Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı da dövmek hiç değil. O zaman ne? Ya da, Türkiye'nin seçim meydanlarında Mısır ve iktidardaki Sisi ile O'nun idama mahkûm ettirdiği Mursi'nin ne işi var? Gerçi, Türkiye'nin meydanlarında konuşulanlarda artık sapla saman öylesine birbirine karıştırılmış ki,neyin, ne için olduğunu anlamak da zor!.. Hah işte, yapılmak istenen de bu: Kafa karışıklığı. * İyi de, şu Mısır-Sisi-Mursi üçgenine eklenip işi kareli hale getirenlere ne diyecek, ya da soracağız? Gerçi çoğu kişi soruyor da, biz de tekrarlayalım: Soru: Mursi'ye idam kararı verdiren Mısır Devlet Başkanı Sisi'yi, Suudi Arabistan ile Katar açıktan desteklemiyorlar mı? Destekliyorlar.

Peki... Suudi Arabistan ile Katar, bugün Türkiye'yi yönetenlerin de İslam Dünyası'nda (sözde de olsa) yanlarında kalan dostları değil mi? Eveeet!.. * Şimdi "Yahu bu nasıl iştir?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bizimkilerin dostları aynı zamanda Mursi'yi asmak için ne gerekiyorsa yapan Mısır'ın Başkanı Sisi'nin de en büyük destekçileri. Tamam; "Böyle dost düşman başına" diyeceğiz ama, bizi yönetenlerin ahvalini nasıl izah edeceğiz? Ya da onlar nasıl edecekler? Bu hal neye benziyor bilir misiniz? Bunlar bir yandan "Mursi idam edilmesin" diyorlar, diğer yandan Mursi'yi idam edecek Sisi'ye destek veren dostları ile hasbıhal ediyorlar.

SORU: BUNLAR GERÇEK Mİ?
CEVAP: BUNLAR GERÇEK...

"Bir başka gerçekle yüzleşmeye hazır değildim!" Böyle bitiyor, "Bir sabah erken kalktım" diye başlayan satırlar. Başlayışı ile bitişi arasında bir solukta okumaya çaba göstereceğine inandığım tam tamına, dolu dolu 267 sayfa var. Kitabın kapağına ise "BU GERÇEK Mİ?" yazıyor. Hani denir ya; "Hiçbir kitabı kapağı ile değerlendirmeyiniz" diye. İşte yaştaşım, dönem arkadaşım Turhan Eyüpoğlu'nun kaleminden çıkan kitap tam bu söze örnek. Çünkü, kapağı ne kadar soluk ise, içindeki satırlar o denli renkli ve dolu. * Sevgili Turhan; "Bu romanın tüm geliri, tek başına gezmek isteyen arkadaşlarımıza akülü engelli aracı almak için harcanacaktır" diye girişte mesaj gönderiyor. Ve; "Hayalimde oluşturduğum mübadelede geçen iki gencin aşkını, mücadelesini ve o yıllarda geçen olayları, bu olayları bu zamana kadar getiren insanların gözlemini ve tesadüflerini anlatıyor" dediği ilk kitabının ardından sorunun cevabını ikinci kitabına ad olarak koymuş: BUNLAR GERÇEK... "Hayat bir göçtür. Kimisi çözüm üretmek için yaşar. Kimisi yönetmek için. Kimisi yok etmek için. Göç insanların inanmak istediği yerdedir" diye düşüncelere salacağı kitabını Turhan Eyüpoğlu, bugün saat 15.00-18.00 arasında Zorlu Grand Hotel'de okulları ile buluşturacak. Eee, biz de yarım asırdır iyi okuyucu olduğumuza göre...

KANSER OLUNCAYA KADAR!..

Hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye, hele hele ipe un sermeye kalkmayın. Bir yoğurdu bile, evlerinizde kendiniz mayalayıp üretmiyor da, üzerinde son kullanma tarihi yazan, yani "raf ömrü" ibareli kutulardan yiyor iseniz, "Yiyin efendiler yiyin. Kanser oluncaya kadar" yiyin diyorum!..