SON DAKİKA



Haber > Karadeniz > Barış için gittiğimiz yerde öldük

Barış için gittiğimiz yerde öldük

17 Ekim 2015 Cumartesi - 09:33




Ankara’daki patlamada mucize eseri kurtulan Ümit Pamuk o dehşet anlarını Karadeniz’e anlattı.





Başkentte yaşanan patlamadan yaralı olarak kurtulan SES Trabzon Şube Başkanı Ümit Pamuk, dehşeti anlattı. Türkiye-İzlanda maçında, ölenler için yapılan saygı duruşunda stadın yuhalamasına dikkat çeken Pamuk, “Ölenler senden benden deniliyorsa ülkeye asla barış gelmez” dedi.

Yaralılara müdahale sırasında polisin kendilerine biber gazı sıktığını belirten Ümit Pamuk, “Kolu bacağı kopmuş olanların kanamalarını durdurmaya çalışırken polis bize biber gazı sıkmaya başladı. Bunu anlamakta güçlük çektik ne yaptık diye. Hem ölüyoruz hem de biber gazı yiyoruz kafamıza” 

Ankara’da 'Emek, Barış ve Demokrasi’ mitinginde peş peşe patlayan bombalar Türkiye’nin yüreğini parçaladı. ‘Barış’ diye haykırmak için Trabzon’dan Ankara’ya giden Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Trabzon Şube Başkanı Ümit Pamuk olaydan mucize eseri kurtuldu. O dehşet anlarını sadece Karadeniz’e anlatan Pamuk, “Yaralılara müdahale ederken polis bize biber gazı sıkıyordu” dedi.

ONLARIN CANI BENİM CANIMI KURTARDI

Patlama anında toplanma alanında havuzun yanında oturan Ümit Pamuk, ikinci patlayan canlı bombaya yaklaşık 5 metre mesafedeydi. İlk bomba patladıktan sonra iki saniye içinde ikinci bombanın patladığını söyleyen Pamuk, patlamanın şiddetiyle 5 metre uçtuğunu anlattı. Hayatını ayakta duran kişilere borçlu olduğunu dile getiren sendika başkanı, “Bomba patladığında ayakta duranlar bombanın etkisini azalttı. Ben o şiddetle 5 metre uçmuşum. Oturmayıp ayakta dursaydım ben de ölmüştüm. Yaşamamızın tek nedeni var: Havuzun diğer yanında ayakta duran insanlar. Onlar parçalandılar, onların canıyla bizim canımız kurtuldu. Üç bilye vücuduma isabet etti. Bacağıma bir şarapnel parçası girdi” diye konuştu.

DEMİRYOLU MÜDÜRÜNÜN VİCDANSIZLIĞI

Pamuk, şunları söyledi: “Oradan topal bacakla yürüyerek iki arkadaşın yardımıyla karşıya geçtim. 50 santimle 60 santimlik bir kapı var. Demiryolu müdürü sürekli oranın kapatılması için ısrar ediyor. Gerekçesi olarak da ‘Demiryolundan geçen insanlara bir şey olursa ben nasıl hesap vereceğim’ diyor. Ama insanların gitmeye yeri yok, bunun bir önlemi var. Telefon açıp ‘artık tren yollamayın, yaya geçişi var burada’ dersen sorun çözülecek ama arkadaşın çözüm yöntemi demir kapıyı kilitlemekti. Kapı yüzünden orada bir arbede yaşadık. Oradan çıkıp bir hastaneye gittik.” Hastanede çok iyi tedavi edildiğini söyleyen Ümit Pamuk, “Üç bilye koluma ve sırtıma girdi. Bir bilye sırtıma girdi, kemiğe vurunca yukarı çıktı, ciğerime girmedi. İlginç bilye kolumdan çıktı. Akciğerime bilye girseydi şu an ölmüştüm. Mucize bu, başka izahı yok bunun. Koluma giren diğer bilye şans bu ya ana artere hiç değmedi. Kolda çok büyük ana damarlar var. Bilye ona dokunmadan geçti. Rabbim yaşayacaksın deyince yaşıyorsun, bunun başka izahı yok. Damarlara gelseydi kan kaybından ölebilirdim. Ayağımdaki şarapnel çok içerde olduğu için çıkarılmadı. Eğer bir iltihaplanma olursa çıkarılacak; yoksa bu şarapnel parçası ile hayatım boyunca yaşayacağım.

