Trabzon’un doğru dürüst elde kalabilen tek markası Trabzonspor’un önceki gün yapılan genel kurulu öncesinde Amerika’nın Bağımsızlık Savaşı’nı “Birleşin, ya da ölün” diyerek başlatan Benjamin Franklin örneğini hatırlatmıştık. Trabzonspor’un kurtuluşunun, mevcudun devamıyla ‘ölüm’, Celil Hekimoğlu ve Muharrem Usta’nın bir araya gelmesi ile de birleşme ve bütünleşmeyi getireceğini vurgulamıştık. Kısacası Trabzon’un tümü adına hareket eden delege; Hekimoğlu ve Usta’yı tek listede, tek çatı altında görmek istemişti. İşte sonuç ortada... Usta ile Hekimoğlu’na hemen hemen aynı, yani yüzde yarımdan bile daha az bir farklılıkla oy verdi. Ama birinin başa oturması gerekiyor idi. Bana göre şans ile Sayın Usta başkan oldu. Artık bundan sonrasına bakmak lazım... Hekimoğlu kendinden beklenen davranışa büyük bir olgunluk eklemiştir. Usta ise artık bölünmüş değil, birleşmesi gereken Trabzon için görev üstlenmiştir. Çünkü; seçimin kaybedeni Hekimoğlu, kazananı da Usta değildir. Her ikisine de Trabzon cemaatinden Trabzonspor’u içinde bulunduğu kaostan çıkarmak için görev yüklenmiştir.

VEKTÖR; ORHAN KARAKULLUKÇU...

-”Bir doğru üzerindedir, doğrusu bellidir. Bu doğru üzerinde başlangıç noktası bellidir, yönü de bellidir, şiddeti, kuvveti de bellidir. Yani belirsiz hiç bir öğesi yoktur.” Trabzon’da ‘Efsane’ olarak da tarif edilen 1984-89 döneminin Belediye Başkanı Orhan Karakullukçu’nun farklı açılardan yaşamını konu alan kitabını nihayet 3 yıllık bir çalışma ile tamamlayabildik. “Tamamlayabildik” diyorum, çünkü titizliği ile de bilinen ve de mükemmeliyetçiliği her işinde hedef yapmış bir adamı anlatmak hem zor, hem kolaydır. Diyeceksiniz ki; “Hem zor, hem kolay, nasıl oluyor?” Zorluğu en ince ayrıntılara kadar, yani detaylara bile takılan birisi. Kolaylığı ise O birisi, böylesi bir kitap için çalışma yapana çok büyük destekçi... Ve de, “Bir dönem daha başkanlık yapabilseydi, Trabzon abat olurdu” diye hemen hemen herkesin hayıflandığı Orhan Karakullukçu’yu Trabzon’da yaşayanlar ikinci, hatta üçüncü dönem için seçmemiş, seçememiştir. Bilir misiniz? Seçmek, seçilmek iyidir deee... Doğru seçmesini bilenler için!

MHP’Lİ HÜSEYİN KIRAN’IN DEVLET’E FERYADI...

7 Haziran’da milletvekilliği için Trabzon’dan aday adayı olan Hüseyin Kıran’ın, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye yaptığı çağrıyı sakın ola ki birileri çıkıp da ‘haddini aşan ifadeler’ olarak değerlendirmesin. Bu ifadelerin altına camianın yüzde 99’u imza atar. Bir kısmını bu sütunlara almakta; gözünü yuman, kulağını kapatan, aklını durduranlar için “Belki okur, duyar, anlarlar” diyerek yarar vardır. İşte Hüseyin Kıran’ın feryadından bir kaç satır: “MHP’ye oy verenlerin yüzde 90’ı değişim isterken, orada kalmak için direnmenizin manası ne? Millete rağmen siyaset olur mu? Kurultay yapın, delege kararını versin. Korkunuz kendinizden mi, delegeden mi? Ya da demokrasiden mi? Hakikaten o kadar zavallı mı görüyorsunuz bu camiayı? Yoksa kendinizi Ülkücü camiadan daha büyük mü görüyorsunuz? Onlarca imparatorluk kurmuş Türk Milleti bir genel başkan daha çıkaramayacak mı? Soyumuz mu kuruyacak? Emin olun sizin yerinizi dolduracak çok yiğitler var burada. Rahat olun! Hem de çok var...”