SON DAKİKA



Haber > Gündem > O topraklar da denize dökülürse!

O topraklar da denize dökülürse!

01 Eylül 2016 Perşembe - 10:30








Karadeniz sahil yolu ile sahilleri en çok zarar gören il Trabzon... Denize kayalardan atlamadan, ayağını çakıl taşlarına, ya da kumlara basa basa girebileceğiniz yerler sayılı... Ama onları bile koruyamıyoruz. Tıpkı Trabzon’un Arsin ilçesinde olduğu gibi... Rize tarafındaki çıkışta “T” ile oluşan yerde yaz başında denize girerken, kamyon kamyon topraklar hiçbir tedbir alınmadan denize
dökülünce her taraf çamur deryası oldu. Deniz girilemez hale geldi. Fotoğraflarını çektik. Yetkili ve ilgililerine konuyu iletip, kamuoyu ile paylaşmadan önce tedbir alınsın istedik. Bir müddet durdu. Sonra tekrar başladı. Denize dökülmedi. Ama dökülmek üzere kenara yığıldıkça yığılıyor. Şimdi her sabah oradayım. O topraklar da denize dökülürse, yapanlar ile buna seyirci kalanlarla ilgili seyreyleyin gümbürtüyü.

YAZILARI DA UÇURUYORLAR!

Şu “basın-yayın organı” diye tarif edilenlerde, daha doğrusu buralarda görev yapanların ettiklerini anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Bunların bir kısmı, özellikle de ulusal gazeteler ya okuyucu aptal sanıyor, ya da sayıyorlar! Ya da kendilerine yüklenen misyon nedeniyle onlar için aptal olup-olmamak hiç fark etmiyor! Neden; “gazeteler” dedim? Çünkü, “söz uçar, yazı kalır” denir ya, taa eskiden beri... Yani yazılar kolaylıkla, hemen bulunabiliyor da onun için... Ama, bazıları değil, bir çokları, çok değil 6 ay, bir yıl öncesinde bile yazdıklarının, manşet attıklarının bugün tam tersini yapıyorlar. Ak dediklerine karaları yapıştırıyorlar! Hem de, utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan, yüzleri bile kızarmadan! Dahası, “mangalda kül bırakmamacına” sallayıp duruyorlar. İnanın, biri bunlara o günlerde yazdıklarını adını kapatıp okusa, ya da gazetenin adını katlayıp manşetini gösterse; demediklerini bırakmaz, sövmekten beter bile ederler! Bu kuldan utanmazlara, “Bre Allah’tan da mı korkmaz mısınız?” diye sorasım geliyor ama, vereceklerin cevaptan ürktüğüm için onu bile sormaktan çekiniyorum!

ZENGİN ÜRETİCİ ARAYANLARA...

Ordu-Altınordu Ziraat Odası başkanı Uğur Cörüt; “Fındığın kaymağını yiyenler belli. Ben zengin üretici görmedim” demiş. Ne denir? Ben diyeyim “Gerekeni yapmıyorsunuz ki”, siz söyleyin “Bırakmıyorsunuz ki” üretici zenginleşsin! Bugüne kadar ki söylemlerine ve nelerle uğraştıklarına baksınlar, verimi arttırmak için hiçbir çaba göstermediklerini anlasınlar, neden üreticileri zenginleştiremediklerinin cevabını o kadar kolay bulurlar ki! Tabii, kişi yanlışın temelinde kendini görecek olduğu zaman bunu yapar mı? Yapmaz mı?


ULUSLARARASI FESATÇILIK...

Biz bugünleri 10-15 yıl öncesinden yazıp çizerken, birileri zamanın AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in 20 Şubat 2012’de zikir ettiği gibi; “Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış bunlar kargaları güldürür’’ söylemine destek verip; “Siz de ne anlarsınız” babından burun kıvırıp, bugün “Terör örgütü” dedikleri ile dümbelek çalıp, zılgıt
çekiyorlardı! Oysa biz o zamanlarda, Rahmetli Necmettin Erbakan’ın yanından hiçbir zaman terki diyar eylememiş araştırmacı-yazar Ahmet Akgül’ün 2010 baskısı “Uluslararası Fesatçılık ve Fethullatçılık” adını verdiği 800 sayfalık belgelere dayalı kitabı okuyup, yaşadıklarımızla da tescilleyerek kamuoyu ile paylaşmayı sürdürüyorduk.

SURİYE’DE ABD’NİN TEMİNATI!

Ortadoğu’da, dahası Suriye bataklığında, son gelişmelerle birlikte Amerika’nın ne yapacağını anlamak için onlar adına
çokça zikredilen şu sözü hatırlamak yeterlidir: “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap