1 Kasım seçimlerinde MHP kendi duruşunun, dünya görüşünün hakkını vermediği için kaybetmiştir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 7 Haziran’dan bu yana sürdürdüğü “Hayır” politikalarına seçmen de sandıkta “Hayır” dedi. 7 Haziran seçimlerine göre 40 milletvekili kaybeden MHP’de partinin önemli isimlerinden Koray Aydın gibi bazı isimler meclise giremediler. Bu da MHP’nin hem tavanında hem tabanında hayal kırıklığı, kırgınlık, ihmal edilmişlik, hatta bazen de aldatılmışlık şeklinde aksetti. 1 Kasım seçim sonuçları gecesi ‘Büyük Kongre’ sesleri duyulmaya başlandı. Bu sesin açık adresinin Genel Başkan ve yönetiminin değişme talebi olduğu kesindir.

AKŞENER FAKTÖRÜ

Devlet Bahçeli tek adam yönetimini liderlik kriterleri ile donatamamıştır. Kendi partisinde kendinin oluşturduğu ‘insan kıyma erozyonu’ yaptı. Parti tabanında ve kamuoyunda karşılığı olan Meral Akşener’i aday yapmadı. Aynı şekilde Sinan Oğan’ı, Disiplin Kurulu kararı ile ihraç etti. Partinin kurucusu merhum lideri Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş’i partide tutamadı. Tuğrul Türkeş MHP’de simge bir soyadının soyu idi. Sinan Oğan’ın MHP tabanında ve toplumda güzel bir algısı vardı. Aynı şekilde Meral Akşener hem kadın seçmen hem de sağ seçmende alıcısı olan yiğit görüntülü bir siyasetçi idi. Bunlara “Hayır” siyaseti de eklenince, 1 Kasım akşamı delegeye müracaat akımını seslendirdi. Devlet Bahçeli’nin iki dudağı arasındaki demokrasi anlayışı ile MHP hiçbir zaman başarılı olamaz. Türkiye’de siyaset merhum Erbakan ile başlayan yine merhum Turgut Özal ile devam eden Tayyip Erdoğan ile artarak güçleşen, değişen, kayan, yenilenmiş sosyolojilerle ilişkilidir. 1983’ten 2002 yılına kadar kırılarak giden bu değişim sosyolojisi, 2002’den sonra AK Parti ve kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan ile siyaset zemininde tam bir algılama olmuştur.

DİMYATA PİRİNCE GİDERKEN...

Devlet Bahçeli bu değişim sosyolojisini hiçbir zaman algılayamadı. Sadece AK Parti iktidarına olacak tepki oyları ile siyaset yapmak, partileri iktidar yapmıyor. Bunu algılayan, muhalefet partilerinden yalnız CHP olmuştur. 1 Kasım seçimleri CHP için büyük başarı olmadı ama toplumsal değişimi görerek taban demokrasisine önem verdi Kılıçdaroğlu. Mehmet Bekaroğlu gibi donanımlı bir sağ zemin siyasetçisini önce Genel Başkan Yardımcısı, sonra iki seçimde de İstanbul Milletvekili yaptı. Devlet Bahçeli bırakın yeni isimler aramayı, elindeki kıymetleri yok etti. ‘Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan oldu’. MHP’de Büyük Kongre MHP’ye ‘hayır’lı olacaktır. “Her işte bir hayır var” sözü, herhalde MHP kongresinde adil bir kongre olursa yerini bulacaktır.

ÇALIŞMALAR ENGELLENEBİLİR

Genel Merkez’in kongreye yönelik çalışmaları engellenebilir. Geçmiş yıllardaki MHP kongresi öncesi partinin ağır toplarından Ramiz Ongun’un açıklamaları bugünkü hali yansıtıyor. Yasa, siyasi partileri tek kişilik müesseseler haline getirmiş. Partiniz, 10 milyon üyesi olsa bile tek kişilik bir müessesedir. Ertesi gün “Sildim sizi” dediğinizde bütün üyeleri silebiliyorsunuz. Sonra “Kaydettim” deyip istediğinizi kaydediyorsunuz. Kanun elverse bile, Genel Başkan bu haklarını kullanmayabilir, partiyi gerçekten demokratikleştirebilir. Ama kullanıyorlar. 20-25 ilçe yönetimi, muhalif oldukları gerekçesiyle feshedildi. Biz seçilirsek bu yetkiyi kullanmayacağız.

MÜŞTEREK BİR KADER

1965’den beri MHP çok sıkıntılı dönemler geçirdi. Hepsinden de yüz akıyla çıktı. Daha o zamanlar, 20-23 yaşında doğru yaptığımızı bugün niye yanlış yapalım? O zaman bulduğumuz formülü bugün niye denemeyelim? Müşterek bir kader tespit ettik ve ardından koştuk. Geçmişteki gibi, müşterek bir hedef tespit edip onun için çalışacağız. Bugünkü iktidarın siyasi bir alternatifi yok ve herkes MHP’den bir şey bekliyor. Ülkücü hareket, zengin değildir ama seçmenine oranla, okumuşu en fazla olan harekettir. Ülkücü hareket bir aydın sorumluluğuyla hareket ediyor, kendi işini sahiplenmeye başladı. Bu manada, son zamanlardaki elektriklenmeden çok memnunum. Büyük bir sabır ve müsamahayla, tahrikleri görmezden gelerek kurultaya kadar işi idare edecek ve tereyağından kıl çeker gibi kongreden yüz akıyla çıkacaklar. Ertesi gün ise, MHP ayağa kalkacağı için siyasete ve fikri hayata canlılık gelecektir.

GLOBAL LİDERLİK FORMU

MHP’li arkadaşlar büyüklerimiz bizi incitti, üzdü, bizim şevkimizi ve heyecanımızı yok etti. Şevki kırılan, heyecanı yok olan bir insan ne yapabilirse biz de onu yaptık. Eğer MHP Büyük Kurultayını toplar, yeni bir lider, yeni bir yönetim seçerse, bunu da “Yeni Türkiye” söylemleri ile desteklerse iktidar olur diyemem ama motivasyonu güçlü bir parti olur. Global Liderlik formu önsözünde şöyle yazar: “Ülkelerin uluslararası kültür farklılıklarından ve iletişim kopukluklarından kaynaklanan anlaşmazlık ve uzlaşmazlıkların önü ancak iyi eğitilmiş, konusuna hakim ve vasıflı liderler tarafından açılabilir.”