A+ A-
Yorum
10

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'na hitap etmeye hazırlanıyor

Yayın Tarihi: 17.09.2024 - 15:00
Daha öncesinde 13 kez Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14'üncü kez kurula hitap edecek.
Kaynak:HABER MERKEZİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na 14'üncü kez hitap edeceği gün belli oldu.

Edinilen bilgilerde, günün 24 Eylül Salı olarak belirlendiği öğrenildi.

22 Eylül'de "Geleceğin Zirvesi" ile açılacak olan BM 79. Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk gün, üçüncü sırada söz alması öngörülüyor.

"İNSANLIĞIN ORTAK YARARINADIR"

Başbakanlık görevinde bulunduğu 2005'te ilk kez BM 60. Genel Kurulu görüşmelerine katılarak burada konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu mesajları vermişti:

Her şeyden önce kendini yenileyen, daha demokratik ve şeffaf, tüm üyelerin ortak iradesini temsil kabiliyetine sahip, uluslararası ihtilafların çözüm zemini olan, dünya barışının teminatı olarak görülen, saygınlığı, tüm üyeleri tarafından yüceltilen, daha aktif ve daha dirayetli bir BM teşkilatı, insanlığın ortak yararınadır.

"HEPİMİZİ HEDEF ALAN BİR İNSANLIK SUÇUDUR"

Erdoğan'ın katıldığı sonraki BM Genel Kurulu ise 2007'deki 62. Genel Kurul görüşmeleri oldu ve burada terörle mücadele konusuna vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmaları şöyle:

Dünyanın herhangi bir köşesinde yaşanan terör eylemi hepimizi hedef alan bir insanlık suçudur.

Sınır tanımayan terörü lanetliyor, terörün acı tecrübesini bizzat yaşamış bir ülkenin başbakanı olarak tüm insanlığa yönelik bu tehditle mücadelede dayanışma ve daha etkin işbirliği çağrısını buradan yineliyorum.

"DAHA ETKİN BİR KURUM HALİNE GELMELİDİR"

2009'da katıldığı BM 64. Genel Kurulu'nda ise Erdoğan, BM'nin yapısının reforme edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, şöyle konuştu:

Temsil kabiliyeti güçlendirilmiş, demokratik, şeffaf, adil ve etkin bir Birleşmiş Milletler'in, küresel barış ve istikrara daha fazla katkı yapacağına inanıyoruz.

Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yoksullukla mücadele, kadın-erkek eşitliği, insan hakları ve insan onurunun korunması konularında, daha etkin bir kurum haline gelmelidir. Bu amaca matuf reform girişimlerine tam destek veriyoruz.

Fakat Birleşmiş Milletler sistemindeki reformun, Güvenlik Konseyi de reforma tabi tutulmadığı müddetçe başarılmış sayılamayacağı muhakkaktır.

SURİYE, LİBYA, SOMALİ VE FİLİSTİN MESAJI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011'deki BM 66. Genel Kurulu'nda bölgesel konuları değerlendirerek Suriye, Libya, Somali, Filistin'e ilişkin mesajlar verdi.

Ayrıca, burada açıklamalarda bulunan Erdoğan, Azerbaycan topraklarının yıllardır süren haksız işgalinin sona ermesi gerektiğini belirterek şöyle dedi:

Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması asla kabul edilemez, uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler bulunması, hepimizin siyasi ve ahlaki sorumluluğudur.

CUMHURBAŞKANI SIFATIYLA İLK HİTAP

Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez 2014 yılındaki BM 69. Genel Kurulu'na hitap eden Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

Daha fazla gecikmeden, daha fazla mazlum insan, masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır.

Altını çizerek ifade etmek isterim ki, dünya beşten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir.

Tüm alınan kararlar, bakıyorsunuz bir ülkenin iki dudağı arasındadır. Eğer 'hayır' derse hayır, 'evet' derse o zaman icraata geçilebiliyor. Filistin'de sadece birkaç ay içinde 2 binden fazla masum insan katledilirken, Birleşmiş Milletler beklenen çözümü üretememiştir. Suriye'de 4 yıldır 200 binden fazla kişi katledilirken, 9 milyona yakın insan yer değiştirirken, Birleşmiş Milletler yine etkili çözümler sunamamıştır.

KURULDA FETÖ ÖN PLANA ÇIKIYOR

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden yaklaşık 2 ay sonra BM 71. Genel Kurulu'na katılarak burada konuşan Erdoğan, şu ifadelerde bulundu:

Bu darbe girişimi, milletimizin demokrasisine, hükümetine, özgürlüklerine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Bu bakımdan milletimle iftihar ediyorum. Demokrasisine sahip çıktığı için iftihar ediyorum.

29 gün, gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak bedenini tankların önüne siper ederek engelleyen milletimle iftihar ediyorum. Şayet bugün karşınızda bulunuyorsam, milletimizin işte bu cesur ve asil duruşu sayesindedir.

Unutulmasın ki Türkiye’deki darbe girişimi, aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken, demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü, sadece Türkiye’nin değil, varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer bir deyişle, bugün bu Genel Kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır.
Bu örgüt Türkiye’nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir.

DEAŞ BAŞARISINA VURGU

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2017'de yapılan BM 72. Genel Kurulu'ndaki konuşmasında ise Suriye ve terörle mücadele mesajları öne çıkarken, konuşmada şu sözler yer aldı:

Türkiye, Suriye ve Irak'taki istikrarsızlıktan beslenen DEAŞ ve PKK gibi bölgenin en eli kanlı terör örgütleriyle kıyasıya bir mücadele içindedir.

Bunun yanında ülkemizin meşru, demokratik rejimini kanlı bir darbeyle değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz de devam ediyor.

FİLİSTİN'E ÖN PLANDA YER VERİLDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018'deki BM 73. Genel Kurulu'nda, BM'ye yönelik eleştirilerde bulundu ve Filistin meselesini gündeme getirerek, "Birleşmiş Milletlerin insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı da bir gerçektir." ifadelerinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şöyle konuştu:

Geçmişte Bosna'da, Ruanda'da, Somali'de, yakın tarihte Myanmar'da, halen Filistin'de yapılan katliamlar hep Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin gözü önünde gerçekleşmiştir.

Filistinlilere uygulanan zulme ses çıkarmayanların, onlara yapılan yardımları kısma konusundaki gayretleri sadece zalimlerin cesaretini artırmaktadır.
Tüm dünya arkasını dönse bile, Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz.

GÜNDEM AYLAN BEBEK OLDU

2019'daki BM 74. Genel Kurulu'nda ise düzensiz göç sorununu "Aylan bebek" örneğiyle anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu sözleri sarf etti:

Dünya, canlarını kurtarmak için çıktıkları yolculukları ya Akdeniz’in karanlık sularında ya da sınırlara gerilen tel örgülerin önlerinde sonlanan milyonlarca mazlumu maalesef çok çabuk unuttu.

Özellikle işte gördüğünüz gibi Aylan bebeği dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki, bir gün ola ki aynı durum sizlerin de başına gelebilir. Çünkü Aylan bebekler bir değil binler, milyonlar, bütün bunlara karşı tedbirimizi almak durumundayız.

Etiketler