A+ A-
Yorum
10

Evlilik sayısı düştü boşanma arttı

Yayın Tarihi: 10.12.2025 - 12:30
Fen Edebiyat Fakültesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ercan Kızılay evlenme sayılarında 2009 sonrası belirgin bir düşüş trendi görüldüğünü, boşanma oranlarının ise son 20 yılda artış göstererek kalıcı şekilde yüksek seviyelere ulaştığını ifade etti.
Kaynak:İHA

Düzce Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde, güncel veriler ışığında yeni bakış açıları geliştirmek ve gençlerin beklentilerini daha iyi anlamaya katkı sunmak amacıyla düzenlenen, "Gençlik ve Aile: Evlilikte Değişen Dinamikler, Üniversite Gençliğinin Evlilik Algısı" başlıklı panel gerçekleştirildi.


Cumhuriyet Konferans Salonu'nda ki panelin açılış konuşmasını yapan Çocuk ve Gençlik Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hamza Aktaş, merkezin yıl boyunca çocuk ve gençlerin psikososyal, kültürel ve akademik gelişimlerini destekleyen çok yönlü çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Aile içi iletişim, gençlik sorunları, dijitalleşme ve değerler eğitimi gibi başlıklarda gerçekleştirilen eğitim ve seminerlerle hem öğrencilerde hem de ebeveynlerde güçlü bir farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirten Aktaş, sosyal sorumluluk projeleriyle de toplumun çeşitli kesimleriyle etkili etkileşim sağlamaya çalıştıklarını dile getirdi. Panelin altyapısını oluşturan çalışmanın merkez bünyesinde görev yapan öğrenciler tarafından hazırlandığını ifade eden Aktaş, elde edilen verilerin gençlerin evlilik, ilişki ve aile kavramlarına dair bilinçli, sorgulayıcı ve karşılıklılığı önceleyen yeni bir bakış açısına sahip olduğunu gösterdiğini vurguladı.

"Gençlerin evlilik algısı doğal olarak dönüşüyor"


Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç; gençlik, aile ve evlilikte değişen dinamikler gibi çok katmanlı bir başlığın, özellikle üniversite gençliğinin bakış açısını anlamak açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Geleneksel ve modern evlilik biçimlerine değinerek geçmişte ailelerin tanıştırmasıyla şekillenen evlilik süreçlerinin bugün yerini bireylerin kendi sosyal çevreleri ve ilişkileri içinde kurdukları bağlara bıraktığını söyleyen Genç, günümüzün ekonomik şartları, sosyo-kültürel dönüşümü ve dijital çağın bireyselleştirici etkisinin, evlilik algısını doğal olarak değiştirdiğini de sözlerine ekledi.

"Evliliğin merkezi değerleri saygı, sevgi, güven ve sadakat"


Panelin ilk oturumunda Psikoloji Bölümü öğrencileri Nur Samioğlu ve Ayça Baytan, gençlerin evliliğe dair bakış açılarını anlamak amacıyla hazırladıkları akademik anket çalışmasının detaylarını paylaştı. Üniversite gençliğinin evlilik algısına göre; evliliği anlamlı kılan temel değerler arasında saygı, sevgi, güven ve sadakat öne çıktığını vurgulayan öğrencilerimiz, evlilikte rollerin paylaşımı konusunda gençlerin büyük bir bölümünün cinsiyete dayalı kalıplar yerine eşitliğe, uzlaşmaya ve ortak sorumluluk almaya dayalı bir model benimsediğini ifade etti. Kültürel farklılıklar konusunda ise iki eğilimin öne çıktığını söyleyen öğrencilerimiz bunların benzerliklerin iletişimi kolaylaştırdığı düşüncesi ve farklılıkların doğru iletişimle evliliği zenginleştirebileceği görüşü olduğunu açıkladı.

Demografik veriler ışığında evlilikte değişen dinamikler


Panelin diğer konuşmacısı Fen Edebiyat Fakültesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ercan Kızılay, Türkiye'de evlilik ve aile yapısına ilişkin demografik değişimleri sosyolojik bir perspektiften değerlendirdi. Evlenme sayılarında 2009 sonrası belirgin bir düşüş trendi görüldüğünü, pandemi döneminde bu düşüşün daha da hızlandığını ancak güncel verilerin hala 2008 seviyelerine ulaşamadığını aktaran Kızılay, boşanma oranlarının ise son 20 yılda artış göstererek kalıcı şekilde yüksek seviyelere ulaştığını ifade etti. Türkiye'nin yüksek doğurganlık döneminden uzaklaşarak Avrupa tipi çok düşük doğurganlık seviyesine gerilediğini belirten Kızılay ilk evlenme yaşlarının ise kesintisiz biçimde yükseldiğini söyleyerek bu durumun evlilik davranışlarında yapısal bir gecikmeye işaret ettiğini vurguladı.

Evlilikte psikolojik dayanıklılık ve sorumluluk


Panelin son konuşmacısı Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Öğrenci Dekanı Prof. Dr. Mustafa Koç ise evlilik kurumunu psikolojik, kültürel ve gelişimsel süreçler üzerinden değerlendirdi. Aile dinamiklerinin zayıflamasıyla ortaya çıkan olumsuz davranış örüntülerine dikkat çekerek çocukların sevgi, güven ve ilgi eksikliğinin uzun vadede ciddi sosyal ve psikolojik sorunlara yol açtığını ifade eden Koç, sorumluluk bilinci gelişmedikçe bireylerin sorun çözme kapasitelerinin zayıfladığını; bu nedenle birçok evliliğin erken dönemde çatışma yönetimi zafiyeti sebebiyle yıprandığını dile getirdi.
Evliliğin bir süreç olduğunu kaydeden Prof. Dr. Koç, evlilik kararı alınırken "Evlenmeli miyim?" sorusundan önce "Evliliğe uygun bir birey miyim?" sorusunun sorulması gerektiğinin altını çizerek, flört dönemindeki idealizmin, evlilik döneminin gerçeklikleriyle çatışabildiğini, evliliğin duygusal hazırlığın yanı sıra bilimle alakalı ve psikolojik olgunluk gerektirdiğini sözlerine ekledi.


Panel, soru-cevap bölümünün ardından teşekkür belgesi takdimi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Etiketler