Gelecek onların elinde!

Bakmakla görmek arasındaki ışık hızına girmeden, ülkemizde pek çok şeyler oluyor da bu başka bir şey... 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve de varoluşumuzun simgesi ulusal Meclis'in açıldığı 23 Nisan o günden bu güne farklı olarak sisler içerisindeki bir örtünün altında kalmasını arzulayanlar vardır yoktur bu düşünceyi bir kenara koyarak...

Hiç kimse tartışamaz ki tüm dünya ülkeleri arasında yüzyılın değil belki de gelecek yüzyılın da dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk'tür ki dünyada hiçbir devletin lideri düşünememiş. Atatürk bu ülkelere Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile insanlık dersi vermiştir, hala da gıpta ile izlenir. Bir de bu yana bakalım...

Mustafa Kemal Atatürk'ün vecizesidir:

"Küçük hanımlar, küçük beyler; sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, ülke için mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa kavuşturacak olan sizlersiniz. Kendinizin ne kadar mühim, ne kadar kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışıp ona göre mücadele etmelisiniz. Biliniz ki bu ülke sizlerden çok şeyler beklemektedir."

İşte o günün 23 Nisan çocukları bugün her biri 90-94 yaşında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, ülke bağımsızlığı için, ülke ekonomisi için, ülkemizin çağdaş ülkelerin gerisinde kalmaması için düşüncelerinin efendisi olmuşlar, karakterlerine Atatürk'ün biçimlerini vermişler, ülkenin koşullarını, kaderini şekillendirme adına baskılara karşı koyarak bu günlere gelmemize vesile olmuşlar, geriden gelen 23 Nisan çocuklarının önlerini açarak 'egemenlik nedir, bir cumhuriyet nasıl ayakta kalır, nasıl kurulmuştur'u öğretmişlerdir.

Onları unutmadan onurlandırmalıyız. 23 Nisan'ı çocuklarımızın minik kalplerinde büyütmeliyiz. Büyütmeliyiz ki; bu ülkenin geleceği matematikle, fizikle, kimyayla, inançlarıyla var olacak çocuklarımızın ellerindedir.

Önceleri 75 ülkeden yıllar boyu binlerce dünya çocuğu ülkemize gelerek parlayan yüzümüzü dünyaya yansıtırlarken şimdi 20 ülkeden belli yerlere davet edilen 250 -300 çocuk misafir geliyor. Yorumlanması kolay değil. Sabahlara kadar 'Yarın bizim bayramımız, hep bir arada kutlayacağız' diye uyumayan çocukların elinden bayram şekerini almaya mı benziyor? Veya bir stadyumda hep beraber ayaklarında ayakkabıları varsın olmasın, cicili bicili kıyafetleri olmasın fakat heyecanla o günü bekleyen bu günün küçük, yarının büyük dahileri olacak çocuklarımızın, torunlarımızın hayallerinden en güzelini almaya mı benziyor? Büyükler mi çocuklar mı bilir? 19 Mayıslarla 29 Ekimler... Hani akşamları fener alayları var ya ayrı ayrı görülürler ama hepsi kıymetini bileceğimiz faziletler değil midir? Kalem tutan eller başkaları için yazmanın faziletine inansalar da, daha güzel giyinmek, daha fazla kebap yemek, daha değişik raks oynamayı amaçlayanlarla bir arada yaşasak da, birbirlerini baş tacı ile göklere çıkartıp indirse de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın ne önem arz ettiğini yazan ve de bilen çok 23 Nisan çocukları vardır, her zaman da olacaktır duygusu ile yaşamak güzel bir duygu  değil midir? Gazeteci değilim, olmaya çalışıyorum.

Bilirim ki egemenlik hepimiz içindir; o yandakine az, bana çok değildir. Fark nedir? Ne kadar idrak edebildiğimizdedir.

Bu nedenle, şehrimde 23 Nisan'ı köşesinde yazan, yazmaya çalışan başta cemiyet başkanı olmak üzere her bir arkadaşıma çocuklar adına, var olan egemenliğimiz adına teşekkür ediyorum.