak mücadelenin vazgeçilmez olduğunu ortaya koyduğunu dile getirdi.
Forumun da bu amaca hizmet ettiğinin altını çizen Duran, "Forum dezenformasyonla ortak mücadele azmimizi ve irademizi bir kez daha ortaya koymaktadır. Müşahede ettiğimiz uluslararası sistem krizi ve geçtikçe daha da derinleşen hakikat sorunsalının altında dezenformasyon mefhumu da var." diye konuştu.
"DEZENFORMASYON DEVLETLERİN KAPASİTESİNE ZARAR VEREBİLEN BİR TEHDİT"
Dezenformasyonun küresel krizlerin bir sorunu olmakla birlikte, krizleri derinleştiren bir aparat olarak görülebileceğini kaydeden Duran, dezenformasyonun yalnızca yanlış bilgi olmadığını devletlerin kabiliyet ve kapasitesine zarar verebilen varoluşsal bir tehdit olduğunun altını çizdi.
Duran, çağımızda savaşların artık yalnızca askeri yöntemlerle yürütülmediğini, hedef ülke, bölge veya halkın istikrarsızlaştırılmasının, önce zihinsel, toplumsal ve kurumsal direncinin aşındırılması boyutuyla aslında iletişim alanında başladığını belirterek, bu itibarla bakıldığında hibrit tehditlerle karşı karşıya olunduğunun açık olduğunu ifade etti.
"BİRÇOK STRATEJİK PROJELERİMİZE KARŞI PROPAGANDALAR GÖRÜYORUZ"
İstikrarsızlaştırma tehdidine karşı yapılacak en önemli işin ortak mücadele olduğunun altını çizen Duran, kasıtlı, hedefli ve koordineli bir dezenformasyon kampanyasıyla karşılaşmanın artık sıradan bir vaka haline geldiğini kaydetti.
Duran, şu değerlendirmeyi yaptı:
Bu bağlamda kardeş Türk Devletleri'ni mercek altına aldığımızda; dezenformasyon girişimlerinin kimi zaman ortak hedefler üzerinden eş zamanlı şekilde, kimi zaman ise ülke özelinde ayrışan stratejilerle yürütüldüğünü gözlemliyoruz.
Ne yazık ki başta enerji, savunma, ulaşım ve ticaret koridorları alanları olmak üzere birçok stratejik projelerimize karşı propaganda ve dezenformasyon kampanyaları görüyoruz.
