Yenidoğan yoğun bakımlarına ‘baskın’ denetimler başlıyor
Yayın Tarihi: 29.11.2024 - 10:37
Yenidoğan soruşturmasının ardından kurulan komisyon, yeni bir denetim sistemini hayata geçirdi. Komisyon Başkanı Prof. Dr. Koç, yalnızca donanıma değil tedavi kalitesi ve sağlık hizmetinin uygunluğuna da bakılacağını belirtti.
Bazı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım servisinde patlayan “çete” skandalının ardından kurulan Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu, denetleme konusunda önemli bir yol katetti. Sağlık Bakanlığı’nın özel hastanelerde yapacağı mevzuat değişikliğinin ilk adımı olacak alanda, baskın şeklindeki denetimler için rehber hazırlandı. Formül, sağlık hizmetinin niteliğini ölçmek için şu an olduğu gibi donanım sayısına bakmak yerine, işin uzmanlarını denetçi yapmak.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, sürecin sinyallerini “Bakanlığa denetim ve hizmet sunumunda check-up yapıyoruz. Yenidoğan bakımından başlanacak” mesajıyla vermişti. Komisyon Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, çalışmalarını Milliyet’e anlattı. Yenidoğan servislerindeki denetimlerin yalnızca donanım imkânlarını ölçtüğünü belirten Koç, tedavinin niteliğinin yenidoğan uzmanları tarafından ölçülmesi için sürecin başladığını kaydetti. Komisyon saha denetimlerini yaparken bir yandan alanın altyapı, personel rejimi gibi konularında da rapor hazırlayacak.
Koç, komisyonun temel iki görevi olduğunu anlattı: “İlk toplantıya Bakan Bey’in yanı sıra Bakan Yardımcısı ve Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü de katıldı. Sayın Memişoğlu bu komisyonun çok önemli olduğunu, yönlendirmeler olmadan tamamen bağımsız çalışacağını özellikle vurguladı. Birincisi bu çeteden dolayı ön plana çıkan denetleme. İkincisi, denetleme sırasında genel sorunları ve iyileştirilmesi gereken konuları tespit edip raporlama. Komisyonun belirli bir süresi şimdilik yok.”
Koç, bu denetim sisteminin farklılığını ise şöyle açıkladı:
“Hastanelerde kullanılmak üzere detaylı formlar hazırladık ve bakanlığa teslim ettik. Denetimi tamamen değiştirmiyor ama daha detaylandırıyoruz. Sağlık Bakanlığı denetimlerde yeterli küvöz var mı, ventilatör var mı, kaç hemşire var gibi bakıyor. Tedavi kalitesini ölçmek daha zor. Onun için bu işten çok iyi anlayan yenidoğan uzmanının gidip bakması lazım. O seviyeye uygun bebek yatıyor mu orada? Yoksa sarılığı olan bebeği seviye 3 (yoğun bakım hastası) diye mi göstermiş? Baskın şeklinde denetleme yapacağız, mesai saatleri dışında. Denetlemelerde bir zayıflama göze çarpıyor. Denetlemenin şeklini değiştirmek, yaptırımları artırmak lazım. Bizde her konuda kanunlar, yönetmelikler var ama yaptırımlar daha kuvvetlendirilmeli. Sadece Sağlık Bakanlığı ile olacak bir şey değil, Adalet Bakanlığı’nın ve SGK dolayısıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da birlikte hareket etmesinin konuyu daha hızlı ve etkili biçimde çözeceğini düşünüyorum.”
Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, “Denetlemelerde bir zayıflama göze çarpıyor. Denetlemenin şeklini değiştirmek, yaptırımları artırmak lazım. Bizde her konuda kanunlar, yönetmelikler var ama yaptırımlar daha kuvvetlendirilmeli” diyor.
