Uzman Dr. Gamze Çebi, hiper barik tedavideki bilinmeyenleri yanıtlarken Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Evren Fidan ise, kanserde erken teşhisin önemine vurgu yaptı 

Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mustafa Yılmaz, başhekim yardımcıları ile Hiper Barik Tedavi Merkezi Uzmanı Dr. Gamze Çebi ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Evren Fidan ile birlikte keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 680 YATAKLI OLUYOR Hastanenin rakamsal verileri hakkında bilgi veren Başhekim Yılmaz, "Hastanemiz yüzde 100 doluluk oranı ile hizmet vermektedir. Bunun sebebi, eski Numune Hastanesi'nin şu an tadilatta olmasıdır. Numune Hastanesi'nin yerine Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi yapıyoruz. Dolayısıyla orada bulunan 50 yatağımız şu an kullanılamıyor. Ayrıca Kaşüstü’nde bulunan mevcut hastanedeki ortopedi servisimiz de tadilatta olduğu için yaklaşık 30 yatağımızı burada kullanmıyoruz. Normalde hastanemizin tescilli olarak 605 civarında yatağı var. Bütün tadilatlarımızı bitirdiğimiz zaman 680 yataklı bir hastane olacağız" dedi.

ULAŞIM SIKINTISI ÇÖZÜLMELİ

Hastanenin en büyük sıkıntısının ulaşım olduğuna dikkat çeken Başhekim Yılmaz, şunları kaydetti: "Ulaşımla ilgili burada bir sıkıntının olduğu kesin. Çok önemli bir sorun teşkil ediyor. Ama bizim tek başımıza başhekimlik olarak aşabileceğimiz bir sorun değil. Bunun Karayolları ve Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması gerekiyor. Hastaneye çıkan yoldaki Kaşüstü kavşağı düzenlenip Güney Çevre Yolu açılırsa buranın ulaşım sıkıntısı çözülür. Ancak trafik sorununun çözüme kavuşmasının biraz zaman alacağını düşünüyorum."

SUALTI HEKİMLİĞİ

Karadeniz Bölgesi'nde tek olan Hiper Barik Tedavi Merkezi'nde görevli Uzman Dr. Gamze Çebi de, branşı hakkında bilinmeyenleri anlattı. 2015 yılının aralık ayında hizmet vermeye başladıklarını hatırlatan Çebi, "Sualtı hekimliği olması bölümümüzü ilginç kılan özelliklerden birisi. Genelde vatandaşlarımız sualtı diye duyunca farklı algılayarak suyun altında uygulanıyor diye düşünüyorlar. Ama aslında öyle değil. Sualtı hekimliği dalgıçlarda kullanılan bir yöntem. Bu yüzden de sualtı hekimi olarak adlandırılıyoruz. Ama uzmanlık dalımızın büyük bir kısmını hiper barik oksijen kısmı oluşturuyor. Hiper barik oksijen, adından da anlaşıldığı gibi yüksek basınç anlamına geliyor. Yüksek basınç ile uygulanan oksijen tedavisidir" dedi.

YÜKSEK BASINÇ

Bu tedaviyi bir kabin ile birlikte uyguladıklarını söyleyen Çebi, "Bu kabinlerimizi hava yardımıyla suyun altına yaklaşık 14 metre dalış yapıyormuş gibi basınçlandırıyoruz. Bu tedavi için uygun olan hastalara genellikle maske veya bir başlık yardımıyla oksijen solutuyoruz. Normaldeki atmosfer basıncından daha yüksek basınçlarda uygulanıyor" dedi. Denizin dibine inerken basıncın azaldığını, yukarılara doğru çıkıldıkça da basıncın azaldığını ifade eden Çebi, hastalara tedaviyi anlatırken "uçaktan inerken hissettiğiniz gibi bir basınç hissedeceksiniz" dediklerini dile getirdi. Hiper barik tedavi yönetiminin çok eski yıllardan beri uygulandığını kaydeden Çebi, "Günümüzde birçok hastalıkta tercih edilebiliyor. Yavaş yavaş bu konu ile ilgili bilinçlenme düzeyimiz de artıyor. Ayrıca bu tedavi vurgun hastalığının tek tedavi yönetimi, başka bir tedavisi yok. Vurgun yiyen dalgıçların bu tedavi ünitesine gelmeleri gerekiyor" dedi.

SADECE DALGIÇLAR DEĞİL

Özellikle kış aylarında soba ve doğalgaz zehirlenmeleri gibi vakaların hasta profillerini oluşturduklarını anlatan Çebi, sözlerine şöyle devam etti: "Şeker hastalarında görülen veya damarsal problemleri olup da yara açılan hastalarda, yaraları iyileşmediği zaman uygulanan bir yöntem. Damar tıkanıklığı sonucunda bazen hastaların gözü görmeyebiliyor. Bu aşamada da uygulanan bir tedavi yöntemidir. Yine son 1 ay içerisinde nedeni belli olmayan ani işitme kaybı yaşayan hastalarda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Kemik ölümleri denilen ve genellikle kalça bölgesinde görülen hastalıkların erken safhalarında uygulayabiliyoruz. Plastik cerrahide uygulanan doku nakillerinde dokunun tutmasına yardımcı olması için kullanıyoruz."

