Meydanlardan ve sokaklardan haz etmediği için, ‘haftadan haftaya’ Salı günkü Grup toplantılarında konuşur idi. Sonra twitter’i keşfetti! Şimdi “Her ayda bir Salı günü vardır” diyor ve habire her gün twit atmakla meşgul!

*

Zaten bir zamanlar “Bir dağa serçe konsa dağ ne kazanır? Bir dağdan serçe kalkarsa dağ ne kaybeder?” diyerek, adeta ilkokul sıralarında okuduğumuz La Fontaine masallarını hatırlatmamış mıydı? Şimdilerde yanındaki 3-5 zat-ı muhterem ile bu ülkede en ağır gerçek ve acılarla kurulmuş MHP’yi, masal kitabı haline getirmek için ne gerekiyor ise yapıyor! Yaptıkları da zaten ortada...

*

Anladığınız gibi, MHP’nin tepesinden söz eyledik, Trabzon İl Başkanlığı’na atanan sevgili Nihat Birinci’nin, “Bahçeli’ye gönülden bağlıyım” ifadesinden de iki kelâm etmemiz gerek. Çünkü; söz konusu demokrasi, adaletli yönetim, parti, seçme-seçilme olduğunda, ‘bu işin gönülden çok akıl işi olduğunu’ artık bilmek gerekiyor.

*

İki kelime de Arsin’de MHP’den seçilip, AK Parti’ye ricat eden iyi tanıdığım Belediye Meclis üyesi 3 arkadaşım için. 3’ü de ülkücü tabandan gelmese de, bir şeyler yapma ve hizmet etme adına MHP’yi tercih etmiş, doğru kişiler idi. Ama baktılar ki, MHP’nin başındakiler MHP’ye hizmet etmiyor! Onlar da kalıcı olma adına; bindikleri gemi, kaptanın yanlış rotası nedeniyle su almaya başlayınca, inmek zorunda kaldılar. Haa; yüzerek kıyıya çıkacak ve ayaklarının üzerine duracak yerde, gemiden inip de iktidarın filikasına binmeleri doğru mu? Her şeyin ‘kuvvetten yana’ olduğu bir süreçte; doğru veya yanlış, tercih onlara kalmış...

TRABZON’DA STAT İLE HASTANE YANYANA İSE DOĞRUDUR!

Hep demiyor muyuz; “Trabzon ilklerin şehridir”  diye... Tepeden tırnağa kadar araştıramadık ama, sanırım Dünya’da futbol stadı ile şehir hastanesinin yan yana duracağı ilk şehir de Trabzon olacak.

*

Aslında Trabzon’un her şeyi demek olan “Trabzonspor” merkezli bakıldığında, bunun makul ve mantıklı tek bir gerekçesi de var! O da, 32 yıldır Trabzonspor’un saha içi ve dışındaki hallerinin Trabzonluları hasta etmiş/ediyor olmasıdır! Bu durumda, hastanenin hemen Akyazı’daki yeni stadın yanı başına kurulması kadar doğru ne olabilir ki? Hedef ve amaç hastayı en kısa zamanda hastaneye ulaştırmak, yatırmak olduğuna göre, ‘stattan alınıp, hastaneye götürülür’ olur biter!

TRABZON’DA STAT İLE HASTANE YANYANA İSE DOĞRUDUR!

Devlet-i Aliye konuşma değil, iş yapma yeridir. Onun içindir ki atalarımız; “Ayinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz” dememişler mi? Peki o zaman Devlet-i Aliye; teröristlerin kökünü kazımak için (vatan evlatlarını şehit vererek de olsa) ne gerekiyorsa yaparken, çıkıp da bu katillere “Hodri Meydan” demenin gereği nedir? Bir faydası var mı? Bana göre gereksiz ve de zararı var. Zarar da ortada...

*

Ama bunca acı, onca olay, yüzlerce şehit ve ölüme rağmen “Vardır” diyenler mevcut ise, o zaman 20 Mayıs 2014 tarihinde TBMM’de zikredilmiş bir sözü yorum yapmadan hatırlatmak gerekmez mi?

-“Bu ülkenin Başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki; Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır.”