Şiddete maruz kalan kadın için sağlık seferberliği
Yayın Tarihi: 06.12.2024 - 09:46
Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele sürüyor. Şiddete maruz bırakılan kadınlara ilk müdahaleyi yapanlar arasında sağlık çalışanları, sosyal hizmet uzmanları, kolluk kuvvetleri ve sivil toplum kuruluşları bulunuyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde cinsel haklar ve üreme hakları alanında çalışan bir sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada katılımcıların yüzde 70,4’ü kadınlara yönelik şiddetle mücadelede kurumlar arasındaki işbirliğini yetersiz bulduklarını ifade etti. TAPV, şiddete maruz kalan kadınların sağlık kurumlarından nitelikli hizmet alması ve kurumlararası iş birliğinin artırılması amacıyla ‘Şiddete Maruz Kalan Kadınlara Yönelik Sağlık Hizmet Mekanizmalarının Güçlendirilmesi Projesi’ni uygulamaya koydu. Proje, UN Women tarafından yürütülen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan projesi kapsamında hayata geçirildi.
‘Halk sağlığı sorunu’
TAPV Proje Koordinatörü Ayşe Tek, “Kadına yönelik şiddet dünya üzerinde ve ülkemizde en yaygın insan hakkı ihlallerinden biri ve önlenmesi gereken bir halk sağlığı sorunu. Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadın odaklı bir yaklaşımı sağlık sistemine entegre etmek çok önemli” dedi.
UN Women Program Yöneticisi Ebru Ağduk, “Proje, sağlık kurumlarının kadına yönelik şiddetle ilgili kapasitesini güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca çok sektörlü iş birliğinin güçlendirilmesi, daha kapsamlı destek sunmak için sağlık, hukuk ve sosyal hizmetleri entegre etmek açısından büyük önem taşıyor” diye konuştu.
Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi
Sağlık sisteminin şiddet gören kadınlar için ‘kilit’ rol oynayabileceğine dikkat çeken TAPV, şu çözüm önerilerinde bulundu:
Şiddete maruz bırakılan kadınlarla çalışan tüm sağlık çalışanları düzenli olarak toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddete ilişkin nitelikli bir mesleki-hizmet içi eğitim almalı.
Tıp fakülteleri ile ebelik, hemşirelik gibi sağlık çalışanları yetiştiren bölümlerin eğitim müfredatlarında tıp ve sağlık hukuku, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele eğitimleri eklenmeli.
Aile hekimlerinin şiddet yaşayan kadınları destekleyebilmesi için yapısal sevk/yönlendirme algoritmasını bilmesi kadar kurumlar arası iş birliği ve aile hekimlerinin desteklenmesi sağlanmalı.
Kadına yönelik şiddet ve istismar vakalarıyla çalışan birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık çalışanlarının ihtiyaçları bulundukları kurumlara ve bölgenin farklılıklarına göre değerlendirilmeli.
Sağlık çalışanlarına dönük şiddet vakalarının artışı nedeniyle hem kadınlar açısından hem de sağlık çalışanları açısından koruyucu-önleyici düzenlemeler yapılmalı.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle ilgili eğitim alan kolluk görevlisi hastanede bulunmalı.
Şiddete maruz bırakılan kadın hastaneye ya da diğer sağlık kurumlarına eriştikten sonra kadının mahremiyet hakkının ve mesleki güven ilişkisinin gözetildiği bir odada görüşme yapılmalı.
Sosyal hizmet uzmanı ile temas kurarak koruyucu-önleyici bir müdahale planının ortaya çıkarılması sağlanmalı.
Cinsel şiddet vakaları odağında pilot uygulama olarak ortaya konulan, Kadın Tıbbi Destek Merkezleri nitelikli olarak tüm şehirlerde yaygınlaştırılmalı.
Sosyal hizmet uzmanı psikolog gibi doğrudan travma odaklı çalışan meslek elemanları bu birimlerde 7-24 bulunmalı.