Elimizdeki davetiyenin üzerinde şunlar yazılı idi:

-“Trabzon’da doğup, eğitimini Trabzon’da alan ‘Muhteşem’ Kanuni Sultan Süleyman’ın 521. doğum yılı nedeniyle düzenlenecek etkinlikleri onurlandırmanızı dileriz.” Biz de onurlandırmak için değil, Kanuni’nin nezdinde onurlanmak için Trabzon’un Ortahisar’ındaki Kanuni Evi’nin önüne seyr-ü sefer eyledik. Güzergahı Kanuni’nin ardından Viyana seferinde imişçesine yürürken, adaletle ilgili eylem ve söylemlerini de düşündük!

*

Sonra, elimize tutuşturulan davetiyedeki programa uygun olarak saygı duruşunu yaparken, Fatiha’yı okuduk. İstiklâl Marşı’nı hep bir ağızdan zikir eyledik. Ardından Devlet-i Aliye adına günün adabına uygun konuşmalarına kulak kabarttık. Kanuni Mehter Takımı’nın konseri ile kulaklarımızın pasını sildik. Doğduğu ev niyetine donatılan mekânı gezip, geleneksel Kanuni Pilavı’nı kapmak için neredeyse kavga edecek kadar bakır kazana, Haçlı Ordusu gibi hücum eyledik!

***

Sonra!

***

Sonrası ne? Hani derler ya; “Evli evine, köylü köyüne” diye... Gelecek yıl aynı davetiye ile 522. doğum yıldönümünde buluşmak üzere!

***

Oldu mu yaa! “Muhteşem” lâkaplı, Cihan Padişahı, Kanuni Sultan Süleyman için yetti de arttı bile değil mi?

***

Oysa pilav yerine, her yıl Sultan Süleyman’ın yaptığı amellere uygun şekilde bir özelliğini ana tema yaparak Kanuni’yi anlatsak, anlasak daha iyi, daha doğru olmaz mı?

***

Olur da; her işi, özellikle de bir halkı millet yapan unsurları “El alem işte görsün” hesabıyla, ben diyeyim “Yıpratma”, siz söyleyin “Yıkma”yı amel haline getirmiş iseniz, doğru ile birlikteliğiniz olmaz! Olacağı da yok zaten!

***

Ne olabilirdi? Mesela, ben bile 2001’deki bir gezide ABD Temsilciler Meclisi’nden içeri adım attığımızda Capitol binasının toplantı salonun duvarında “Dünyanın En Büyük Kanun Koyucuları” olarak Nitelendirilen 23 isim arasında mermer bir plaka üzerine yapılmış Kanuni Sultan Süleyman’ın portresini gördüğümde büyük bir şaşkınlığa uğramıştım. Çünkü bu büyüklük, böylesine bir farkındalığı ne okulda öğrenmiş, ne de o kadar kitap okumama rağmen bir sayfada denk gelmiştim.

***

Sanırım bugün bile çokları tarafından bilinmiyordur. Hele hele; “Fatih’in fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in valilik yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu şehir” ibaresinin törenlerde atılan nutuklardan hiç eksik edilmediği Trabzon’da bile! Dünya, Kanuni’nin en büyük özelliğinin farkında ama Türkiye değil! “Türkiye’nin T’sidir” sıfatıyla anılan Trabzon hiç değil...

***

Ama yine de; haksızlık etmeyelim! Davetiyenin ikinci sayfasında, Sultan Süleyman’ın bugünkülere, yani adalet terazisi için görevini yapma hesabı güdenlere değil, çıkarları için elinde bulunduranlara (!) mesaj olabilecek şu iki ifadesi yer alıyordu:

-“Her iyiliğin Kaynağı adalettir.”

-“Kuvvet kanundadır, kanun kuvvette değil.”