SON DAKİKA



Haber > Gündem > İsmet Eraydın ile Emicem Hospital…

İsmet Eraydın ile Emicem Hospital…

30 Nisan 2016 Cumartesi - 09:23








İşin içinde doktor İsmet Eraydın gibi, Allah’ın akıl ve duygu ile donattığı insanlardan biri olup da, yeteneklerini işinde, aşında ve aşkında kullanmak için adeta seferberlik ilan etmiş bir adem oğlu iseniz, Hadis-i Şerif’te buyrulduğu gibi, “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya, yarın ölecekmiş gibi ahret için” çaba gösterenlerin ilk sıralarında yer alırsınız. Trabzon’da önceki gece “Emicem Hospital”i zevkle ve beğeni ile izledikten sonra neden filmi değil de, İsmet Eraydın’ı üste alarak başladık.

Çünkü; bendeki İsmet Eraydın, sadece Emicem Hospital’ın yazanı ve yöneteni değil. İsmet Eraydın, her ne kadar aşını acil servis doktorluğundan temin etmiş olsa da,yaşam aşkını Avni Aker’in basın tribününde spor yazarı, panel ve toplantıların konuşmacısı, kameranın önünde oyuncu, velhasılı kelâm, sanat ve spor şehri olarak da ifade edilen Trabzon’da bu özellikleri günümüzde ilk sıraya taşıyan, yaşayan bir insan oğludur. Emicem Hospital’dan bugün bahsetmeyeceğim. Sadece; kalp krizini değil, gülme krizini yaşamak ve de küfürsüz bir komedi ile bir saate yakın baş başa kalmayı tercih ediyorsanız, bu filmi mutlaka izleyin. Hem de bir kaç kez..

100 GÜN EĞİTİM İLE GELİŞEN TÜRKİYE!

“Oturdum hesap ettim” diyeceğim ama, o kadar oturmaya bile gerek yok! Çünkü, “365 günden oluşan bir yılda eğitim-öğretim yapılan tam gün sayısı 100 bile değil” dediğimde, “Hadi oradan” çekenler o kadar çok ki!

*


“En kötü gerçek, en güzel yalandan iyidir” diyerek gelin kendimizi kandırmadan, gerçekler üzerinden hesabı yapalım. Haziran-Temmuz- Ağustos-Eylül tam tatil olduğuna göre; “120 gün,” Şubat’ta ara tatil “15 gün,” Geri kalan 7.5 ayda 3 hafta var. Her hafta da 2 gün Cumartesi-Pazar olduğuna göre etti mi sana “60 gün,” Dini, resmi derken etti mi “20 gün” daha tatil, Eğitim-öğretim yılının başından, ortasından, sonundan birer gevşetilmiş hafta ile “21 gün” daha ilave ettik mi, Alın size toplamda eğitimöğretim ile uzaktan yakından ilgisi olmayan “238 gün...” Geriye ne kaldı? 127 gün. Siz bunun 27’ini de devamsızlık ve hastalıklara yazın bakayım. Elde kalan topu topu “100 gün...” Yani bir yılın yüzde 30’u bile değil. Şimdi sorarım size; bu ülkede eğitim-öğretim ile yani insana yatırım ile mi gerçek kalkınma yapılıyor? Yoksa, hastane, hapishane, yol, havaalanı, bilgisayar, TOKİ kentsel dönüşümler gibi kandırmacalarla mı?

GÖZÜNÜZE DE İNANMAYIN!

Kamu dediğimiz ahalinin tümü adına gazetecilik, ille de muhabirlik nasıl yapılmalı? Temelde de insanlık...

Bu sorunun bendeki cevabı şimdiye kadar; “Kulağının duyduğunun hiçbirine inanmayıp, gözünün gördüğünün yarısına inanarak” idi! Nedeni de, bırakın gazeteci olmayı, insanlığın gereği doğruyu bulmak için akıl ile sorgulama ve araştırmanın gerektiğindendir. Onun için “İdi” diyorum! Çünkü, artık devlet-i aliye ve siyasetteki adamlar başta olmak üzere ahalinin çoğu, dün gözümüzle gördüğümüzü bile ben diyeyim “yok sayıyorlar”, siz söyleyin “inkâr” ediyorlar. Anlayacağınız vaka şu raddeye varmıştır: Bırakın kulağı, gözü, hatta Allah’ın insana verdiği tek özellik olan akılı bir kenera! Birileri ne derse ona inanın! Dünkünün tersi olsa da onları doğru sayın. Kısacası, hani “koyun gibi” denir ya! Hah işte öyle yaşayın gidin! Tabii buna yaşamak denir ise...

*


Şu sıralar okuduğum Felsefenin Kısa Tarihi adlı kitabın Sokrates bölümündeki bir bölüm ile tamamlayayım: “Yaşamın ancak ne yaptığınızı düşünürseniz, yaşamaya değer olduğunu söylemişti. Sorgulanmamış bir varoş koyunlara uygundur, insanlara değil.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap