A+ A-
Yorum
10

Tufan Erhürman ant içti, ilk konuşmasında Türkiye'den bahsetti

Yayın Tarihi: 24.10.2025 - 14:59
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Cumhurbaşkanlığına seçilen Tufan Erhürman, KKTC Cumhuriyet Meclisi'nde düzenlenen törende ant içti. Erhürman, "Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden müzakere yürütmemiştir. Bu benim dönemimde de değişmeyecektir" dedi.
Kaynak:HABER MERKEZİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Cumhurbaşkanlığına seçilen Tufan Erhürman, bugün Meclis Genel Kurulu'na geldi ve Cumhurbaşkanlığı yemini etti.

Meclis'e gelişinde KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler tarafından karşılanan KKTC'nin 6. Cumhurbaşkanı Erhürman, askeri birliği selamladı.

Erhürman'ın yemin etmesinin ardından Genel Kurul Salonu'nda İstiklal Marşı okundu.

Ardından kısa bir açıklama da yapan Erhürman, Türkiye ile ilgili de konuştu.

"TÜRKİYE İLE MÜZAKERE DEĞİŞMEYECEK"

KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, devir-teslim töreninde yaptığı konuşmada, "iki devletli çözüm ve federasyon" tartışmasına değinerek, "Kavramlardan değil, içerikten yana" olduğunu belirtti.

"Federasyon diyen de iki devlet diyen de bu adada Kıbrıs Türk halkının eşit egemenliğinde hemfikirdir." değerlendirmesinde bulundu.

Erhürman, "Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden müzakere yürütmemiştir. Bu benim dönemimde de değişmeyecektir." dedi.

Erhürman'ın devam eden açıklaması şöyle;

"TÜRKİYE BU ADA'NIN TAMAMININ GARANTÖRÜ"

Kıbrıs Türk halkı çözüm iradesini, bu Ada'nın tamamının garantörü olan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte defalarca bütün dünyanın gözü önünde ortaya koymuştur. Kıbrıs Türk halkı çözümden, müzakereden, masadan hiçbir zaman kaçmamıştır.

Ama bilinmelidir ki bunca yaşanmışlıktan sonra, dostlar alışverişte görsün diye müzakere etmek benim halkımın kabul edebileceği bir şey değildir. Benim halkım, müzakere olsun diye müzakere değil, çözüm olsun diye müzakere istemektedir.

Bu nedenledir ki Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin pazarlık konusu haline getirildiği, zaman sınırlaması içermeyen, sonuç odaklı olmayan, müzakerelerin bir kez daha Kıbrıslı Rum liderliğinin masayı terk etmesi sonucu sona ermesi durumunda bugünkü statükoya dönülmeyeceğinin baştan güvence altına alınmadığı bir metodoloji, çözümü getirmeyeceği baştan öngörülebilir olduğundan, müzakere masasına oturmaya engeldir.

"KIBRISLI TÜRKLER VE GARANTÖR ÜLKE TÜRKİYE GÖRMEZDEN GELİNEREK BARIŞ SAĞLANAMAZ"

Bu bölgede çözüm, kalıcı barış ve istikrar, bu adada Kıbrıslı Türkler ve bölgede garantör ülke Türkiye görmezden gelinerek, hak ve yetkileri ihlal edilerek sağlanamaz.

O nedenle diğer garantör ülkelere, Kıbrıs Rum halkına, Kıbrıs Rum Liderliğine ve bütün dünyaya çağrım; herkesin kazanacağı çözüme, kalıcı barışa ve istikrara odaklanmaktır.

"TÜRKİYE'NİN AÇILMASINA YARDIMCI OLACAĞI TÜM DİPLOMATİK KANALLARDAN YARARLANILACAKTIR"

Ancak bilinmelidir ki, bizi çözüme ulaştıracak müzakere masasının kurulmasını sağlayacak koşullar oluşmadığı takdirde, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi bu kez de görüşme masasında olacaktır.

Yeni geçiş noktalarından var olan geçiş noktalarının rahatlatılmasına, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde ihracatta karşımıza çıkan sorunlardan mülkiyet konusunda gündeme getirilen davalara, hala yürürlüğe girmemiş olan Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nden turizm konusunda karşımıza çıkarılan engellere, karma evliliklerden doğan çocuklarımızın AB vatandaşlığı hakkından, Ada'daki dolaşım özgürlüğüne kadar pek çok konunun ele alınması, yeni ve yaratıcı güven artırıcı önlemlerin gündeme getirilmesi ve yurttaşlarımızın ihlal edilen haklarının korunması bizim için son derece önemlidir.

Bu ve benzer konular yalnızca Kıbrıs Rum Liderliği ile değil, AB, BM, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlarla da ele alınacak, bu amaçla elbette Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmişte olduğu gibi açılmasına yardımcı olacağı tüm diplomatik kanallardan yararlanılacaktır.

"TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER ÖZELDİR"

Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, başka herhangi iki devlet arasındaki ilişkilerle kıyaslanamayacak derecede özeldir. Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanımız, müzakere süreçlerini ve Kıbrıs sorunu ve dış politikayla ilgili diğer süreçleri Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden yürütmemiştir.

Bu elbette benim Cumhurbaşkanlığım döneminde de değişmeyecektir. Benim görevim, Türkiye Cumhuriyeti-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerini çok daha iyi bir seviyeye taşımak olacaktır.

Etiketler