Kenan Evren'de göçtü gitti. Allah rahmet eylesin.. Sevapların günahların hesabı artık Allah'ta.. Bu vesileyle bir şeyler yazmak gerekir ise; o ki günümüzde Cumhurbaşkanı-Başbakan söylem ve eylemleri birbirine karışmış durumda biz de o pencereden bir kaç kelime edelim. 1982'de sandığa atılan oylarla (öyle veya böyle) Cumhurbaşkanı seçilen Kenan Evren, 1983 Kasım'ın da genel seçimleri kazanarak Başbakan olan Turgut Özal ile Türkiye'nin bugününü bile yaratan birliktelikte işine hiç karışmamış, hiç zorluk çıkarmamış, dayatmalar yapmamıştır. Türkiye'de o yıllarda hatırı sayılır değişim ve gelişim göstermiştir. Şimdi, ben o günler için diyeyim "Bir yanda vesayetin tepesine oturtulan askerden gelen Cumhurbaşkanı", siz de bugüne bakarak "En kötü gerçek en güzel yalandan iyidir"i unutmadan aklınıza geleni söyleyin, iletin..

TRABZONSPOR ve ŞÜKRÜ GÜNGÖR KÖLEOĞLU..

Geçen hafta işadamı, Trabzon Ticaret Borsası Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu'ndan "Trabzonspor ve Şampiyonluk" hesabına "Trabzonspor'un sil baştan yapmaya zamanı yok. Ama bu hareket tarzı ile şampiyon olmasının da imkanı yok" diye yazdık ya.. Şu sıralar kongre ve başkanlık kulisleri ile başkan arayışlarının sıkça telafuz edildiği bir ortam bulunmasının da etkisiyle olsa gerek, "Yoksa, Şükrü Bey başkanlık için nabız mı yokluyor?" diye soranlar kadar, "Trabzonspor için iyi olur" diye yakıştıranlar, hatta "Gelsin şampiyonluğu getirecek tarzı uygulasın" diye çağrı yapanların sözlü ve yazılı mesajlarını da almadık değil.. Yalnız; Sayın Köleoğlu'na danışmanlık yapan birisi olarak bunları yazdım diye, kimse O'nun bilgisi dahilinde gibi izlenime ve düşünceye sakın kapılmasın. O iş (danışmanlık) başka, bu iş (yazarlık) başka.. Biz, sapla samanı ayırmasını biliriz; biline..

ARTVİN'DEN ORDU'YA DEĞİN..

Trabzon'da ikâmet ediyoruz, gazete de Trabzon'da basılıyor diye "Dünyanın merkezine Trabzon'u, dolayısıyla kendimizi oturttuk" sanılmasın. İşimizi, ben diyeyim "Gözümün gördüğünün yarısına inanır, kulağımın duyduğunun hiç birine inanmam" ilkesiyle araştırarak, siz söyleyin "Gözden ırak olan gönülden de ırak olur" gerçeğinden hareketle biraz değil, epeyce Trabzon için kalem oynatmıyor değiliz.. Ama; ne Artvin'deki güzellikleri, ne Giresun'daki dostlukları, ne Gümüşhane'deki sakinliği, ne Ordu'daki hareketliliği unuttuk sanmayın.. Hele şu seçimden 7 Haziran'da yapılıp, bir gün sonra yeniden start alacak "indir seçim, bindir seçim" hengamesinden bir kurtulalım!.. Bir yıl önce aramızdan ayrılan Ahmet Kayacık kadar olmasa bile buraları da turlayacağız, yaşayacağız ve de yazacağız..

SPOR BASINI EĞİTİM SEMİNERİ İÇİN..

Siz; "Anlayan bilir" deyiverin, ben ise Nesimi'nin ağzından "Gâh çıkarım gökyüzüne seyreylerim alemi, Gâh inerim yer yüzüne seyreyler alem beni" deyivereyim. Bizi anlayanlar bilir, biz de kendimizin ne olduğunu.. Her neyse; gelelim sadete.. Genç meslektaşlarım talep ettiler, biz TSYD Trabzon Şubesi olarak önayak olduk, TGC destekledi,Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile Ortahisar Belediyesi yardım etti "Spor Basını Eğitim Semineri"ni bize ve ekseriyete göre başarıyla tamamladık. Ama, ben diyeyim "hayatını öküzün altında buzağı aramakla" idame ettirenler; siz deyin "insafsız avcıya hizmet edercesine işi sadece eleştirmek olanları" memnun edememişiz!.. Ne denir? "Onlar memnun olsaydı, işte o zaman bizim yaptığımız işte bir yanlışlık olduğunu düşünmek gerekirdi" desem!.. Yeter mi?