SON DAKİKA



Haber > Gündem > Trabzon gazeteciler cemiyeti seçimleri üzerine...

Trabzon gazeteciler cemiyeti seçimleri üzerine...

10 Mayıs 2016 Salı - 10:55








Bugün günlerden Salı. Nezih Demirkent’in Dünya Gazetesi’nde gazetecilik mesleğine ayırdığı “Salı Yazıları”nı hatırlatarak, biz de hafta sonu yapılan cemiyet seçimlerden dem vuralım. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin, sadece cemiyete üye olsun-olmasın basın mensuplarını değil, başta Trabzon kamuoyu olmak üzere kısmen de Türkiye’yi ilgilendiren (!) seçimli genel kurul toplantısı yapıldı. Yapıldı yapılmasına da, seçim sonrası ortaya çıkan tablo, seçim öncesinden daha çok konuşulmaya ve nereden bakıldığına bağlı olarak değerlendirilmeye başlandı. “Nereden bakıldığına bağlı” diyorum. Çünkü sadece Trabzon Gazeteciler Cemiyeti çatısı altında bir araya gelmiş basın çalışanları açısından ele alınması gereken tabloya, birileri başka hesaplar ve hedeflere yönelik bakmayı sürdürüyorlar.

Basın çalışanlarını ilgilendiren, basını takip edenleri ise meraklandıran seçim üzerine yorum yapmak gerekirse; dünü, bugünü ve yarını ile ortada şöyle bir tablo vardır: Dün, “TGC Başkanı yerel basından olmalı” savı ile ortaya çıkıp, mesleğine çeyrek asrı vermiş, yönetimlerde de başkan yardımcılığına kadar yükselerek çalışmış Yusuf Turgut’u kabul eder gözükenler (!) sonrasında hangi amaç ve hedef için bilinmez başka hesapların içine girmişlerdir. İşte o aşamada, tüm meslektaşlarımızın şahit olduğu gibi bu işe emek verenlerin, “Pay edemediğimiz, edemediğiniz ne var? Seçimlere tek liste halinde gidilmeli” çağrısı, her nedense kulak ardı edilmiştir. Dahası, TGC’nin 5 Mayıs’taki ödül töreni sonrasında Varlıbaş’ta Başkan adayları (Tahir Orhan hariç) ile bir araya gelerek, camianın tek bir çatı altında bir araya gelinmesi isteği son bir kez daha kendileri ile paylaşılmıştır. Hatta, bunun olabileceği yönünde de izlenimler edinilmiştir. Ancak anlaşılan o ki; belli çevrelerden, farklı hedefleri olanların da etkisiyle bu gerçekleşememiştir. Sonra! Sonrası malum. Seçim sandığı kurulmuş ve 203 cemiyet üyesi basın çalışanı “Biz size ‘birleşin’ dedik. Siz gereğini yerine getirmediniz. Sizin beceremediğinizi biz sandıkta sağladık” mesajını verecek şekilde oy kullanmıştır. Sandık kurulmadan 4-5 saat önce, iradesi dışında listeye yazıldığını herkese sosyal medya üzerinden mesaj atıp, hiçbir yönetim kurulu listesinde olmayacağını ve olur da seçilirse istifa edeceğini söyleyen Nedim Mollaveisoğlu, seçildikten sonra Divan’a istifa dilekçesini göndermiştir. Ortaya çıkan tablo da Yusuf Turgut’un listesinden 5, Tekin Atay’ınkinden ise 4 meslektaşımızın yer aldığı 9 kişilik herkesi kucaklayabilecek, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği yönetim kurulu şeklinde tecelli etmişti

Şimdi görev TGC’nin yeni seçilen yönetim kurulundadır. Toplanacaklar gerekli görevlendirmeleri yapacaklardır. Hem de içlerinde başta Hikmet Aksoy olmak üzere 4-5 tane başkanlık yapabilecek kişi var iken...

İşte bu nokta da bir gerçeği bilmek lazım: Biz seçimde Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ne başkan seçmedik. Tüzük gereği 9 kişilik yönetim kurulu seçtik. Yönetim kurulu da kendi içinde, başkan, başkan yardımcısı, genel sekreter ve sayman görevlendirecektir. Bu nedenle bazı çevreler tarafından Tekin Atay arkadaşımızın Yusuf Turgut’tan, ya da Hikmet Aksoy’dan fazla oy almış olmasının bir artısı yoktur. Şayet öyle olsaydı, geçmişte ben de dahil, bu cemiyete başkanlık yapan isimlerden aynı yönetim kurulunda çok daha fazla oy almış meslektaşlarımız olmuştur.

Yani TGC seçimleri iki aşamalıdır. Yani önce yönetim kuruluna seçilmek ve onların da kendi aralarındaki tercihi ile başkan olmak şekliyle yapılır. Tıpkı, üniversitelerdeki rektör seçimlerinde olduğu gibi. (Gerçi orada bir fazlası ile 3 aşama var.) Mesela son Giresun Üniversitesi seçimlerinde Prof. Dr. Aygün Attar 266, Prof. Dr. Cevdet Coşkun 103 oy almış idi. Ama rektörlüğe Aygün Attar’dan 163 daha az oy alan Sayın Coşkun atanmıştı. Birileri de bunu meşru saymıştı. Bana göre de meşrudur. Çünkü uygulanacak sistem (demokratik olsun-olmasın) yazılı olarak kanun ve yönetmelik şekliyle belirlenmiş ve önceden de herkesçe biliniyor idi. Aynı şekilde TGC’nin de tüzüğü bulunmaktadır. Seçim de bu tüzüğe göre yapılmıştır. Şimdi birileri çıkıp da, “O başka, bu başka” derse, ben de “Bu kadar riyakârlığa gerek yok” dersem, yanlış kelâm mı etmiş olurum?


Ama tüm bu gerçekler ortada iken, birileri ayakların üzerine durmaz; bazıları da çıkar, kişileri etkileyip, oldu-bittiye getirerek, seçim için “Yeniden yapalım” der ise, korkarım ki bunun getireceği sonuç, meslektaşlarımız arasındaki kutuplaşmayı ve ayrışmayı artırmaktan öte başka bir işe yaramayacaktır. Bunun vebali de, bu ülkede kamu adına görev yapan, mesleğin 200 mensubunun bir araya gelmesi için iradesini kullanmayanlar ile onlara çanak tutanların başına olacaktır. Haa yine de olağanüstü kongreye giderek, camiayı birleştirme yerine daha da ayrıştırmayı hedefleyenler olursa mı?

Bu durumda insan olma ve sınırlı da olsa demokrasi için iradesini, meslek örgütü adına kullanacak olanlara Fransız Tiyatro oyuncusu Sarah Bernhardt’in sözünü hatırlatmamız gerekecektir.

-“Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İkinci kez aldanırsanız bilin ki suç sizdedir.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap