Sadece AK Parti'de sanmayın. Şu sıralar ilçe kongreleri ile yapıldığı için AK Parti hatırlattı! Neyi mi? İlçe ve il kongrelerinde "seçme ve seçilme adına" tercih edilen, demokrasiye aykırı demokratik sistemi! Nasıl mı? Biliyorsunuz, ama yine de hatırlatayım. Kongrelerde başkanları, delegeler (onlar bile seçilecekler eliyle belirlenmiş olmasına rağmen) seçerler. Ama, demokrasinin bu sandık hakkı kongreye, seçim gününe bırakılmıyor. İktidardaki, muhalefetteki (bazen istisnalar olabiliyor) partilerde kimin başkan olacağı, istişareler (!), görüşmeler (!), buluşmalar (!), sivil toplum muhabbetleri (!), dahası genel merkez görüşmeleri (!) ve de tepedekilerin onayı (!) ile tespit ediliyor. Sonra da sandığa gidiliyor. Benim anlamadığım değil, (Türk tipi siyaset sistemini iyi bildiğim için anladığım) niye kongre yapılıyor denilerek, neden sandık kuruluyor, oy atılıyor? Ve de en kötüsü, "Bu demokrasinin en önemli ayağı seçme ve seçilme adına nasıl icra ediliyor?"

FINDIĞIN MALİYETİNDE VAR AMA, VERİMİNDE YOK!

Birileri, kendilerini "ziraatçı" saydırıp, dahası "fındığı da çok iyi bilen" yerine koydurup, "fındığın maliyeti" diyerek, doktor misali "maliyet reçetesi"ne rakamları ilaç gibi alt alta yazıyorlar! Sonra da, maliyeti yükseltiyor, rekolteyi düşürüyorlar! İyi de bu fındık uzmanları (!), maliyet hesabında sözü ettikleri işlerin fındık bahçelerinde icra edilmesi halinde, dönümden alınabilecek verimin, rekolteyi düşük göstermek için zikrettikleri 80-90 kilo değil de, bunun en az iki katı olması gerektiğini, ama ortada da böyle bir tablonun bulunmadığını neden ve nasıl fark etmiyorlar? Hem de TMO'ya yapılacak satışlar için ÇKS karnelerine de dönüm başına 130 kg koydurmalarına rağmen. Neden böyle yapıyorlar? Sanırım cümle alemi kendileri gibi sanıyorlar! Nasıl mı? Onu da siz söyleyin!

YANILMIŞIM!

Son yazımızda; "50 yıldır okuma, 40 yıldır bilmeme ve 20 yıldır da yazmama rağmen..." demek istemiştim. Neyi mi? Şu Türkiye'nin yanıbaşından başına adım adım belâ edilen Kürdistan hesabını! Ne yapayım? Bunların hedefinin, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile önce Irak Kürdistan'ını, sonra çevresindekilerle Büyük Kürdistan'ı, daha sonra da asıl gaye olan Büyük İsrail Devleti'ni kurmak olduğunu... Bunun için de; "Türk ve Türkiye düşmanı" olan baba Molla Mustafa Barzani ile oğlu Mesut Barzani'nin görevlendirildiğini... Söyleye söyleye ağzımda tüy bitti! Yaza yaza kalemim tükendi! Daktilo ve bilgisayara basa basa parmaklarım nasır bağladı! Tüm bunları yaparken; birileri, bir şeyleri, daha doğrusu çırılçıplak ortada olan kötü gerçekleri ve hedefleri anlar sanmıştım! Yanılmışım!

KADIRALAK CENNETİ...

AK Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi'nin, dünkü basın toplantısında "Tonya Kadıralak Tabiat Parkı ilan edildi" dediğinde aklıma ne geldi bilir misiniz? Çimento fabrikası kurularak yok edilmek istenen cennet köşesi için Trabzon Ticaret Borsası Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu'nun da, "Cennete cehennem çukuru açılmaz" şeklindeki 4 kelime ile slogan haline getirip özetlediği müthiş tepkisi... Sanırım, artık koruma altına alınan Kadıralak için en çok sevinenlerden biri de Sayın Köleoğlu olmuştur.