A+ A-
Yorum
10

Damla'nın gülüşü bu parkta hep yaşayacak

Yayın Tarihi: 29.07.2025 - 08:41
Bu hikayeyi okurken gözyaşlarınıza engel olamayacaksınız!
Kaynak:HABER MERKEZİ
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, belki de yaşamının en anlamlı açılışlarından birisini yaptı.
 
Lal Denizli, 'Damla Ar Düşler Parkının açılışını yaparken duygu dolu anlar yaşadı.
 
Lal Denizli konuşurken, ağlamaklı oldu, gözleri doldu.
 
Seçim çalışmaları sırasında tanıştığı Damla Ar'ın amansız hastalıkla nasıl mücadele ettiğine şahit olduğunun dile getiren Lal Denizli, gözleri dolarak bir konuşma yaptı.
 
BENİM SAVAŞÇI KIZIM!
 
Damla Ar için, "Benim savaşçı kızım, mücadelesiyle insanlara örnek olacak" diyen Lal Denizli, konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Hasta yatağında çizdiği son resim, Çeşme Beledimizde asılı duruyor. Bana ve hayatına değdiği her insana örnek olacak 19 yaşında, cesur yürek insanlardan birisiydi. Onu her düşündüğümde Allah’a şükrediyorum ki Damla gibi hayatının en sancı anlarında bile, o durumunu unutup çevresine umut veren birisiyle tanıştım. Birlikte oldum. Bizde bıraktığı iz tarif edilemez” dedi.
 
İŞTE LAL DENİZLİ’NİN DAMLA AR’A YAZDIĞI O MEKTUP
 
 
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli'nin seçim kampanyası sırasında tanıştığı ve sonrasında hiç yalnız bırakmadığı Damla, kanserle mücadelesini kaybetti. 
Lal Denizli, “Benim savaşçı kızım” diye mektup yazdığı Damla Ar için Çeşme’de onun anısına 'Damla Ar Düşler Parkı’nı açtı.
Çocuklar, Damla Ar Düşler Parkı’nda koşup eğlenirken, oyun oynadıkları bu alanın belki hikayesini bilemeyecekler ancak, Damla’nın adı sonsuza dek hep yaşayacak…
 
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, verdiği mücadele nedeniyle adının unutulmamasını istediği Damla Ar için vefatından sonra bir mektup yazmış bunu da paylaşmıştı.
 
İŞTE LAL DENİZLİ’NİN O MEKTUBU
 
 
 “31 Mart günü saat 16.55'te tanıştım Damla'yla. Saati hatırlıyorum çünkü sandıkların kapanmasına 5 dakika kalmıştı ve ben sandıklar kapanmadan Dalyan'da 20. sandık görevlilerine teşekkür edeceğim, son okul olduğu için aceleyle sınıflara yönelmiştim. İlk kata çıkarken bir el kolumu tuttu: "Kızım sizinle tanışmak istiyor, gelir misiniz?" dedi. "Abla, sandıklar kapanmadan gitmem lazım sınıflara" dedim. "Kızım hasta, o gelemedi, o yüzden istedim" dedi. Kızına doğru yürümeye başladık.
 
SİZİN İÇİN GELDİM
 
Damla, bir gün öncesinde kemoterapi almıştı ve yorgunluğuyla kuş gibi oturuyordu sandalyenin üzerinde. "Sizin için geldim," dedi, gülen gözleriyle bakarak. Saat 16.15'te ailesine demiş ki, "Oy vereceğim Lâl abla'ya." Ailesi hali yok diye istememiş ama ısrar etmiş.
 
SEN BENİM UMUDUMSUN
 
O gün üzerimde seçimin gerginliği tüm saatler boyunca beni takip etmişti. Damla'yı görünce yere çöktüm, kafamı dizlerine koydum, elini kafama koydu. Kalktım ve dedim ki: "Sen benim umudumsun, ben bu seçimi kazanacağım. Şimdi sıra sende."
 
O BENİM KIZIM
 
Seçimi kazandım. Bu hikâye aklıma yer etti. Seçimden sonraki hafta bayram ziyaretlerimi yapmak için Dalyan Mahallesi'ne gittim. Kahvede otururken bu hikâyeyi anlattım. Bir anda yanımdan "O benim kızım" diye bir ses geldi. Gülcan abla. O ana kadar orada olduğunu fark etmemiştim. Kalktık hemen eve Damla'nın yanına gittik. Oturuyordu, beni görünce çok şaşırdı. O öğlen çok güzel sohbet ettik.
 
RESİM YAPMAK HAYATINDA EN SEVDİĞİ ŞEY
 
Resim yapmanın hayatta en sevdiği şey olduğunu öğrendim. Ne kadar yetenekli bir de! Sonra duvarında asılı olan bir tablosunu bana verdi. Tablosu hızlıca makam odamdaki yerini aldı, tam karşımda duruyor. Bazen gün içinde yorgun hissettiğimde bakıp Damla'yı düşünüp kendime kızıyorum.
 
BENİ GÖRÜNCE AĞRILARINI UNUTTU
 
Sonra Damla'nın değerleri biraz bozulmaya başladı, hastaneye gidip gelmeleri sıklaştı. Kurban Bayramı geldi. Önce Damla'nın kan ihtiyacını paylaştık. Sonra atladık hastaneye yanına gittik. Onca ağrısına rağmen Damla her zamanki gibi kocaman bir gülümsemeyle karşıladı ve ilk cümlesi teşekkür ederim oldu.
 
SON KEZ GÜLÜMSEYEREK BİZE BAKTI!
 
İki buçuk aylık maceramızı bir cümleyle özetlemem gerekirse bu kesinlikle teşekkür ederim olurdu. Sadece bana değil, her işlem sonrası hemşirelerine, doktorlarına, annesine, tüm ailesine. Ziyaretten iki gün sonra Damla biraz daha kötüleşti. Gece vakti atladık yine yanına gittik. Gülümseyerek birbirimize baktık. En sıkıntılı olduğu gecesini sabaha bağlarken konuşacak nefesi yoktu ama doktoru içeri girince "Nasılsın doktorum?" diye soruyordu. Çünkü o öyle bir ruhtu.”
Etiketler