Kurtulmuş: Türkiye demokrasisi yükseldikçe kadınların katılımcılığı da artacak
Yayın Tarihi: 05.12.2024 - 21:13
Atılan hiçbir adımın lüzumsuz olmadığına dikkati çeken TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye demokrasisi yükseldikçe kadınların katılımcılığının da artacağını vurguladı.
Kaynak:TRT HABER
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis Tören Salonu'nda düzenlenen "Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkının 90. Yıl Dönümü Programı"nda yaptığı konuşmada, 5 Aralık'ın, sadece Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazandığı günü hatırlamak bakımından değil, Türkiye'de kadınların siyasette, devlet yönetiminde elde ettikleri kazanımları bir kez daha gözden geçirmek, ileriye doğru hedefleri yenilemek bakımından da önemli bir gün olduğunu ifade etti.
Türk kadınının, tarih boyunca toplumsal hayatın içinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Eski Türk devletlerinde, hakanların hemen yanı başında yar alan, son derece muktedir; meşveretinden, zaman zaman yönetim kabiliyetlerinden de istifade edilen güçlü kadınların varlığını hepimiz biliyoruz. Yine aynı şekilde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kadınların güçlü bir şekilde toplumsal hayatın içerisinde yer aldığı, ortaya koydukları unutulmaz toplumsal faaliyetlerle bugüne kadar adlarını getirmeyi başarabildiklerini de biliyoruz" diye konuştu.
İnsanlık tarihinin en önemli kadın sivil toplum kuruluşlarından birisi olan Baciyan-ı Rum'un da bu milletin bir eseri olduğunu dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadın haklarındaki gelişmeleri incelerken bunu, Batı toplumlarında kadın ve erkek rol çatışması üzerine oturan ve temelinde mücadele, hatta çatışma olan bir hak arama sürecinin ötesinde; birlikte, beraber birbirini tamamlayan, bir bütünün parçası olarak var olan güçlü kadının oluşmasıyla ilgili bir bakış açısına, bir kültürel zemine sahip olduğumuzun altını çizmek isterim. Bu vesileyle bu yanlış anlamaları geride bırakmak herhalde en önemli meselelerimizden birisidir diye düşünüyorum. Onun için bizim Türk kadınının toplumsal hayatta gelişmesiyle ilgili verilen mücadeleyi bir bütün olarak ele almak; sadece siyasi hakların verilmesi değil, aynı zamanda toplumda var olmalarının bir tarihsel süreci olarak ele almak mecburiyetimiz vardır."