ORADA SADECE 3 KİŞİ CANLI KURTULDU

Kolunun yerinde olduğu için şükrettiğini söyleyen Pamuk, şöyle devam etti: “Kolumu orada bırakıp gelseydim yine de çok şükrederdim. Oradan canlı çıkmak çok zordu. Havuzun kenarında 3 kişiydik, patlamadan canlı çıktık, diğer arkadaşların hepsi öldü orada. Solumuzdaki ve diğer taraftaki herkes parçalanmıştı. Havuzun içerisinde gördüğümüz manzara kolay unutulacak bir şey değil. Bombanın patlama sesiyle et parçaları yağdı üzerimize. Pantolonumu gelirken getirmedim. Üzeri hep et, deri parçasıydı. Onu görüp hatırlamak istemedim, bir eşofman aldım giydim.” KİMSE ÖLMESİN DİYE GİTTİĞİMİZ YERDE ÖLDÜK Pamuk, güvenlik zafiyetine de dikkat çekti: “Bugün açıklandığına göre Suruç’taki bombayı patlatanın ağabeyi çıktı ortaya. Bu kişi aranıyorsa, Türkiye’nin başkentinde MİT’e 200 metre, Büyükşehir Belediyesi’ne 250 metre Ankara’nın en işlek caddelerin birinde bomba patlatıyorsa kim güvenliğinden söz edebilir kendisi için? Böyle bir Türkiye yok ki. Ordu evine bomba ihbarı olduğunu okudum. Madem onlara haber geliyor, bizim miting niye durdurulmuyor? Elmadağ’da otobüslerin önü kesilip tertip komitesine haber verilse biz yollardan dönerdik. Böylece 100 arkadaşımız ölmemiş olurdu.”

O ÜLKEYE ASLA BARIŞ GELMEZ

Konya’da Türkiye-İzlanda maçında, Ankara’da ölenler için saygı duruşu olduğunda bütün stadın yuhalamasını hatırlatan Ümit Pamuk, “Ben maçı izleyemedim, hemen kapattım. İzlemek istemedim. Hepimiz bu memleketin evladıydık ama bazıları daha fazla evladıymış. O iyi evlatlardan olamamışız. Birbirinin ölüsüne sahip çıkamıyorsa, insanlar ölen senden benden hesabı yapıyorsa bu memlekete hayatta barış gelmez. Eskiden en azından harbiden cenazelerde birbirimizin koluna girebiliyorduk” dedi.

SUÇSA BU SUÇU İŞLEDİK

Pamuk: “10 saniyelik korku gerçekten ömre bedel. Tabii ki üstümüzden attık hemen insanlara müdahale ettik. Ama o on saniyelik korkuyu biz de yaşadık. Bizim yerimizde normal bir grup olsa orada birbirlerini çiğner, ezer, öldürürlerdi. Türkiye Engelli Federasyonu üyeleri orada, kim kurtaracaktı onları kalabalığın arasında? Hepsi ezilip ölürdü. Sağlık personeli Türk Tabipler Birliği’nden tutun bütün sağlık sendikalarına kadar alandaydık, hepsi müdahale etti. Suçsa biz suç işledik. Hepimiz işledik bu suçu.”