BİR ANDA 12 HASTA TEDAVİ GÖREBİLİYOR

Makinenin hasta kapasitesine göre hasta tedavi edebildiklerini dile getiren Çebi, "Trabzon’da kullanılan cihaz, çok kişilik basınç odası dediğimiz 12 hastayı aynı anda tedaviye alabildiğimiz bir cihaz. Hastalar oturarak da girebildiği gibi gerekirse sedye ile cihaza girme imkanları da var. Ama bazı merkezlerde hastanın kapasitesi cihaz büyüklüğüne göre azalabiliyor. Tek kişilik denilen ve etrafı tamamen cam olan tek hastalık cihazlar da mevcut" dedi. Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki hastaların Ankara, İstanbul gibi büyükşehirleri tercih etmek yerine artık Trabzon’u tercih ettiklerini söyleyen Çebi, "Burada sadece bize değil diğer hekimlere de görev düşüyor. Kemik hastalıkları ve plastik cerrahi gibi dallardaki hekim arkadaşların yönlendirmeleri çok önemli. Çok fazla hastamız var. İnşallah kimsenin ihtiyacı olmaz ama olursa böyle bir merkezimiz var" ifadelerini kullandı.

Yurt dışından hasta geliyor

Çeşitli şikayetlerle hastane polikliniklerine başvurmuş ve kanser tanısı konmuş hastaların poliklinik hastalarının çoğunluğunu oluşturduğuna işaret eden Fidan, şu bilgileri aktardı: "Bunun yanı sıra bölgemizdeki ya da il dışındaki hastanelerde tanısı konmuş hastalar polikliniğimize başvurmaktadır. Kanser tanısı alan hastalar dışında hastalarımızın diğer bir kısmını da kanser şüphesi nedeniyle başvuran ya da diğer branşlar tarafından sevk edilen hastalar oluşturmaktadır. Hastalarımızın şikayetleri mevcut hastalıklarının kaynaklandığı organa bağlı olabildiği gibi, bulantı, kusma, halsizlik, ağrı şikayetleri ile de sıklıkla başvurmaktadırlar. Polikliniğimize başvuran hastaların büyük çoğunluğu Trabzon merkezli olmakla birlikte Rize, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Artvin başta olmak üzere çevre illerden de hastalarımız bulunmaktadır. Ayrıca özellikle yaz döneminde İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerden ve yurt dışında bulunup akraba ziyaretleri için gelen hastalarımız da tedavilerinin devamlılığı için bölümümüze başvurmaktadırlar. Bununla birlikte Batum ve Tiflis den gelen hastalarımızda mevcuttur."

YENi TEDAVi YÖNTEMLERi

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Evren Fidan da, kanser hastalığının önlenmesi, tanısı ve tedavisi ile ilgili bilgiler verdi. Kanserin ölüm sebepleri arasında kalp ve damar hastalıklarının hemen ardından ikinci sırada yer aldığını belirten Fidan, "Dünyada ve ülkemizde onkoloji biliminin hızla değiştiği ve geliştiği bir dönemi yaşıyoruz. Kanserlerin erken teşhisi ve tedavisi ile ilgili birçok çalışma yapılmakta ve yeni tedavi yöntemleri geliştirilmeye devam etmektedir" dedi. ŞÜPHELENEN HASTALAR Uzmanlık alanı ile kısa bilgiler veren Fidan, şunları söyledi: "İç hastalıkları uzmanlığı üzerine yan dal olarak medikal onkoloji ihtisası yapmış doktorlara tıbbi onkoloji ya da tıbbi onkolog denilmektedir. Medikal onkoloji uzmanları, kanser tanısının konulması ve tedavisinde patoloji, radyoloji, cerrahi, radyasyon onkolojisi gibi diğer branşlarla birlikte değerlendirerek bilimsel veriler doğrultusunda tedavilerini planlar, yan etkileriyle ilgilenir, hastaların tedavi sonrası takiplerini yapmaktadır. Tıbbi onkoloji kliniklerine, kanser tanısı alan veya kanserden şüphelenilen hastalar başvurmaktadır."

25 YATAK KAPASİTESİ

Medikal Onkoloji Bölümü Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kaşüstü Yerleşkesi'nde poliklinik, kemoterapi ünitesi ve onkoloji servisi ile hizmetlerinin verildiğini belirten Fidan, "Bölümümüzde günde 80 kadar poliklinik, 35-40 kemoterapi uygulaması yapılmaktadır. Hastanemizin de 25 yatak kapasiteli servisi ile hastalara hizmet vermekteyiz. Bölümümüzde 2 tıbbi onkoloji uzmanı bulunmaktadır. Ayrıca kemoterapi ünitesinde ve onkoloji servisinde 15 Hemşire, 4 tıbbi sekreter ve 4 yardımcı sağlık personeli ile hastalarımıza hizmet vermekteyiz" dedi.

Yol dert olmaktan çıkıyor

Zaman zaman ulaşımla ilgili kendilerine şikayetler geldiğini bildiren Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Evren Fidan "Ancak hastanemize tarifeli belediye otobüs seferleri ve dolmuşlar ile ulaşmak mümkün. Ayrıca hastanemizin hizmet kalitesi ve konforu sebebiyle hastalarımızda oluşan bu negatif algı genellikle pozitife dönüşerek hastalarımız hastanemizden ayrılmaktadırlar" dedi. Son olarak kanserde erken tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Fidan, "O nedenle bayan hastalar için meme muayenesi, 40 yaş üzeri mamografi, erkek hastalar için PSA bakılması, 50 yaş üzeri kolonoskopi yapılması gibi tarama yöntemlerini halkımızın yaptırması gerekmektedir" tavsiyesinde bulundu.