A+ A-
Yorum
10

Tartışılacak iddia: Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'nin son cumhurbaşkanı olabilir!

Yayın Tarihi: 11.08.2025 - 14:00 | Güncelleme Tarihi: 11.08.2025 - 14:10
Gazeteci Levent Gültekin, Türkiye'de erken seçim ihtimali ile ilgili açıklamada bulunarak Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı ile ilgili çarpıcı bir iddiada bulundu.
Kaynak:HABER MERKEZİ

Ünlü gazeteci Levent Gültekin, Fatih Altaylı'nın YouTube programına katılarak gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulundu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçime yönelik planları hakkında çarpıcı bir iddiada bulundu. CHP'ye yönelik açıklamalarıyla da dikkat çeken Gültekin, "Gerçek muhalefet olsaydı, Erdoğan 10 yıldan fazla iktidarda kalamazdı" diyerek önemli bir noktaya da dikkat çekti.

Türkiye, son 20 yılda adım adım örülen tek adam rejiminin pençesinde. Gazeteciler tek adam rejimini yorumlamaya devam ediyor. Gazeteci Levent Gültekin, tek adam rejimi ile ilgili olarak: “Özgürlükler kısıtlanıyor, demokrasi askıya alınıyor, insan hakları hiçe sayılıyor ve kurumlar çürüyor” dedi.

Dünyada 1939’dan bu yana yaklaşık 40 ülkenin bu hastalığa yakalandığını belirten Gültekin, Şili dışında hiçbir ülkenin bu rejimden kalıcı olarak kurtulamadığını vurguladı. Türkiye’de ise bu hastalığın belirtileri, belediye başkanlarının gözaltına alınmasından Silivri tehditlerine kadar her alanda kendini gösterdi.

Gültekin’e göre, toplum da bu çürümeden nasibini aldı ve korku iklimi iktidarı ayakta tutan tek araç haline geldi.

Gültekin konuyla ilgili olarak; "Tek adam rejimi hastalıkları böyle bir şeydir. Hukukun dışına çıkmaktır, demokrasiden uzaklaşmaktır, insan haklarını hiçe saymaktır, kurumları yerle bir etmektir.

1-002.jpg

Tamamen her şey bir kişinin. O bir kişi Tayyip Erdoğan'dır, Ahmet'tir, Levent'tir, Fatih'tir, Mehmet'tir. Hiç fark etmez, her şey o bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmışsa o ülke gasp edilmiş bir ülkedir. O ülkeyi "her şey güzel olacak" sloganıyla çıkaramayız, umut dağıtarak çıkaramayız.

Bizim bu konuşmalarımız bir taraftan da umutsuzluk yaratıyor ama ben umudun iyi bir şey olmadığını, umudumun biz olduğumuzu, bizi izleyenlerin her birinin kendi umudu kendi içinde. Çünkü biziz. Biz bu ülkenin sahibiyiz. Gazetecisi, yazarı, genci, siyasetçisi, kadını, çocuğu. Biz varsak bu ülke var. Biz bir araya geleceğiz. Gerçek tablonun farkına varacağız. Neyle karşı karşıya olduğumuzu bileceğiz ve buna göre tavrımızı, yöntemimizi, üslubumuzu geliştireceğiz." açıklamasında bulundu.

"KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞA İKNA EDİLMESİ SENARYONUN PARÇASI"

Gültekin, Türkiye’nin bilinçli bir şekilde Ortadoğu ülkesine dönüştürüldüğünü savundu. “Bu, rastgele savrulmalarla ilerleyen bir süreç değil” diyen Gültekin, 2011’deki mülteci akınından 2015’teki erken seçim kararına, 2016’daki darbe girişimi ve olağanüstü hal döneminden 2023’teki seçim sürecine kadar birçok olayın bu projenin parçası olduğunu iddia etti.

