A+ A-
Yorum
10

Sinan Ateş'in ailesi AYM'ye gidiyor! İtirazları reddedilmişti

Yayın Tarihi: 04.06.2025 - 12:01
Sinan Ateş suikastine ilişkin 22 şüpheli hakkında verilen takipsizlik kararına itiraz reddedilince, Ateş ailesi Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da bulunduğu şüpheliler için aile, delil karartma iddialarıyla yeniden soruşturma talep ediyor.
Kaynak:HABER MERKEZİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinan Ateş suikastine dair, eski Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Olcay Kılavuz ve Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın da aralarında olduğu 22 kişi hakkında, “kasten öldürme” ve “kasten öldürmeye azmettirme” suçlamalarıyla yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı vermişti. Ateş ailesinin avukatlarının bu karara yönelik itirazı da reddedilmişti.

Bu kararın ardından, Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş, kardeşleri Sevda Ateş ve Selma Ateş, avukatları Şeyda Şahin, Şeyma Nur Tefenli ve Onur Altuntaş aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı.

anyconvcom-204878-1024x576.jpg

“BAŞVURABİLECEK BAŞKA BİR HUKUKİ YOL KALMAMIŞTIR”

Başvuruda, 22 şüpheliye ilişkin dosya üzerindeki gizlilik kararının hukuka aykırı şekilde sürdürüldüğü ve delillere erişimin engellendiği belirtildi. Başvuruda, “Yeni delilleri de içeren itirazlarımız, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin kesin olmak üzere verdiği itirazın reddi kararıyla sona eren soruşturma sürecine karşı başvurulabilecek başka hukuki yol kalmamıştır” ifadelerine yer verildi.

“SUİKAST ETKİLİ BİR ŞEKİLDE SORUŞTURULMADI”

Yaşama hakkı, adil yargılanma hakkı, etkili başvuru hakkı, gerekçeli karar hakkı, silahların eşitliği ilkesi ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan başvuruda, “Şiddet tehdidi altındaki bireyleri korumamak yükümlülüğü ihlal edilmiştir. Hayati risk taşıyan ortamlarda gerekli önlemler, bildirim ve başvurulara rağmen alınmadı. Suikast etkili bir şekilde soruşturulmadı” denildi.

Yaşama hakkının ihlaline dair, Sinan Ateş’in Ülkü Ocakları üyeleri tarafından defalarca tehdit edilmesi üzerine yaptığı şikayetlerin sonuçsuz bırakıldığı hatırlatıldı ve şu ifadeler kullanıldı:

“Yargı makamlarının takipsizlik kararları ile dış dünyaya yansıttığı eylemsizlikleri ve ihmalkarlıkları yüzünden bu suikast bağıra bağıra gelmiş, tehditlerin ne derece gerçekçi olduğu Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesi üzerine telafisi mümkün olmaz şekilde anlaşılmıştır. Aşırı milliyetçi bir siyasi grubun provokasyonu ile köpürttüğü olayların neticesinde öldürülen Sinan Ateş’in bu grup tarafından sistematik ve bilinçli olarak hedef haline getirildiği açıktır. Nitekim bu suçun hazırlığından açık biçimde haberdar olan, eyleme iştirakçi olan güvenlik güçlerinin bunu önlemeye dönük hiçbir önlem almadıkları gibi delil karartma ve şüpheli kayırmaya yönelik eylemler içine girdikleri de tüm kamuoyu tarafından bilinmekte ve bu suçun işlenmesi kapsamında dosyaları tefrik edilen bir kısım emniyet mensubu sanığın yargılaması istinaf aşamasındaki Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ve aynı dosyadan tefrik edilen bir kısım sanık açısından ise Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dosyalar üzerinden sürmektedir.”

“TOLGAHAN DEMİRBAŞ’IN OLCAY KILAVUZ’UN YANINDA YAKALANMASINA RAĞMEN DELİLLER KARARTILDI”

Etkin soruşturma yükümlülüğünün ihlaliyle ilgili olarak başvuruda şu açıklamalar yer aldı:

“Savcılık, olaya ilişkin özellikle siyasi görevleri olan bir kısım şüpheliler açısından gerekli hiçbir araştırma ve incelemeyi yapmamıştır. Devam eden ceza dosyalarında azmettiren sıfatı ile yargılaması sürmekte olan sanıklardan Tolgahan Demirbaş’ın, soruşturma dosyası şüphelilerinden dönemin Milliyetçi Hareket Partisi Mersin milletvekili Olcay Kılavuz’un yanında, onun himayesi altındayken yakalanmış olmasına karşın, mevcut tutanaklar tahrif edilmek ve yeni tutanaklar tanzim edilmek sureti ile bizzat emniyet güçleri eliyle deliller karartılmıştır.”

“OLAY SİYASİ KİMLİKTEN ÇIKARILARAK ADİ BİR CİNAYETMİŞ GİBİ KAMUOYUNA ALGISI OLUŞTURULMAYA ÇABA GÖSTERİLMİŞTİR”

Adil yargılanma hakkının da ihlal edildiği belirtilen başvuruda, şu ifadeler kaydedildi:

“Olayın azmettiricisi konumunda olan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Tolgahan Demirbaş’ın Sinan Ateş ile ilgili elde ettiği tüm bilgi, belgeleri aktardığı kişi konumunda bulunan Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve yine azmettirici olduğu ileri sürülen sanık Tolgahan Demirbaş’ı evinde saklayarak polislere teslim etmekten kaçınan dönemin Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un ifadelerine dahi başvurulmamış, bu siyasi isimlerin baz bilgileri, HTS ve PTS kayıtları alınmadığı gibi telefonları incelenmemiştir. Hal böyle olunca olay siyasi kimlikten çıkarılarak adi bir cinayetmiş gibi kamuoyuna algısı oluşturulmaya çaba gösterilmiştir. Ancak toplum tarafından bu kabul görmemiş, yargıya ve adalete olan güveni bir kez daha sarsmıştır. Yani yargı organları ve siyasi güçlerin yaratmaya çalıştığı algının aksine toplumun ezici çoğunluğu Sinan Ateş’in siyasi suikaste kurban gittiğini düşünmekte ve bilmektedir.”

“İTİRAZ DİLEKÇELERİMİZİN SONUÇLARI TARAFIMIZA TEBLİĞ OLUNMUYOR”

Başvuruda, “soruşturma makamlarının siyasi tesir altında kaldığı” vurgulanarak, “Olaya karışan ve hatta asıl azmettiren şüpheli konumundaki siyasi isimler soruşturmayı diledikleri gibi şekillendirmiştir. Bu yönüyle soruşturmanın ivedilikle yapılmadığı, makul sürede gerçekleşmemenin tüm sınırlarının kasıtlı olarak zorlandığı ise izahtan varestedir” denildi.

Dilekçede, etkili başvuru hakkının da ihlal edildiği belirtilerek, “Savcılık nezdinde tarafımızca yapılan ve imzalanmak suretiyle sunulan itiraz dilekçelerimizin sonuçları da tarafımıza tebliğ olunmayarak yaptığımız itirazların neticesini takip etme imkanımız elimizden alınmıştır. Nitekim hukuk sisteminin sürelere tabi olduğu düşünüldüğünde bu yöndeki eylemlerin hak ihlallerini doğurabileceği kuvvetle muhtemeldir” ifadeleri kullanıldı.

Başvurucular, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için soruşturma ve yargılama süreçlerinin yeniden başlatılmasını talep etti.

Etiketler