Ne günlere kaldık Yarabbi? Bir yandan, Türklüğü ırkçılık sayarken, diğer yandan dört elle sarıldıkları Mehmet Akif'in; "Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl" diyerek, İstiklal Marşı'nda Türklüğü nasıl yücelttiğini unutacaklar!.. * Ve dahası yine Akif'in Çanakkale Şehitleri'nde; "Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek" diye Türk ırkını nasıl ayrıcalıklı bir yere koyduğunu unutturmak için, yemedik herze bırakmayacaklar.. "Türk milleti" ibaresini kullanmamak için, kelimelere takla attıracaklar. Allah'ın akıl ile donatıp, "anlasınlar" diye ayrıcalık tanıdığı memleket ahalisinin büyük kısmı da bön bön seyredecek!.. Hem de utanmadan sıkılmadan... * Yetmedi; bu istismarcılar, o Mübarek Adamlar'ın huzuruna varıp, "Vatan, Millet, Sakarya nutukları" attılar. Yarın da atacaklar. Atmayı da sürdürecekler. Ne denir? Sürdürenler mi, yoksa sürdürtenler mi utansın?

MHP BU KEZ FARKLI...

MHP bu kez, tüm hatları ve unsurları ile, geçmişi ve bugünü ile sahada... Dahası Ülkü Ocakları ile de... Görünen o ki, Trabzon'da bu kez çok farklı bir mücadele olacak. Hüseyin Örs'ün, hafızalarda yer eden aday adaylığını açıklama toplantısı kendi beyanı ile; "bu daha işin başlangıcı." Ardından bir başka adaşı Hüseyin Kıran aday adaylığını Sayın Örs gibi Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi'nde açıkladı. Toplantının başında MHP'nin eski il başkanlarından İlhan Soydan'ın söylediği bir cümle var ki, kısa ve öz hesabıyla, doğrular adına "adrese teslim" idi. -"Vatan haini, bebek katili, Ermeni asıllı bir mahlukun bildirileri, bakanların elinde, milletin huzurunda manifesto gibi okunuyor." * Seyir defterini yakından izleyeceğimiz MHP'nin toplantısında, Trabzon'un plaka numarasını asmış yaşının verdiği yaşanmışlıkla İlhan Soydan sordu: -"Amel, edebin önünde giderse ne olur?" Partilerden biri cevap verdi: "Bugünkü gibi olur."

DOLAR'A YİTİK EŞEK HESABI!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Babacan ve MB Başkanı Başçı hasbıhal olup da, 2.63'e kadar çıkan dolar bir günlüğüne 2.54'e kadar inince hükümet medyası başlık attı: "Doların ateşi düştü." İlginç!.. Nasıl düşme ise... 2.10'dan, 2.63'e sanki başkaları çıkarmıştı da, bu görüşme 10 kuruş (!) düşürdü. Bu mantık neye benziyor? Bilirsiniz!.. Devlet; ben diyeyim "fakir", siz söyleyin "züğürt tesellisine alışkın" kulunu sevindireceği zaman onlara önce eşeğini kaybettirir, sonra da buldurup sevindirirmiş!..

CUMA YERİNE CENAZE NAMAZI...

Suriye savaşlarında 4 yıl geri de kaldı. Bilinen kısmıyla 211 bin ölü, 85 bin kayıp; 978 bin yaralı... Ve de her taraf yerle bir... Ne diyecek, ne yazacağız? Şöyle yazsak: Bir gecede "Kardeş Esad"ı, "Düşman Esed"e çevirip, "6 ay sonra Şam'da cuma namazı kılacağız" diye böbürlenenler, 4 yıldır bu namazı kılamadılar ama, İslâm ahalisinin binlerce Müslüman'ın cenaze namazını kılmasına sebep olmadılar mı? "Olmadılar" diyenin aklından da, vicdanın da şüphe ederim!..