A+ A-
Yorum
10

Devlet nasıl çökertildi?

Yayın Tarihi: 29.07.2016 - 20:06 | Güncelleme Tarihi: 30.07.2016 - 11:00

15 Temmuz darbe girişimine nasıl gelindi? Bugünün çok sıcak, acil adımlar atılması gereken ortamında bunu sağlıklı biçimde tartışamıyoruz ama, başta siyaset olmak üzere her kesimin çok ciddi bir değerlendirme yapması şart. Ancak bir şey var ki, tartışılmasını erteleyemeyeceğimiz, asla göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçeklik; devletteki cemaat yapılanmaları.

Cuntacı darbe girişimi aynı zamanda dinci bir kalkışmadır. Uzun yıllardır devlet içine sızıp adım adım birçok kurum ele geçirilmiştir. Yaklaşık 30-35 yıldır uygulanan gizli bir program söz konusudur. İşin bu noktaya gelmesinde bütün siyasal iktidarların sorumluluğu vardır. Bu işler kesinlikle bir dış desteklekotarılmıştır.

ÇÜRÜME

15 Temmuz akşamı ve sonrasında çarpıcı biçimde fark ettik ki, çok güçlü sandığımız devlet  mekanizması, bunlar tarafından çürütülerek dağılma noktasına geldi. Kanser, en sinsi metastazını, çok kudretli sandığımız Türk Silahlı Kuvvetleri’nde gerçekleştirdi. ‘’Her şeye kadir’’ sandığımız mekanizmaların çok aciz durumlara düştüğünü gördük.

CEMAATÇİLİK

Bu kanserin oluşmasına ve bu derece tahrip edici hale gelmesine neden olan en önemli şey,  ‘’cemaatçilik’’. Bir generalin bir astsubaya ’’emredersiniz’’ dediği; liyakatin, emir komutanın ve kuralların yerine aynı cemaate mensup olmanın veya aynı şeyh ya da hoca efendiden talimat almanın geçtiği, eğitimli insanların bile iradelerini başka birine devrettiği bir ortamda, ortada ne ordu kalır ne devlet.

NASIL BİR DEVLET

Devlet; anayasal kurallara, yasa ve yönetmeliklere göre işleyen, halka karşı sorumlu ve demokratik mekanizmalarla halkın denetimine açık, liyakat (Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk,  yaraşırlık durumu) esasına göre kadrolaşan bir yapıya oturmadığı sürece, dışarıdan her türlü etki, tehdit ve yönlendirmeye açıktır. Devlette; cemaat, tarikat, belirli bir grup, parti, görüş, cinsiyet, inanç, ırk ya da kültürel seçimlere göre kadrolaşmanın olduğu, kuralların değil kişisel seçim ve inisiyatiflerin geçerli olduğu koşullarda, istikrarsızlık ve çürüme kaçınılmazdır.

LAİK DEMOKRASİ

Her kesin inançları, görüşleri, kültürleri ve diğer farklılıklarına saygı. Ancak bunlar kamusal alanda dayatmaya dönüştüğünde, artık orada birlikte yaşama ya da toplumsal barış mümkün olmaz. Bu nedenle ‘’laik’’ devlet önemlidir. Bu nedenle devlet, din, mezhep ya da cemaat kurallarına göre yönetilemez.

YA DİĞER CEMAATLER

Fethullah Gülen Cemaati’nin etrafında biçimlenen ve darbe girişimiyle silahlı bir kalkışmaya dönüşen süreç, cemaat yapılanmalarının nasıl ölümcül tahribatlar yaratılabileceğinin acı, ancak çok öğretici bir deneyimidir. Bir diğer tehlike ise, bir cemaatin yerine başka bir cemaat  ya da tarikatın konulmasıdır. Milli eğitim sisteminde, gelecekte çok büyük faturalar yaratacak kararlarla, çocukları-gençleri tarikat-cemaat ve bu tür vakıfların kucağına bırakan uygulamalarla, ülkenin geleceği karartılmaktadır.

HERKES ANLAMALI

F Tipi cemaatçiliğin ağır tahribatından kurtulurken, başka cemaatlerin tuzağına düşmemeye, kamusal alanı cemaat ya da tarikat yapılanmalarına açmamaya özen şarttır. Devlette, kuralı, kamu hukukunu, liyakati, kamusal sorumluluğu, kamusal ve toplumsal denetimi esas almak; daha demokratik, adaletli, güvenli ve huzurlu bir toplum için kaçınılmazdır. Bunu herkes anladı mı acaba?