A+ A-
Yorum
10

Güneyde devlete; önce yol vermek, sonra yok demek!

Yayın Tarihi: 29.06.2015 - 17:24 | Güncelleme Tarihi: 30.06.2015 - 09:23

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Bedeli ne olursa olsun" diyerek açık açık söyledi: "Suriye'nin kuzeyinde, güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz." Doğrudur; edemeyiz, etmemek lazım. İyi de, bir zamanlar eşbaşkanlığını üstlendiğimiz Büyük Ortadoğu Projesi'nde (BOP) "Önce Irak, sonra Suriye" denilerek İsrail'in güdümünde yüzde 40'ı genetik olarak Yahudi olanlarla bir Kürt Devleti kurulması hesabı yok muydu? Haritası ortada değil miydi? Sonra, Ortadoğu coğrafyasında İsrail ile doğru dürüst tek Esad'ın Suriye'si mücadele, savaş etmiyor muydu? Daha sonra; Türkiye'yi yönetenler "kardeş" dedikleri Esad'ı, bir gecede "Düşman Esed"e ilan ederek BOP ile İsrail'in ekmeğine yağ sürercesine, "yürüyün kim tutar sizi" demediler mi? Şimdi; bugün gelinen nokta için, yani Irak'taki tamam, Suriye'deki hazır olmak üzere iken ne, nasıl denir? Ben diyeyim; "Şeytanla işbirliği yaparsınız işinize gelmediği zaman ondan kurtulamazsınız." Siz söyleyin; "Bu iş olup bittikten sonra; adeta kocakarının demirden don hikayesine benziyor." Onlar, yani "6 ay sonra Şam'da hep birlikte Cuma Namazı kılacağız" diyenler; "Anlayamadık. Bizi kandırdılar. Ama biz bu işe karşıyız" desinler. Eee; "Atı alana (İsrail'e) Üsküdar'ı (pardon Irak'ı, Suriye'yi) geçtirdikten" sonra, "Ben istemiyorum" deseniz ne olur, demeseniz ne?

SALİH AMCANIN ARDINDAN...

O'nu daha çok, çocukluğum ve gençliğimden hatırlatırım. Arsin'de caminin karşısındaki yokların olmadığı, siz söyleyin "bakkal dükkanından", ben söyleyeyim "İlk gazete bayiliğinden." Sessiz ve sakin görünüşünün altında, en zor yaratık olan insanla haşır neşir olmanın verdiği, yorgunlukları, kırgınlıkları, kızgınlıkları olmaz mıydı? Sevecenliği yanında devede tüy kadar bile olmazdı. Rahmetli babam, O'ndan bir gazete alır (Tercüman) katlayarak cebine yerleştirir, Derviş Dayımın fırınından da bir ekmeği koltuğunun altına sıkıştırarak eve gelirdi. "Bir ekmek, bir gazete" deyişim de, bu mesleği seçişimde O'ndan, yani babamdan kaynaklanmıştır diye düşünürüm. Babam ile de iyi dosttular. Ve dostlar buluştu. Salih Amca da (Gürsoy) terki diyar edip, göçüp gitti. Namazını oğlu Ahmet Ali kıldırdı. Biz de Ahmet Hoca'nın "Uyduk cemaatin imamına" çağrısı ile O'na uyduk. Allah gani gani rahmet eylesin.

MHP ve BAHÇELİ'NİN TAVRI...

Sözün namus ve senet olmaktan çıktığı, Yalanın mubah kılındığı, Haram ile helâlin yer değiştirdiği, Söylenenlerin akşamdan sabaha unutulduğu, Bukalemum anlayışı ile siyasetin yapıldığı bir ülkede yaşıyor iseniz: MHP'nin ilkelerinin; Devlet Bahçeli'nin de sözünün arkasında ben diyeyim "durmasının", siz söyleyin "diretmesinin" ne demek olduğunu anlayabilmek zor, anlayabilenlerde azdır? Biz "sivri sinek saz" hesabıyla anlatsak da, "davul zurnayı az" görenlerin, ne anlayabilmeleri, ne de kavrayabilmeleri mümkün değildir!

Etiketler