SON DAKİKA



Haber > Karadeniz > Kadınlar her işte daha başarılı

Kadınlar her işte daha başarılı

12 Aralık 2015 Cumartesi - 10:20








"Trabzon ile Dünyayı Buluşturan Adam" olarak yaşamı kitaplaştırılan merhum iş adamı Ali Osman Ulusoy'un kendinden sonra işin başına geçen kızı Hülya Ulusoy, Karadeniz Gazetesi'nden Rabia Uzun Cirav'ın sorularını yanıtladı.

Trabzon Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı olan, babasının 2002'de kurup vefat edene dek başkanlığını yaptığı Türkiye-İran İş Konseyi'nde Trabzonlu Birgül Aygül'ün başkanlığındaki yeni yönetimde başkan yardımcılığını üstlenen Hülya Ulusoy, Ali Osman Ulusoy Şirketler Topluluğu'nun başında babasından devraldığı bayrağı her alanda daha yukarıya taşıyabilmek için çaba gösteriyor. 1974 yılında evlendikten sonra cismen Trabzon'dan ayrılan ama başta babası ve annesi olmak üzere Trabzon'u hiç unutmayan Hülya Ulusoy, babasının çağrısı üzerine vefatından 8 yıl önce onunla birlikte çalışmaya başlamış.

87 yıllık ömrünün 76 yılını "Türkiye'yi, Trabzon'u sevmek sabır, sebat ederek cesaretle çalışmaktır. Ben bunu yapmaya gayret ettim" diyen bir babanın kızı olarak üstlendiği ağır ve bir o kadar da onurlu görevde başarılı olabilmek için, babasından farklı olarak kurumsallaşmaya çok önem verdiğini söyleyen Hülya Ulusoy, "Babamın ilkelerini ve ismini korurken, önceliği kurumsallaşmaya vererek bir şeyler yapmaya çalışmak çok özveri ve gayret gerektiriyor. Bu yolda onu hatırlamak, yokluğu için ne kadar üzüntü verici ise, yaptıkları da o kadar cesaretlendiriyor. Onun kıza olarak anılmak bile başlı başına bir ayrıcalık" diyor.

Gününün neredeyse 20 saatini çalışarak geçirdiğini söyleyen Hülya Ulusoy, bu yönüyle babasına ne kadar benzediğini ortaya koydu.Sadece kendi şirketler grubunda değil, sivil toplum örgütleri ile Trabzon ve Türkiye adına her güzel dayanışma ve çabanın içinde olmaya da çalışan Ulusoy, iş hayatında kadınların karşılaştıkları sorunlar ve bunların çözüm yolları ile müteşebbislik ruhunu da arttırmak için çaba gösteriyor. Kadın Girişimcilik Kurulu Başkanı sıfatıyla çalışma hayatında kadınların karşılaştıkları sorunlara değinen Ulusoy, ilk zamanlar kendisine de kadın başına işlerin üstesinden gelemeyeceğinin söylendiğini ama çok çalışarak bu söylentileri boşa çıkardığını aktardı. İş hayatında başarılı bir iş adamı olan merhum Ali Osman Ulusoy'un en çok kullandığı "Devletin çeşmesinden su içmezsen başını bükmezsin. Ben başımı bükmedim, sen de başını bükme, dik dur" sözlerini kendisine ilke edindiğini belirten Hülya Ulusoy, bu doğrultuda çalışıyor.

