Trabzonspor camiasının anlamadığı bir durum var. Türkiye’de doğrular ile gerçekler çok ama çok farklı bir haldedir.  Onun içindir ki, papağan gibi, “En kötü gerçek, en güzel yalandan iyidir”i tekrarlayıp duruyor ve “oyunu kurallarına göre oynamaktan” başka çare kalmadığını, bunu yaparken de ne olursa olsun önce kendimize, aynaya da bakmamız gerektiğini hatırlatıyoruz. 

*

İşte son günlerin iki hadisesi... Sayın Başkan, “açtı ağzını yumdu gözünü”, dilinin ucuna ne geldiyse söyledi, sonra da, “TS başkanı konuşsa da ona ceza kessem” diye fırsatını ganimet etmek için pusuya yatmış TFF, cezaları üst üste yağdırdı.  Bu hal karşısında, “Tek suçlu TFF’dir” diye ilan verdik. 

*

Yetmedi, Sıvasspor karşısında futbola benzer en az hareketleri yapınca kupadan elenince tek suçlu maçın hakemini ilan ettik.  Kendimizin ne yaptığına (sahadakiler ve tirübündekilerin hep birlikte) bakmadık. Suçu ve suçluyu karşımızda aramaya devam ettik. Hatta, her kaleciyi FB’li Volkan yerini koyduğumuz için, beyefendi kişilikli Ertuğrul’un kafasını bile yardık. 

*

Sonuç, kabahati kendi dışımızda arayan, kendimizin ise ne zıkkım yediğini anlamayan bir camia olduk çıktık vesselam.  Hal böyle olunca da, gel de Hünkâr Hacı Bektaş’ı hatırlama, hatırlatma:  “Hararet hardadır, sacda değildir. Kerâmet baştadır, taçta değildir. Her ne arar isen kendinde ara, Kudüs’te, Mekke’de, hacda değildir.”

CEVDET SARAL’IN MESAJI KİMEDİR?

Eski Emniyet Müdürlerinden Cevdet Saral’ın “Tehlike ciddiye alınsaydı 17 Aralık ya- şanmazdı” ifadelerini terennüm ettiği konferansta söylenenlerin bir kısmını gazetede okuyunca gayr-i ihtiyarı kendi kendime sordum:  “Suçlu ciddiye almayanlar değil mi?” Sonra da devam ettim: “Asıl suçlu olanlar yetki ve etki ellerinde iken gerekeni başka çı- karlar için yapma￾yanlar, suçun işlenmesine adeta müsaade edenler değil midir?”

*

Öylesine denk düştü ki, elimdeki kitaba göz attım.  2001 baskısı, Kültür Bakanlığı yayınlarından; “Gülmece, öylesine bir olgu ki, bir yandan bizleri güldürüp eğlendirirken, bir yandan da gerçek yaşamı algılamamıza, kavramamıza yardımcı oluyor” diyen Mehmet Bayrak’ın “Halk Gülmecesi” kitabından bir fıkra. Ama, hisse almasını becerebilenler için...

*

Aksaray’ın İncesu köyünden Cumali, bir gün tarlaya gider, çifte başlar. Fakat tam tarlayı sürmeye başladığı sırada aklına Niğde’ye vali olmak düşer.  Bu düşünceyle sürebildiği kadar yeri sürüp kapatır. Yalnız, tohum saçmayı unutur.  Zamanla tarlanın bir bölümünde ekin bitmez. Köylüler Cumali’den bunun nedenini sorarlar. Cumali şu cevabı verir:  “O gün ben Niğde valisiydim.”

2 MUSTAFA...

Birisi Eski Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı...  Diğeri halen Giresun Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanlığını sürdüren fındık sanayicisi Mustafa Demirci.  Her ikisi de milletvekili aday adayı. Her ikisi de fazlasıyla hak ediyor. O zaman delegenin yetkisini gasp edenler, hiç değilse “Hakkı, hakkı olana teslim edin.”