İnsansız hava araçları ANKA ve AKSUNGUR, taarruz helikopteri ATAK, genel maksat helikopteri GÖKBEY, temel eğitim ve hafif kara saldırı uçağı HÜRKUŞ, ileri seviye jet eğitim uçağı HÜRJET ve milli muharip uçak KAAN gibi projelerin geliştirilip üretildiği TUSAŞ'a, 23 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirilen terör saldırısının üzerinden bir yıl geçti.
BEŞ KİŞİ ŞEHİT OLDU, 22 KİŞİ YARALANDI
16 bin kişinin çalıştığı TUSAŞ merkez yerleşkesinde vardiya değişimi sırasında düzenlenen saldırıda makine mühendisi Zahide Güçlü Ekici, kalite kontrol görevlisi Cengiz Coşkun, teknisyen Hasan Hüseyin Canbaz, güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan şehit oldu.
Hain saldırıda 22 kişi de yaralandı.
ŞEHİTLER İÇİN ANIT YAPILDI
TUSAŞ yerleşkesinde saldırının birinci yıl dönümü öncesi şehitler için anıt yaptırıldı.
Şehit olan TUSAŞ çalışanlarının yakınları, aradan geçen bir yıl sonra konuşarak, duygularını anlattı.
EVLİLİK YIL DÖNÜMÜNDE ŞEHİT OLDU
Makine mühendisi Zahide Güçlü Ekici'nin eşi makine mühendisi Yalçın Ekici, Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde öğrenciyken 2005 yılında tanışıp, okuldan sonra evlendiklerini, bir kızları olduğunu söyledi.
Yalçın Ekici, saldırının evliliklerinin 14'üncü yıl dönümünde gerçekleştiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"- Evlilik yıl dönümleri gibi şeyleri Zahide çok önemsemez normalde. Ama özellikle geçtiğimiz sene ilginç bir biçimde beklentisi olduğunu düşünmüştüm. 'Bir yere çıkacak mıyız' gibi sorular sormuştu. Ben de bir yere rezervasyon yaptırmıştım.
- Sabah bir yerden organize edip çiçek gönderdim. Ona yemek rezervasyonumuzu söyledim. 'Ece ile gidelim, Ece'yi hayatta bırakmam' dedi. O sabah çiçeği gönderdikten sonra çiçeğin gittiğine dair bildirim gelince ona haber verdim.
"GÖKBEY'DE ÖNEMLİ PAYI VAR"
Yalçın Ekici, eşinin helikopter projelerinde çalıştığını söyleyerek, "GÖKBEY üzerinde çalışıyordu. Ana işi yurt dışından tedarik ettiğimiz parçaları yerli ve milli imkanlarla ürettirip entegre etmekti." dedi.
GÖKBEY helikopterinde kritik ürünlerin yerleştirilmesinde eşinin önemli bir payı olduğunu anlatan Ekici, "Erkek egemen dünyada başarılı olan, hiç pes etmeden çalışan, çok mücadeleci biriydi. Ekip ruhuna çok değer verirdi." ifadelerini kullandı.
Ekici şöyle devam etti:
"- Kızımız Ece 6 yaşında lenfoma atlattı. Kızımızın saçları uzundu. Ece'nin hastalığını öğrenmeden kısa bir süre önce, bağışçı olarak kızımızın saçlarını kestik. O saçları bağışladık, onunla bir peruk yapılsın kanser hastalarına diye. Sonra başımıza böyle bir hastalık geldi.
- Tabii aile olarak çok etkilendik, çok yıprandık. Çok genç yaşta kaybettik Zahide'yi ama hayatında o kadar acıyı ve mutluluğu yaşadı ki sanki dolu dolu ve çok hızlı yaşadı gibi düşünüyorum.
- Kızımızın hastalığından sonra da; LÖSEV'e, KAÇUV'a sürekli yardım etti. Herkese elindekinin son kuruşuna kadar yardım eden bir insandı. Melek gibiydi."
"O GÜN BİR ARKADAŞINI KURTARMIŞ"
TUSAŞ’ta kalite kontrol görevlisi şehit Cengiz Coşkun'un diş hekimi eşi Aysan Coşkun ise, eşiyle 2010 yılında tanışıp, iki yıl sonra evlendiklerini ve bir çocukları olduğunu anlattı.
Eşinin 2010 yılında TUSAŞ'ta çalışmaya başladığını anlatan Coşkun, "İlk başta F-16 teknisyeni olarak çalışmaya başlamış. Herkesin yardımına koşan, her zaman güler yüzlü, yaşamayı çok seven biriydi." dedi.
Şehit olan eşinin oğulları Alaz'a çok düşkün olduğunu anlatan Aysan Coşkun, şöyle devam etti:
"- Cengiz işini seviyordu ve işinden kaynaklı çok da titiz biriydi. Hayatı dolu dolu yaşamayı seviyordu iş haricinde.
- Olayın olduğu gün de iş yerinden bir arkadaşını kurtarmış, cenazede söyledi arkadaşı. Arkadaşına yere yatmasını söylemiş. O ayağından vurulmuş sadece ve 'Cengiz abi giderken beni de kurtardı' dedi.
- Her hafta, bazen haftada 2 gün mezarını ziyaret ediyorum."
"HER SANİYE BİR YIL GİBİ GEÇTİ"
Şehit teknisyen Hasan Hüseyin Canbaz'ın ağabeyi Ali Canbaz da kardeşinin altı yıl TUSAŞ'ta çalıştığını söyledi.
"Hava araçlarındaki yapısal parçaların üretimi üzerinde çalışıyordu. Mesleğini oldukça seven bir kişiydi." diyen Canbaz, "Ülkemizin savunmasına katkıda bulunduğunun bilincinde olduğu için mesleğinden ve yaptığı işten her zaman gurur duyardı." ifadelerini kullandı.
O günden bu yana bir yıl geçtiğini ancak kendilerine her saniyenin bir yıldan daha uzun geldiğini anlatan acılı ağabey, "Aldığımız her nefeste, attığımız her adımda, gözlerimizi her kapatıp açtığımızda aklımızın bir köşesinde Hasan vardı." dedi.
Canbaz şöyle devam etti:
"Olaydan yaklaşık 3 ay önce eşinin görmüş olduğu rüya için 'benim vefatım biraz ses getirir Cano, kalabalık olur' cevabını vermişti.
- Biz şehitlerimizi kaybettik sanıyoruz; ama onlar sadece dokunamadığımız bir yere geçtiler ve her zaman bizim yanımızdalar.
- Bugün biz bu hikayede olmayan sessiz kahramanlarımızı anıyoruz."
BİR GÜN SONRA KIZININ DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAYACAKTI
Şehit güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan'ın eşi Pınar Erdoğan ise "Kızlarımız babalarına çok düşkündü, onsuzluğa o yüzden alışamadık galiba." ifadelerini kullandı.
Eşinin 17 yıldır TUSAŞ'ta çalıştığını anlatan Erdoğan, "Bir gün sonra küçük kızımın doğum gününü kutlayacaktık. Asansöre beraber bindik işe yolladım 14.00'te, 'seni çok seviyorum' dedi, sarıldık gitti. Biz her gün öyle ayrılırdık." dedi.
Erdoğan şöyle devam etti:
"- Atakan çok gözü karaydı. Biz yanında olsak bile, kızım kucağında olsa bile bırakır o çatışmaya giderdi o yüzden keşkem yok, gurur duyuyorum kocamla.
- Tabii kızlarım da babalarıyla gurur duyuyor. Acımızın tarifi yok ama bu gururun da tarifi yok."