KADINLARA ÖNYARGIYLA BAKILIYOR

■ Trabzon genelinde kadın girişimci sayısı çok az. Bunun sebebini neye bağlıyorsunuz? Trabzon, erkek hegemonyasının olduğu şehirlerden biri. Kadın girişimciler olarak oranımız düşük. Yoksa Trabzon'da özveriyle çalışan, eğitimli, kendini yetiştirmiş kadınlar var. Açıkçası 5 yıl öncesine kadar bunun böyle olduğunu bilmiyordum. Ben lise mezunuyum. Herkesi de böyle sanıyordum. Şimdi kiminle konuşsam, üniversite mezunu. Güzel işler yapıyorlar ama maalesef ikinci planda kalmak zorundalar. Ne yazık ki bu da Trabzon'un kaderi. Bana da o gözle bakıldı. 'Hülya Hanım bütün işlerin altından kalkamaz, kadın başına yapamaz' dediler. Bir kere kadın olduğunuz için size ön yargı ile bakıyorlar. Bizim de kafamız çalışıyor. Trabzon’da ilk 4 ay boyunca bunun mücadelesini verdim. 4 ay sonra baktılar ki bu kadın başını bükmüyor, bir yeri de satmıyor, kapatmıyor. 1,5 yıl oldu çok şükür dolu dizgin devam ediyoruz. Kolay değil elbet. Bir kere babam olmadan yaşamak çok zor. Biz onunla hem baba-kız, hem de iş arkadaşı gibiydik. Şimdi o yok. Onu çok özlüyorum. Her gün, her an hatırlıyorum. Ama hayat devam ediyor. Ona verdiğim sözler var. 30 gün boyunca eli elimde yoğun bakımda "bunu böyle yapacaksın, şunu şöyle yapacaksın" dedi bana. Onun vasiyet gibi nasihatlerini yerine getirmeye çalışıyorum. Çok üzüldüğüm, sessiz sessiz ağladığım, kendimi yalnız hissettiğim zamanlarım çok fazla. Ama ben Ali Osman Ulusoy'un kızıyım. Yenilmeyi, kaybetmeyi kabul etmiyorum.

Projenin gerçekleşmesi en büyük arzum

■ Trabzon Kadın Girişimciler Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. Projelerinizden bahseder misiniz? Girişimciler Kurulu Başkanlığı seçimi yapılırken bütün arkadaşlarım "Sen varken biz olamayız" dediler, beni başkan seçtiler. Çalışmalarımızı bir aile gibi yürütüyoruz. Gerçekleştirmeyi çok istediğim ve beni gerçekten heyecanlandıran bir projemiz var. Geçtiğimiz günlerde Yomra Belediyesi’yle de bu konuyu görüştüm. Kaşüstü Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yakınında hasta yakınlarının konaklayabilecekleri bir konuk evi yapmak istiyorum. Yavaş yavaş projeyi gerçekleştirebileceğimiz duruma yaklaşıyoruz. Trabzon’da böyle bir eksiklik var gerçekten de. Oteller var ama herkesin otellerde konaklayacak durumu olmayabilir. Konaklama giderini karşılayamayacak durumdaki hasta yakınlarının kalabileceği temiz ve sağlıklı bir ortam oluşturmak istiyoruz. Yakınlarının tedavi sürecine destek olurken onların ekonomik yükünü hafifletmeyi hedefliyoruz. 1 aydır konuk evi projesiyle uğraşıyorum. İlk defa sizinle paylaşıyorum bu konuyu. Ben inatçı biriyim ve olmasını istiyorum. Yomra Belediyesi'nden bir arsa talep ettim. Çünkü ben bu konuda TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’ndan ve daha birçok yerden destek sözü aldım. Bütün arzum bahsettiğim projeyi gerçekleştirebilmek.

■ Kadınların iş hayatında karşılaştığı birçok zorluk var. İş hayatında ne kadar başarılı olsalar da yükselmelerine izin verilmiyor. Önemli pozisyonlara genellikle erkekler getiriliyor. Bunun sebebi nedir? Sorunlar nasıl aşılabilir? Bir kere erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Ama kadın nerede çalışırsa çalışsın, hangi işi yaparsa yapsın her zaman çok daha başarılı. Kadının başarısını olumsuz etkileyen en büyük faktör bana göre çocuk. Çocuklarını bırakacakları bir yerin olmaması iş hayatını etkiliyor. Başarı sadece 8 saat çalışmakla olmuyor. Sonraki ilişkilerinizle de bu pekişiyor. Bir iş ortağınızla akşam yemeğinde bir şeyler paylaşmak, onunla bir kahve içebilmek zor. Bunu yapamıyorsunuz. Trabzon'da ona farklı bir gözle bakılıyor. Başarıyı bunlar kısıtlıyor. Yoksa kadınlar çok daha eğitimli, çok daha bilgili, uyanık ve daha detaycı. Bütün bunlar da başarıyı tamamlayan detaylar. Kadın her şey olabilir ama maalesef toplumun bakış açısı bu şekilde. Bu, gün geçtikçe iyi olacağı yerde daha kötü oluyor. Eğer bir Sağlık Bakanı diyorsa ki "Kadın evinde oturur", o zaman orada bir durmak gerekiyor. Benim gençlere önerim: Yılmayın, yolunuzu kesecek hiçbir şeye müsaade etmeyin, çocuklarınıza bile.

