Geçen gün bir haber okudum, “Trabzon’da yürüyüş yolundan her gün 50-60 torba çöp toplanıyor” diye. Bu bir haber midir? Haberdir. Ama; “Nereden baktığına bağlı” olarak; “utanılacak haberdir!” Tamamı kadınlardan oluşan İŞKUR’lu 60 işçi, “haftanın 7 günü”, yani “her gün”, Trabzon’un marka yerlerinden olan 5 km’lik sahilinden, hem de mıntıkada yeterince çöp kutusu bulunmasına rağmen bu kadar, bu denli çöp topluyor. Çöpler toplanıyor toplanmasına da, bir de bu kadar çöpü ben diyeyim “medeniyetsiz”, siz söyleyin “insanlıktan nasibini almamış” olanların attığını da aklınıza getirebiliyor musunuz? Ve de bu kişilerin, “Temizlik imandan gelir” buyrulduğu için, ne denli imansız ve izansız olduğunu anlayabiliyor musunuz?

SÜRÇ-İ LİSAN ETTİYSEK; DEVAM OLA!

Genelde bir ifade, uygunsuz kelimelerle zikredildiğinde, sözün sahibi tarafından özür babından söylenirdi; “Sürç-i lisan ettiysek affola.” Zaten sürç-i lisan da çok ama çok az olurdu. Ne zaman? Eskiden... Şimdi ahvalimiz nedir? Tepeden tırnağa, yukarıdan aşağıya, tavandan tabana kadar, sürç-i lisan ederek konuşan konuşuna! Hatta o yüzdendir ki ifade günümüzde; “Sürç-i lisan ettiysek devam ola” şekline dönüşmüştür! Tıpkı, helâlin haram, doğrunun yanlış olması misali!

AHALİYİ; VİCDANLARI SALLIYOR!

“En ağır yük insanın kendi vicdanıdır” ben diyeyim “ifadesine”, siz söyleyin “iddiasına” delil mi arıyorsunuz? Türkiye’de her yerde! Bakın o vicdanlara, vicdansızca o kadar yük yüklendi ki, o yükler o kadar ağır geldi ki; istisnasız her yerde insan diye gezinenler, dengesizce sallanıp, duruyorlar!

ARLANMAZ, UTANMAZLAR...

O ki ben diyeyim “kelâmdan”, siz söyleyin “lisandan”, onlar desin “söylemlerden” söz eyledik, kaldığımız yerden devam edelim mi? Nasıl etmeyelim ki? Zaten durum; “Söyleyene değil söyletene bak” misalidir. Bu kadar ben diyeyim “ağzı bozuk”, siz söyleyin “utanılacak”, onlar desin “insana yakışmayan” bir lisan olur mu? En başta da, millet adına devlet-i aliyeyi yöneten ve yönetmeye talip olan, siyaset makamının sahipleri tarafından kullanılan olmak üzere... Hem de milletin gözünün içine baka baka. Muhterem ninem boşuna demezdi; “Arlanmaz, utanmazlar” diye!

EKSİK TARTANLARA AYET İLE UYARI...

Tam ismiyle zikredersem, inanın kıyamet kopar! Onun için sadece “şu sıralar en çok ticareti yapılan ve de konuşulan bir ürün” konu edilerek; “Ölçü ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun” diye başlayan Mutaffifin suresi 1’inci ayetini hatırlatmam istenmiş. Ben de hatırlatıyorum!

YANAYIM BÖYLE DEMOKRASİYE!

Tavandaki seçilecek olanı tespit ediyor. Tabandaki ise “Hakimiyet Milletindir” yazılan afişin altında, sanki kendi tercih ediyormuşcasına, önceden seçilen için oy atıyor! Buna da “seçme ve seçilme hakkı kutsaldır” denilerek demokrasi ismi konuyor! Yanayım böyle demokrasi tarifine!