Kadın-erkek; Ayşe-Ahmet, Ana-baba tanımlamasına girmeden önce topyekün “İnsan” diye başlamak Doğrusu değil mi? O halde, neden doğruyu bir kenara koyar da, eksik ya da yanlış başlarız ki? Oysaki gerçek,; Hakkı Bulut’un şarkısındaki gibi olursa, hayata doğru başlarız, öyle de bitiririz: “İkimiz bir fidanın, güller açan dalıyız. Sen benimle, ben seninle bu hayatı yaşamalıyız. Severek birbirimizi, hayatta hep gülmeliyiz.”

*

Onun için, insan olma adına kadınerkek senede bir gün değil, her gün, her an, bir ve beraber olmamız gerektiğini anlayalım, bilelim.

KADINI OLDUĞU GİBİ KABUL EDİN...

“Havayı geldiği gibi, rüzgarı estiği gibi, kadını da olduğu gibi kabul edin.” Alfred de Musset

*

Ne güzel ifade etmiş Musset; “Olduğu gibi kabul edin.” Kadınlara karşı olan ön yargılar, kalıplaşmış güzellik algıları ve sınırlandırılan vücut ölçüleri. Eteğinin boyuna göre sınıflandırılan kadınlar. Oldukça bencilce, düşüncesizce konulan tabular. Bir erkeğin fazla kiloları çok göze çarpmazken, bir kadının 5 kilo fazlası dalga konusu oluyor. Küçük bir kızken daha utanma, ayıplanma öğretilir. Çünkü kadına yasak vardır. Peki bunlar kadına neden yapılıyor? Asıl soru, bu kocaman bir ‘NEDEN’... Aşılamaz duvarlar örülmeden önce, kafalarda at gözlüklerinden kurtulup, dünyanın kendi etrafınızda dönmediğini kabul edin. Kadınlar erkeklere hizmet etmek, arzularını yerine getirmek ve koydukları kalıplarla yaşamak zorunda değildir.

*

“Yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir.” Mustafa Kemal Atatürk Özlem Pilcioğlu

KADINI OLDUĞU GİBİ KABUL EDİN...

“Analar ağlamasın”ı içi doldurulamayan bir slogan haline getirerek, katil sürüsünün semizlenip, palazlanmasına sebep olanlara ve bu söylemi şimdilerde hiç hatırlamayanlara bugünün anlamına uygun olarak hep birlikte soralım? Analar ağlamıyor mu?

TÜRKİYE KADINLAR GÜNÜ DEĞİL...

Bir gün... Tek bir gün hatırlayıp da yılın geri kalanında neden hak etmediği bir hayatı yaşamaya mahkum edilir ki kadın? O da yüzyıllar öncesinde esir gibi çalıştırıldıkları fabrikada çıkan yangında kurtulamayan kadınlar adına, yine kadınların önerdiği bir fikirle ortaya atılmış. Gün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’dür. Türkiye Kadınlar Günü değil...

Elif Köstereli

YUNUS EMRE GİBİ...

Su gibi değil, ışık hızıyla geçip giden bu dünyanın zamanını Yunus Emre’nin dediği gibi kadın-erkek ayrımına girmeden yaşayalım: “Gelin tanış olalım, İşi kolay kılalım, Sevelim sevilelim, Dünya kimseye kalmaz.”