A+ A-
Yorum
10

"En çapsız Dışişleri Bakanı"

Yayın Tarihi: 04.01.2015 - 05:21 | Güncelleme Tarihi: 03.08.2012 - 17:52
Sayın Davutoğlu’nun söylemleri artık orada bizim beklediğimiz yankıları bulmuyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Kuzey Irak’a yaptığı ziyareti eleştirerek, “Barzani bugüne kadar hangi sorunun çözümüne katkı verdi ve nasıl başarı gösterdi” dedi. NTV’nin canlı yayınına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nilgün Balkaç’ın sorularını cevaplandırdı. Balkaç’ın, “Kuzey Irak’tan sonra şimdi de Kuzey Suriye demeye başladık ve Türkiye’ninterörle mücadele etmesi gereken o sınır boyu gittikçe uzadı, genişledi. Şimdi bu doğrultuda hükümete ne görev düşüyor ve Meclis toplanmalı mı sizce?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Son kullandığınız cümle önemli. Meclis toplanmalı mı? Eğer bir parlamento hükümeti sorgulayabilecekse, hükümete soru sorabilecekse, yani kendi bağımsız iradesini ortaya koyabilecekse parlamentonun toplanması lazım. Eğer böyle bir işlevi yoksa o parlamentonun veya bu işlevi kaybolmuşsa o parlamento sorumlu bir parlamento demektir” cevabını verdi. “SURİYE KONUSUNDA ÇOK CİDDİ HATALAR VAR”

 Suriye konusunda TBMM’nin ortak bir deklarasyon yayınlamasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ilgili metni de hazırladıklarını ve gruplara gönderdiklerini söyledi. Suriye konusunun çok önemli bir konu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti:

“Gelin hep beraber parlamentonun iradesini ortaya koyalım dedik. Fakat maalesef bu AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Parlamentonun anayasada yerini bulan güçler ayrılığı ilkesi çerçevesinde görev yapması lazım. Yani kuvvetler ayrımı var mı bu ülkede? Anayasada var, görünüşte var. Ama fiili durumda var mı? Fiili durumda yok. Eğer parlamento toplanıp gerçekten hükümete soru sorup, hükümet samimi olarak bu soruları yanıtlayacaksa ve bir çözüm üretecekse, o çözümün arkasında parlamento duracaksa elbette toplanmalı. Ama bunun için grupların yeşil ışık yakması lazım. Yani evet bu parlamento toplanmalı diye bütün parlamenterlerin bir araya gelip karar vermesi lazım. Biz toplanmasından yanayız çözüm üretecekse. Biz toplanmasından yanayız hükümetin Suriye politikasını daha bağımsız, daha özgür değerlendirebilecekse, yanlışları ortaya koyabilecekse. Bir Dışişleri Bakanının arkasından giden bir hükümetin nasıl açmazlara sürüklendiğini ortaya koyabilecekse o zaman bu parlamento toplanıp hesabını vermeli, hükümete sormalı. Biz bunu isteriz. Ama yolsuzluk yapan bakanları koruyan bir parlamento, daha doğrusu bir AKP grubu, hükümetin yanlışlarını dile getirmekten çok savunan bir AKP grubu olursa parlamento bizim anladığımız anlamda işlevini yapan bir parlamento olmaz. Olaya böyle bakmamız lazım. Suriye politikası konusunda çok ciddi hatalar var. Çok net şunu söyleyeyim. Eğer bir ülke kendi dış politikasını bir başka ülkenin çıkarlarının üzerine inşa etmişse ve dış politikasını o şekliyle yönlendiriyorsa, şekillendiriyorsa orada sorun var demektir. O sorun derinleşir ve dolayısıyla siz çözüm üreten değil, bir anlamda son bahar rüzgarlarına kapılmış bir yaprak gibi sonu belirsiz, nereye gideceği belirsiz bir rüzgara kapılıp gidersiniz. Geldiğimiz nokta bu. Dış politikada da geldiğimiz nokta bu.” “BARZANİ HANGİ SORUNUN ÇÖZÜMÜNE KATKI SAĞLADI”
 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Kuzey Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret ve Barzani ile yaptığı görüşmeleri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin değişik kişilerle, gruplarla diyalog kurmasını isteriz. Yani diyaloğa kapalı değiliz. Yani niye diyalog kurdunuz diye bizim bir eleştirimizde olmaz. Ama sormamız gereken soru şu; Sayın Barzani bugüne kadar hangi sorunun çözümüne katkı verdi ve nasıl bir başarı gösterdi? Eğer bu soruya hükümetten herhangi bir yetkili, Sayın Davutoğlu da olabilir, şu sorunun çözümüne katkı verdi, terör konusunda şu önemli adımları attı, Türkiye Cumhuriyeti’ne destek verdi. Dolayısıyla bu konuda da çözümün anahtarı olabilir diye bize bir yanıt vermesi lazım veya bizi aydınlatması lazım. Bizim gördüğümüz böyle bir tablo yok. Böyle bir tablo yoksa o zaman çözümü biz eğer orada arıyorsak bana göre başarısızlıktır, çözüm bulamayız” diye konuştu. “EN ÇAPSIZ DIŞİŞLERİ BAKANIDIR”

 Program sunucusu Nilgün Balkaç’ın, “Dışişleri Bakanı sizden gelen bir eleştiri vardı ve bu küfür olarak nitelendirildi ve Dışişleri Bakanı size küfürbaz dedi. Siz küfür ettiğinizi düşünüyor musunuz? Bu konuda sonradan herhangi bir rahatsızlık taşıdınız mı?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

“Ben o zaman bir şey daha söyleyeyim. Sayın Davutoğlu biliyorum kızacak ama. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin bugüne kadar bünyesinde barındırdığı en çapsız Dışişleri Bakanıdır. En çapsız Dışişleri Bakanıdır diyorum. Çıktığı nokta sıfır sorundu, geldiği nokta herkesle kavgalı olan bir tablo. Bu tabloya baktığınız zaman eğer kendisine biz eleştiri yöneltmeyeceksek görevimizi yapmıyoruz anlamını taşır bu. Ana muhalefet partisi lideri olarak, ana muhalefet partisinin sözcüleri olarak bizlerin görülen yanlışları dile getirmemiz gerekir. Çünkü milletin bize verdiği görev bu. Bize ana muhalefet görevini vermiş. Yanlış varsa söyleyeceksin diyor. Ve bizde onları yapacağız, onları söyleyeceğiz. Hangi konuda Sayın Davutoğlu bir başarının altına imza attı? Hangi konuda? Suriye konusunda mı? Irak konusunda mı? İran konusunda mı? Malatya Kürecik konusunda mı? Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’deki petrol doğalgaz aramaları konusunda mı? Hangi konuda Sayın Davutoğlu bir başarıya imza attı? Tümüyle baştan sonra başarısızlıktır. Başarısızlıkların altında Davutoğlu’nun imzası vardır. En son büyük laflar edeyim diye yine çapsızlığını göstermiştir. Geldiğimiz nokta gerçekten son derece dramatiktir. En son Irak’taki yetkililer, bir milletvekili, Irak hükümet sözcüsü, Kerkük’e Sayın Davutoğlu’nun izin almadan gitmesini bir anlamda eleştirmiştir. Bütün bu noktalara baktığımız zaman şunu düşünmemiz gerekiyor. Sayın Davutoğlu’nun yapacağı her hareket, söyleyeceği her söz ilerde bir başka ülkenin bize yönelik sözleri, bize yönelik tavırları konusunda gerekçe oluşturmamalıdır. Bu kadar dikkatli davranmalıdır Sayın Davutoğlu. Ama bu dikkati gösteriyor mu? Hayır.” “TÜRKİYE ŞUANDA ORTADOĞU’DA CİDDİ GÜVEN KAYBINA UĞRAYAN BİR ÜLKE KONUMUNDADIR”
Suriye’de devam eden savaş ve Beşşar Esad ile ilgili sorular üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bizim devlet olarak dış politikamız bugüne kadar milli kimliğini taşırdı. İç politikanın üstünden her siyasal partinin izlenen dış politikaya destek verdiği bir yapı vardı. Bu yapı özellikle Sayın Davutoğlu Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturduktan sonra büyük ölçüde değişti. Milli kimliğini büyük ölçüde yitirdi. Çünkü Ortadoğu’nun bataklığına sürüklenen, orada devletlerin içişlerine müdahale eden, belli siyasal partilere destek verip, belli siyasal partileri karşısına alan bir dış politika güdüldü. Ve sonuçta geldiğimiz nokta dediğim gibi Irak’ta da, Suriye’de de, İran’da da pek çok yerde sorun yaratmaya başladı. Bizim dış politikamızı kendi bağımsız irademizle oluşturmak yerine dışarıdan telkinlere açık bir dış politika oluşturmaya başladık. Ve kraldan fazla kralcı bir düşünceyle, bir anlayışla yola çıktık. Geldiğimiz noktada ciddi açmazlarımız var. Suriye konusunda da ciddi açmazlarımız var. Uçağımız düşürüldü. Niçin düşürüldüğünü biliyoruz da, nasıl düşürüldüğünü hala şuana kadar bilmiyoruz. Çelişkili açıklamalar yapıldı. Dış politikada bu kadar büyük zikzaklar doğru değildir. Güven kaybına yol açar. Türkiye şuanda Ortadoğu’da ciddi güven kaybına uğrayan bir ülke konumundadır. Sayın Başbakanın söylemleri, Sayın Davutoğlu’nun söylemleri artık orada bizim beklediğimiz yankıları bulmuyor. Büyük ölçüde itibar kaybeden bir ülke konumuna düştük çünkü biz. Bu tablo bizim yıllar yılı 1920’lerden buyana oluşturduğumuz Türkiye bir şey söylerse sözüne itibar edilir, güvenilir ve bu söz boşuna söylenmemiştir algısı büyük ölçüde yıkıldı. Onun için bir grup konuşmasında söylemiştim. Sıçan geçer yol olur diye bir sözümüz vardır diye. O oldu. Maalesef o oldu ve Türkiye büyük güven kaybına uğradı Ortadoğu’da.”
Etiketler