Denir ki; "Bir musibet bin nasihatten iyidir." * Tabii, nasihati anlamasını ve almasını bilenlere göre. Millet adına Devlet-i Aliye yönetirken, iki de bir "... anlayamadık. Bilemedik. Bizi kandırdılar" demeyi mazeret sananlara göre değil. * Canileri, katilleri muhatap kabul edip, açılım süreci yaratıp, deklarasyon yayınlayıp, İmralı ile muhabbet yapıp, İslâm'ın özüne aykırı bir şekilde Türk kimliğini çapulcularınki ile aynı kefeye koyup, Türk bayrağına olan saldırıyı bez parçasına yapılmış gibi görüp, hayal aleminde gezinenlere göre hiç değil.

*

"Hatayı kabul edip, çark etmenin büyüklük olduğunu" idrak ve zikir edemeyenlere, zinhar değil. * Bir değil bin musibet yaşadık, yaşattılar. Ama ne yazık ki, bir arpa boyu bile yol alamadılar. Aksine daha beter hale getirdiler. * Tablo ortada, durum vahim. Yine de kurtuluşun reçetesi yok değil.

Yeter ki; geçmişe sadece sövmek ve dövmek için bakmasınlar, bakılmasın. İstiklal Savaşı ruhunu anlasınlar, anlayalım. Türk bayrağına ve Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene!" vecizesinde anlam bulan kimlik tarifine sahip çıksınlar, çıkalım. Onlar çıkmazlar ise; hep beraber, tümümüz çıkalım. Dört bir yana Türk bayrağı asalım. "Ne mutlu Türküm diyene!"yi aklımıza, gönlümüze, evimize, toprağımıza, sokağımıza, caddemize, yerden göğe kadar her yere yazalım. İHRACAAT DA GÜMBÜRDER İSE! Ben diyeyim "Türkiye zor bir süreçten geçiyor", siz söyleyin "geçmiyor, çöküyor." Birileri de çıksın desin ki; "Asayişin berkemal değilse de, ekonomide işler yolunda gidiyor."

*

Desin demesine de, rakamlar hiç de öyle değil. Hatta tam tersini gösteriyor. * Dış ticaret rakamları da berbat. 2015'in başından itibaren ihracat her ay düşüyor. Temmuz'da düşüş yüzde 13'e kadar ulaştı bile. Üretip, ihraç edemeyen bir ülkenin de zenginleşmesi, kalkınması gerçek olamayacağına göre. Yol ve bina ekonomisi ile avutma da artık işe yaramıyor. Bir ülkede ihracat böyle gümbürder ise, ne benzer Irak'takine! Ne de Suriye'de yediğimiz haltlara! * Turizm rakamları yüzde 20'lere varan kayıpları gösteriyor. Yani ‘altın yumurtlayan’ tavuk, artık fola ‘gümüş yumurta’ bırakıyor. * "Türkiye'nin T'si" denilen Trabzon'da 3 yıl öncesine kadar 2 olan İcra Dairesi sayısı 4'e ulaştı. 5'incisi yolda. Arz talep meselesi. İhtiyaç hasıl olmasa kurulmazdı değil mi?

Modern faizci bankaların ben diyeyim "akrep", siz söyleyin "mengene" misali kıskacındaki kredi kullananların sayısı 5 milyona ulaşmış durumda. Bu da Türkiye nüfusunun aileleri ile birlikte 17-18 milyonu demektir. * Ez cümle; gidişat iyi değil. Bunun 7 Haziran sonrası ile, hükümetin kurulup kurulmaması ile uzaktan yakından ilgisi yok. Hani denir ya; "Harç bitti yapı paydos" diye. Özellikle 2011'den sonraki suni ve şişirme ekonomi ile varılan noktadır burası.