‘PARAYLA SEVK İSTEMEMİ YÖNETİM TALEP ETTİ’
İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak bebeklerin ölmelerine neden olan 47 sanığın yargılandığı davada dün dokuzuncu gün geride kaldı. Dün savunma yapan sanıklardan tutuksuz Mustafa Kazan “En son Bağcılar Şafak Hastanesi’nde çalıştım, kendi isteğimle ayrıldım. 10 bin lira karşılığında Mert Özdemir’e (Örgüt yöneticisi olmakla suçlanan ambulans şoförü) bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti” dedi. Çapraz sorgu sırasında Mahkeme Başkanı’nın “Tapelerde, ‘Bebek başı bin lira. 30 bebek getirdin 30 bin’ diyorsun” demesi üzerine Kazan, “Hastane yönetiminin Özdemir için dediğini aktardım. Mert de kabul etmedi zaten” yanıtı verdi.
Tutuksuz sanık Semiha Yavuz ise savunmasında, 2023 yılında Şafak Hastanesi’nde başhekim ve çocuk doktoru olarak işe girdiğini belirterek “Bebek sevki konusundaki bilgileri burada, tapeler önüme konulduğunda ilk kez duydum. Denetim geldiğinde ekiplere dosyaları hemen verdim. Gıyasettin Mert Özdemir ismini ilk kez burada duydum. Mert diye birini 112’den bana hasta sunan, tıbbi süreci bana ileten biri olarak bilirim” dedi. -DHA
‘KAMU HASTANELERİ GÜVENLİ’
Çete skandalının gündeme oturttuğu özel hastanelerdeki suistimallerin kamuda yaşanmasının zor olduğunu belirten Koç, yenidoğan bakımında kamuya ağırlık verilmesi durumunda devlet kurumlarının iç denetim mekanizmalarının iyi çalışacağını kaydetti. Koç, çözülmesi gereken başlıca konular için şunları söyledi:
650 UZMAN GEREK
“Yenidoğan uzmanları, yenidoğan konusunda sertifikalı hemşireler önemli; yenidoğan uzmanlığı özendirilmeli yoksa bu işin çözülmesi zor. Kamudaki yenidoğanda çalışan hemşirelerin yüzde 35-40’ı sertifikalıyken, özelde yüzde 12-15’i sertifikalarıyla çalışıyor. Neonatolog olmak kolay değil, altı yıl okudunuz, üzerine dört yıl çocuk ihtisası yaptınız, üzerine üç yıl daha yenidoğan neredeyse bir çocuk ihtisası kadar daha ihtisas yapmanız gerekiyor. Seviye 3 yoğun bakımlarında yenidoğan uzmanının çalışması lazım, pediatrist tabii ki yenidoğana bakar ama örneğin bin gramlık ağır durumdaki bebeğe bakamaz. Türkiye’deki aktif çalışan 400 civarı yenidoğan uzmanı var. O kadar hızlı gelişen bir alan ki 5-6 yıl önce ayrılan kişinin tekrar işe adapte olması zor. Her yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bir yenidoğancı olsa, pediatristler ile birlikte çalışır, bu yeterli. Uzmanlar homojen yayılırsa, 650 yenidoğan uzmanı yeterli olabilir.
ÖZEL HASTANELERİN YARISI DOLU
Türkiye’de 450 civarında seviye 3 yenidoğan yoğun bakım bulunduğunu, 13 bine yakın kuvöz yoğun bakım yatağı olduğunu belirten Koç “Kamu yatakları dolu, özel hastanelerde oran yüzde 52 gibi” dedi. Koç, özel hastanelerde ihtiyaç fazlası var mı, kapatılabilir mi?” sorusuna da “Ona biz komisyon olarak karar veremeyiz ama denetleme raporlarına göre olabilir tabii ki” yanıtını verdi.
‘SAYIYI DEĞİL KALİTEYİ ARTTIRMALIYIZ’
Koç, bu denetim ihtiyacından önce yoğun bakımların güçlendirilmesi için yaptıkları çalışmalara da değindi. Dünyada binde 17 olan yenidoğan ölüm oranının Türkiye’de binde 5.7 olduğunu ve bunun daha da aşağı inebileceğini kaydeden Koç, “Aşırı küçük prematüreleri, kalp hastası gibi ağır risk taşıyan bebekleri de kurtarmalıyız. İşte bunun için de artık yoğun bakım sayısını değil de kaliteyi arttırmalıyız” dedi.