Gültekin, “Türkiye’yi 100. yılında ulus devletten uzaklaştırıp Ortadoğu’ya çevirme planı var” dedi ve ekledi: “2015’te Devlet Bahçeli’nin erken seçim çıkışı, 2018’de Meral Akşener’in masadan kalkması, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığa ikna edilmesi… Bunların hepsi bu senaryonun birer parçası.”

"GERÇEK MUHALEFET OLSAYDI ERDOĞAN KALAMAZDI"

Türkiye’de gerçek bir muhalefetin varlığına inanmayan Gültekin, muhalefetin etkisizliğini sert bir dille eleştirdi: “Gerçek muhalefet olsaydı, Erdoğan 10 yıldan fazla iktidarda kalamazdı.” CHP dahil hiçbir muhalefet partisinin stratejik bir vizyon üretemediğini savunan Gültekin, “İktidar satranç oynuyor, muhalefet ise tavla. Karşı tarafın attığı zarlara göre hareket ediyorlar” dedi. Özgür Özel’in “cuntacı” ve “darbeci” dedikten sonra iktidarla komisyon masasına oturmasını siyasetsizliğin göstergesi olarak niteledi. “Gerçek muhalefet, akıl ve stratejiyle hareket eder. Türkiye’de böyle bir muhalefet yok” diyerek muhalefetin ülke çıkarını değil, kendi koltuklarını koruma peşinde olduğunu öne sürdü.

"ERDOĞAN'IN DERDİ BİR DÖNEM DAHA SEÇİLMEK DEĞİL"

Erdoğan’ın erken seçime gitme ihtimalini düşük gören Gültekin, “Seçimi gerektirecek bir atmosfer yok. Erdoğan’ın derdi bir dönem daha seçilmek değil” dedi ve daha da ileri giderek, Türkiye’de bildiğimiz anlamda demokratik seçimlerin olma ihtimalini %49 olarak değerlendirdi. Gültekin’e göre, Türkiye’yi Ortadoğu’ya dönüştürme projesi, anayasa çalışmaları ve komisyonlarla yeni bir evreye giriyor: “Erdoğan, bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin son cumhurbaşkanı olabilir. Yeni bir Türkiye’ye, belki federasyona ya da ulus devletten uzak bir yapıya doğru gidiyoruz.”

2-004.jpg

"MUHALEFETE VERİLEN EN BÜYÜK ZARAR"

Gültekin, umut dağıtmanın toplumu uyuttuğunu düşünüyor: “Nietzsche’nin dediği gibi, umut çürütür. Ekrem İmamoğlu’nun ‘Her şey çok güzel olacak’ sloganı, muhalefete verilen en büyük zarardı.”

Gültekin'in açıklamalarında belirttiği en önemli nokta ise, gerçekçi bir teşhis ve mücadelenin şart olduğu oldu. Gültekin konuyla ilgili olarak açıklamalarında; “Ülkemiz gaspedilmiş durumda. Hukuk, demokrasi, insan hakları yok olmuş. Ama umut bizleriz. Gazetecisi, genci, kadını, siyasetçisi… Biz bir araya gelirsek bu ülkeyi kurtarabiliriz.” diyerek önemli bir çağrıda bulundu.

Gültekin, Fatih Altaylı’ya destek mesajıyla sözlerini noktaladı: “Fatih’in gücü bir cumhurbaşkanını tehdit etmeye yetmez. Umarım bir an önce özgür kalır ve koltuğuna geri döner.”

Levent Gültekin’in çarpıcı tespitleri, ülkenin Ortadoğu’ya dönüşüm sürecinde kritik bir eşikte olduğunu gösteriyor. Muhalefetin etkisizliği ve toplumsal çürüme, geleceğe dair umutları gölgelese de, Gültekin’in çağrısı net: “Ülke çıkarını her şeyin önüne koymalıyız. Aksi takdirde, sadece yıkıma katkı veririz.”

Etiketler