A+ A-
Yorum
10

Görür: ‘6.2’lik deprem tehdidi azalttı sanmayın, artırdı!

Yayın Tarihi: 25.04.2025 - 12:02
İstanbul’da 6.2’lik deprem sonrası Prof. Dr. Naci Görür’den çarpıcı açıklamalar geldi. Görür, Kumburgaz Fayı üzerinde gerçekleşen bu depremin, beklenen büyük İstanbul depreminin tehdidini azalttığına dair iddiaları sert bir şekilde yalanladı: “Bu depremler enerjiyi boşaltmadı, tam aksine tehdidi artırdı!” Görür, Adalar Fayı’nın da stres altında olduğunu vurgulayarak, 1766’daki gibi her iki fayın aynı anda kırılabileceğini belirtti.
Kaynak:F5HABER

İstanbul, 23 Nisan 2025 sabahı saat 12:49’da Silivri açıklarında, 6.92 kilometre derinlikte meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. AFAD’a göre, bu depremi takip eden saatlerde en büyüğü 5.9 olmak üzere 184 artçı sarsıntı kaydedildi. Depremin Kumburgaz Fayı üzerinde gerçekleştiği belirtilirken, okullar iki gün tatil edildi ve binlerce İstanbullu geceyi parklarda geçirdi. Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Kafa TV’de yaptığı açıklamalarda, bu depremin Marmara’daki fay sistemini daha da gerdiğini ve beklenen 7.2-7.6 büyüklüğündeki büyük depremi öne çekebileceğini vurguladı. Ayrıca, bazı deprem uzmanlarının “deprem riski azaldı” iddialarına sert tepki göstererek, bilimsel olmayan tahminleri “kahinlik” olarak nitelendirdi.

Kumburgaz ve Adalar Fayları: Tehdit Artıyor

Prof. Dr. Naci Görür, depremin Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolu üzerindeki Kumburgaz Fayı’nda meydana geldiğini ve bu fayın kilitli bir fay olduğunu belirtti. Kumburgaz Fayı’nın yaklaşık 65-70 kilometre uzunluğunda olduğunu ve yılda 2.5 cm stres biriktirdiğini ifade eden Görür, 23 Nisan depreminin fayın sadece 15 km’lik bir segmentini kırdığını, kalan kısmın ise hâlâ büyük bir enerji biriktirdiğini söyledi. Görür, artçı depremlerin depremin doğusuna, yani Adalar Fayı’na yakın bir bölgeye yoğunlaştığını belirterek, bu durumun Adalar Fayı’nı daha fazla zorlayabileceğini vurguladı: “Doğrultu atımlı faylar, enerjiyi uçlarına taşır. Adalar Fayı bu zorlanmaya dayanamazsa, 1766’daki gibi aynı anda kırılabilir. Bu durumda 7.6’ya varan bir deprem olur.”

Görür, Kumburgaz Fayı’nın parça parça kırılmasının teorik olarak mümkün olduğunu, ancak 1509 ve 1766 depremlerindeki davranışlarına bakıldığında, fayın genellikle tek parça olarak kırıldığını belirtti. Adalar Fayı’nın 45 km uzunluğunda olduğunu ve tek başına kırılırsa 7.0, Kumburgaz Fayı’nın ise tek başına kırılırsa minimum 7.2 büyüklüğünde deprem üretebileceğini ekledi.

“Bu Deprem Öncü Değil, Ama Tetikleyici!”

Görür, 23 Nisan’daki 6.2’lik depremin, beklenen büyük İstanbul depreminin öncüsü olmadığını, ancak fay sistemindeki stresi artırarak büyük depremi tetikleyebileceğini söyledi. “1999 Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra Marmara’ya büyük bir enerji transferi oldu. Bu deprem, o enerjiyi daha da gerdi,” diyen Görür, yetkililere İstanbul’u depreme hazırlama çağrısını yineledi. BBC Türkçe’ye konuşan Prof. Dr. Okan Tüysüz de, 6.2’lik depremin fayın enerjisini boşaltmaya yetmediğini ve büyük deprem riskini artırdığını doğruladı. Ancak, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, aynı depremin Kumburgaz-Silivri hattında beklenen 6.0-6.5 büyüklüğündeki deprem olduğunu ve riskin bittiğini savundu. Görür, bu görüşe, “Ayağına deniz suyu değmemiş, Marmara’yı bilmeyenler konuşuyor. Bilimsel verilere dayalı konuşmalıyız,” diyerek tepki gösterdi.

İstanbul’un Riskli Bölgeleri ve Yapı Stoku

Görür, Avrupa Yakası’nın, özellikle Avcılar, Zeytinburnu ve Yeşilköy gibi Marmara kıyısına yakın semtlerin, çürük zemin nedeniyle daha fazla risk altında olduğunu belirtti. “Zemini sağlam bir yerde depremin etkisi birse, Avrupa Yakası’nda beş katına çıkabilir,” diyen Görür, 2000 öncesi yapılan binaların acilen kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez de, 6.2’lik depremin eski binalarda hasar yaratmış olabileceğini ve 5.0-5.5 büyüklüğündeki artçıların bile yıkıma neden olabileceğini söyledi. Görür, vatandaşlara, resmi organlarca mühürlenmiş veya çatlak, ses gibi hasar belirtileri gösteren binalara girmemeleri uyarısında bulundu.

Bilimsel Uyarı ve Kahinlik Tepkisi

Görür, deprem tahminlerinde bilimsel periyotlara dayalı konuşulması gerektiğini vurgulayarak, “Şu gün, şu ay deprem olacak demek kahinliktir, ayıptır,” dedi. 1999’dan bu yana Marmara’da deprem olasılığının %47 olduğunu ve bu riskin hâlâ geçerli olduğunu belirtti. Diğer uzmanların, özellikle Üşümezsoy’un “deprem bitti” iddialarına, “Bilim dünyasına konuşurken verilere dayalı olmalıyız. Marmara’da dalış yaptım, fayları gördüm. Bilimsel olmayan açıklamalarla halkı yanıltmayın,” diyerek sert çıktı.