ŞOKA GİRİP ÖLENLER OLDU

Ümit Pamuk, içerlediği sahnelere de dikkat çekti: “En çok üzüldüğüm şey, bombanın şiddetiyle hiç zarar görmediği halde şoka girip ölen arkadaşlar oldu. Sağlıkçıların kortejinin geçtiği an patlama meydana geldi. Bomba atılan yerin sol yanında Türkiye Emekliler Derneği var, orada tekerlekli sandalyeleriyle bekliyorlardı. İnsanlık bu kadar ölmüş mü diyeceksin; bu kadar ölmüş işte! Toplanma yeri açıktı. Araç trafiğe kapalı değildi, sivil halk da geçiyordu. Herhangi güvenlik tedbiri diye yok diyoruz ya kızdığımız bu aslında. Büyükşehir Belediyesi önüne biz arabayı çektiğimizde artık bu alanın araç trafiğine kapalı olması gerekiyordu. Oradan içeri sivil araçlar girmezdi. Trenden adamlar indiğinde çantası elinde oradan geçmezdi.”

HEM ÖLÜYORUZ HEM GAZ YİYORUZ

Kendisi de doktor olan Ümit Pamuk, patlamada yaralandığını anlamadığını, olayın şokunu 15 saniye yaşadığını belirtti. Pamuk, etraftaki manzarayı gördüğünde dehşete kapıldığını söyledi. Her tarafta parçalanmış cesetlerin olduğunu belirten Pamuk, yaralıları kurtarmanın telaşı içinde olduğunu ifade etti. Pamuk, “Patlamadan hemen sonra sırtımda yanma hissettim. Bizden daha kötü durumda  olanlar var, biz de onlara yardım ediyoruz. Aslında bu da yeni kanuna göre suç. Resmi görevin dışında kimseye müdahale edemezsin.  Kolu bacağı kopmuş olanların kanamalarını durdurmaya çalışırken polis bize biber gazı sıkmaya başladı. Bunu anlamakta güçlük çektik ne yaptık diye. Hem ölüyoruz hem de biber gazı yiyoruz kafamıza” diye konuştu. 

MÜDAHALE EDERKEN KAN KAYBETMİŞİM

Gaz öncesinde silah sesleri duyduğunu söyleyen Ümit Pamuk, şunları aktardı: “Üçüncü bir bomba var, polis onlarla çatışıyor diye düşündük ama görüntülerden gördüğümüzde durumun öyle olmadığını anladık. Polis havaya ateş attı, ondan sonra biber gazı, bizi kenara doğru sürdüler. Bekliyoruz, ambulans gelmiyor. Beş on dakika bekledik, o arada yine yaralılara müdahale ediyoruz. Çocuklar, dedim, benim sağ kolum uyuştu, hissetmiyorum. Montumu çıkardım, sırtıma bakın ne oldu diye. Montu çıkardılar, bir baktılar benim üstüm hep kan olmuş. Bilyelerin girdiği yerden kan akıyordu. Müdahale ederken epey bir kan kaybettim fark etmeden. Yaraya tampon yaptık, hastaneye gideceğiz, ambulans yok. Ambulansta öncelik isteme şansın yok çünkü benden çok kötü durumda olanlar vardı.”

BİZİ DEMİRYOLUNA SÜRÜKLEDİLER

Ambulansın uzun süre gelmediğini, polisin kendilerini sürekli arkaya doğru sıkıştırdığını anlatan Ümit Pamuk, “Arkada gitmeye bir yer yok. İki tane bomba patlamış, psikolojiler bozuk, arkadaşlarımız yerde yaralı yatıyor, herkesten insan var orada. Gençler yaralı arkadaşlar çiğnenmesin diye sağ olsunlar el ele tutuşup onları hemen çember içine aldılar. Çıkışımız çok enteresan oldu. Bizi sürekli demiryolunun olduğu yere sürüklüyordu polis. Gideceğiz; gitmeye alan yok artık. Genç arkadaşlar oradan bir parmaklık kırdılar, demir parmaklıklardan geçtik, bildiğin demiryoluna indik. 

Fatih İSAK

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap