Birileri, daha Türkçesi, “Öküzün altında buzağı arayıp”, yalanlarla peynir gemisini yürütebileceğini sananlar, tarihin yazdığı en kanlı muharebelerden olan Çanakkale Savaşları için, “Türk, Kürt, Arap, bilmem ne, hep birlikte yan yana savaşıp, beraber toprağa düşerek bu ülkeyi kurtardık. Şimdi boğaz sırtlarında kucak kucağa yatıyorlar” deyip duruyor. Ahalinin büyük kısmı da; emme basma tulumba gibi kafa sallayıp onaylayarak, bu büyük yalana inanıp, adeta ortaklık ediyorlar. Yok böyle bir şey! Her şey ayan beyan ortadadır. Tarihin kucağında, kitaplara da kayıtlıdır. Çanakkale başta olmak üzere Türk Milleti’nin istiklâl mücadelesini yapanların tamamı, bu büyük zaferin baş mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene” vecizesinde tarif edilen, “Kendini Türk hissedenlerdir.” Onların çabaları, kanları ve canlarıdır. Siz, Çanakkale’de dikilen mezar taşlarına ‘el alem birlik ve beraberlik içinde görsün’ diye yazılan ve de gerçek olmayan isimlere bakmayın... O mücadele yapılırken, yüzde 90’ı mütarekecilerden yana olan İstanbul Basını’nı unutmayın... Vatan ve millet, dahası ecdadımızın yaptığı gibi, “İlayi Kelimetullah” adına savaşmak değil, savaşmamak için din adamı kisvesi altına girme adına “molla belgesi” alıp, kimisi yan gelip yatarken; kimisi de adeta düşman saflarındaymışçasına fetva verenlerin, şimdilerde devlet eliyle aklandırılmaya çalışılmasına kanmayın... Unutmayın; bu dünya da “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”. Ama ahirette; Hakkın huzuruna çıkıldığı anda söner gider.

DONCULAR PİYASADA!

Hava şartlarına göre değişir doncular! Ya da doncuların ben diyeyim ‘işleri’, siz söyleyin ‘sözleri’! Don piyasası farklıdır! Şekline, şemaline göre değişir! Kimisi pazardaki işportacıda bağırarak satar... Kimisi manifaturacı da, daha münasip bir şekilde paket eder... Kimisi, terziye “Bana bir şalvar dikiver” deyivererek diktirir... Kimisi de fındık hesabına, ‘basında yer alsın’ diye açıklama yapar durur... Hele şu sıralar, piyasanın da havası ikide bir değişiyor ise, dondan medet umularak, dem vurulur durulur!

BENDEN UYARMASI...

Ben sizlerle, özellikle de kamu dediğimiz ahalinin tümü adına görev yapan muhabir/haberci meslektaşlarımla birkaç hasseten önemli konuyu başlıklar halinde paylaşayım. Belki, bunları irdelemeyi tamamen bana bırakmaz da sizler de üzerinize düşen görevi yaparsınız diye! Birincisi; Temmuz’da yapılacak Dünya Okul Sporları Olimpiyatları’nın Trabzon’dan alınması an meselesi... İkincisi; çok sözü edilen 2023 trendinde Trabzon’un nüfusunun bugün ne ise, 7 yıl sonra da aynı kalacağının plan ve programlarda yer alması... Üçüncüsü; 40 yıldır üreticiden tüketiciye kadar fındıkla yatıp-kalkan, fındığı yazan birisi olarak şimdiye kadar tek bir cümle halinde dahi, “Fındık fiyatı düşer”, ya da “Fındığın fiyatı o olur, bu olur” diye yazmamış olmam. Ama birilerinin işlerinin güçlerinin “İndir fiyat, bindir fiyat” diye açıklamalar yapıyor olması...