SON DAKİKA



Haber > Gündem > Salı'lar, Basın'dan

Salı'lar, Basın'dan

17 Kasım 2015 Salı - 09:20








Bundan böyle her Salı, çuvaldızı başkasına saplamadan önce iğneyi kendimize batıracağız. Kendim de dahil olmak üzere! Yani; “Hoşa gitmeyen bir durumda insanlardan özveri istemeden önce, bu durumun getirdiği fedakarlığın bir kısmını biz üstlenmeliyiz ki, başkalarından özveri istemeye yüzümüz olsun. Öte yandan, bir iş ya da bir konu hakkında başkasına öğüt vermeden, bunu önce kendimize yapmalıyız. Kendi nefsine söz geçiremeyen insanın yapacağı bir öğüt insanları etkilemez” anlamına gelen söze uyacağız. Gerçi; cahil olsun, ulema olsun! Çuvaldızı ya da iğneyi hak edenler olsun. Ahalinin büyük kısmı, “Kendi doğrusundan başka doğru kabul etmeyecek kadar yobaz” ya da; “Önüme düşen ne derse odur. Ben onun dediğini yaparım” diyecek kadar cahil olduktan sonra, batırsan ne yazar, batırmasın ne!

*

Çünkü, bizim meslekte “Haber kutsal, yorum hürdür” farzı bile bir kenara koyularak yazılıp, çizilip, konuşulduktan sonra, haftanın her gününü Salı kabul etsek de pek işe yaramayacak ya...

*

Yaraması için, ‘kamu’ denilen ahalinin tümü adına, muhabir sıfatıyla görev yapan gazetecilerin, bu mesleğin ustalarından rahmetli Nezih Demirkent’in şu tarifine kayıtsız şartsız uymaları gerekiyor: -”Gazeteci kamuoyu oluşturmaz, oluşan kamuoyunu aktarır.”


*

Bu tarif üzerine çoğunuzun, hatta “gazeteci” sıfatıyla işini yapanların bile kendi kendine “Dalga mı geçiyorsun?” dediğini duyar gibiyim. Dalga geçmiyor, gerçeği resmediyorum. İşte uluslararası, ulusal ve yerel basından her Salı örnekleme ve uyarı yaparak, bunun için ‘Basın’ı irdeleyeceğiz. Dün, “Kara” dediğine, bugün “Ak” diyenler için... Kitap da “Haram” denene, başka hesaplar adına “Helâl” fetvasını verenler için... Dün dediği, bugünkünü tutmayanlar için... Eskiden yerden yere vurduğunu, sonradan göklere çıkaranlar için... Haberi “5N-1K” ile değil de, içinde bulunduğu zümreye göre eksikler ve yanlışlarla yazanlar için... Nezih Demirkent’in “Salı Yazıları”nı örnek alarak yazacağız...

*

Kıssadan hisse ile bugünü geçiştirelim! Kamu’dan ahalinin biri, gazeteci Nasrettin Hoca’ya; “Az önce bir tepsi kuzu kavurma gidiyordu” demiş. Hoca da, önce “Bana ne!” demiş. Ahali; “Ama sizin eve gidiyordu” deyince bu kez de “Sana ne!” karşılığını vermiş!

İMZA SEVDANIZI BOŞ KAĞITLARDA GİDERİN!

Bu ülkede bürokrasinin bir türü vazgeçemediği bir hastalık var. O da, “Benim varlığım çıkaracağım zorlukla daimdir” anlayışından bir türlü vazgeçememesi... İnşallah bu zihniyetin gömüldüğü günleri görenler de olur.

*


Nerden çıktı, durup dururken? Geçen hafta Trabzon Valisi Abdil Celil Öz’ün Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı, fındık sanayici ve ihracatçısı Mehmet Cirav’ı ziyaretinde kendine evraklara konan imza fazlalığı ve de bunun zaman alması ile ilgili bir şikayet iletildi. Vali Öz, “Hemen” diyerek yetkilisine ulaşıp, adeta “İmza sevdanızı boş kağıtlarda giderin” talimatını verdi. İhracatçılara da zamana karşı yaptıkları yarışta büyük bir avantaj sağladı. İşte budur! Valilik de sorunu seyretme değil, çözme yeridir. Vali Öz’ün yaptığı gibi...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap