Destici'den Özgür Özel açıklaması: Sehven söylediğini düşünmek istiyorum

Destici, parti genel merkezinde düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında, tüm Müslümanların muharrem ayını tebrik etti.

Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde terör örgütü tarafından kullanılan bir mağarada yürütülen arama tarama faaliyeti sırasında metan gazından etkilenen 12 askerin şehit olduğunu hatırlatan Destici, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne başsağlığı diledi.

Son dönemde çeşitli illerde meydana gelen orman yangınlarının, ülkenin en önemli konularından biri olduğunu vurgulayan Destici, "Maalesef yangınların tamamına yakını ihmal ve kasıt nedeniyle meydana geliyor. Tüm vatandaşlarımızı, ormanlarımızı koruma konusunda azami derecede özen ve dikkat göstermeye, ormanlarımızı korumaya davet ediyorum." ifadesini kullandı.

Ormanlarla birlikte maddi kayıpların yaşanmasının yanı sıra ekosistemin de büyük zarar gördüğüne dikkati çeken Destici, yangınlar nedeniyle hayatını kaybedenlere rahmet diledi.

Belediyelerde meydana gelen yolsuzluklarla ilgili gelişmeleri takip ettiklerini belirten Destici, kaçma ve delilleri karartma söz konusu değilse, tutuklu yargılamanın tercih edilmemesi gerektiğini savundu.

Destici, yargının, elinde delil olmadan kolay kolay kimsenin kapısını çalmayacağını ve bir büyükşehir belediye başkanını tutuklayamayacağını vurguladı.

Adaletin tecelli edeceği yerin sokaklar olmadığına dikkati çeken Destici, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, 5 Temmuz'daki MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısındaki sözlerine ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Darbe vurgusu yapar gibi Mısır benzetmesi, Mısır meydanlarının örnek gösterilmesi asla kabul edilebilir bir şey değildir ve büyük bir yanlıştır. O gösterilerin yapıldığı dönemde Mısır'a gittim, Gazze'ye gittim. Orayı gözlerimle gördüm. Onun için bu memleket için bu ülke için bu millet için onları istemek, onları dile getirmek en hafifiyle bu millete yapılmış en büyük kötülük olacaktır. Özgür Özel'in bunu sehven söylediğini düşünmek istiyorum. Şayet bunu bilerek ve tercih ederek söylemişse o vakit 28 Şubatçılardan, 27 Nisan muhtırasına alkış tutanlardan ve 'Gezi' ile ülkeyi karıştırmaya çalışanlardan bir farkı kalmamıştır."