56_4

Trabzon aşığıydı

Babam bütün yatırımını Trabzon’a yaptı. İstanbul'da oturduğumuz evlerden başka hiçbir yatırım yapmadı. Şunu da alayım, bunu da alayım hiç demedi. Ama ne zaman bir yere yatırım yapacak, Trabzon'da bir yer aldı. Çok seviyordu memleketini. Beni çekecekmiş buraya demek ki. "Trabzon çok zor şehirdir Hülya Hanım" derdi. Gerçekten de çok zor  ama aynı zamanda çok güzel bir şehir Trabzon. Doğası, havası, denizi, insana sunduğu güzellikler, her şey var Trabzon'da ama burada yaşayanlar çok acıdır ki bunun farkında değiller.

 En sevdiği şey çalışmaktı

■ Babanız Ali Osman Ulusoy, 32 yıl TTSO Meclis Başkanlığı, 20 yıl TOBB Başkanvekilliği yaptı. Trabzon'un Türkiye'nin en başarılı iş adamlarından biri olarak birçok hayır işinde bulundu. Öğrencilere burs verdi, istihdam yarattı. 1927'den 2014'e kadar hayat yolculuğunda başarıdan başarıya koştu demek yerinde olacaktır sanırım. Bu başarının altında yatan en büyük sır neydi? Çalışmak , çalışmak, çalışmak... Dürüst ve düzgün çalışmak ve tabii ki annem. Babamın en çok sevdiği şey çalışmaktı. Babamın işi bıraktığı gün öldüğü gündü. Hiçbir zaman çalışmaya doymadı babam. Hep memleketim için, ülkem için ne yapabilirimin hesabındaydı.


■ Prensipleri var mıydı iş hayatında? Babam bir kere bile kimseye başını bükmedi, kimseden kuralını bozup bir şey istemedi, benim için şunu yap demedi. Bana da son 2 güne kadar “Sakın devletin çeşmesinden su içme, ben başımı bükmedim sen de başını bükme” dedi. “Asla kimseye eğilme; ama eğilmen gerekiyorsa kapıcıya bile eğileceksin” derdi. Kuralı buydu. Karşısındaki insanı dinler, ona yardımcı olabilmek için ne yapabilirim diye düşünürdü. Çok akıllı bir adamdı. Onun kurallarını sıralamaya koysanız çok mudur az mıdır, değişir. Ama dürüstlük onun için çok ön plandaydı.

KURUMSALLAŞMAK İSTİYORUM

75 yıl kimseye bilerek bir yanlışı olmadan çalışma hayatı oldu babamın. Benim bildiğim yok. Olsaydı şimdiye kadar ortaya çıkardı. Çalışma hayatı boyunca kimsenin hakkını yememiş. Kimse gelip bana demedi ki "Babanız bana bunu yaptı, şunu yaptı." 15 ay oldu aramızdan ayrılalı. Hiç kimse arkasından kötü bir söz söylemedi. 15 aydır karşılaştığım her kişi "O çok farklıydı, o bana şu iyiliği, bu iyiliği yaptı" diyor. Onun yaptıklarını ben devam ettirmeye çalışıyorum. O verdiği burslar devam ediyor. Kendine göre bir düzeni vardı, yaptığı yardımlardan anneme ve bana asla bahsetmezdi. Babamı kaybettim. 10 gün sonra bana bir sürü insan geldi. "Biz ne olacağız Hülya Hanım, babanız bizi maaşa bağlamıştı" dediler. Muhasebeden listeyi istedim, dedim ki "Bu düzen ben ölene kadar devam edecek." Benden sonrasını bilmiyorum, ona bir şey diyemem. Onun prensipleri doğrultusunda devam ediyorum. Ondan farklı yaptığım tek bir şey var, bütün şirketleri kurumsallaştırmak istiyorum. Çünkü bunun doğru olduğuna inanıyorum. Başka türlü Trabzon'da yaşama şansım yok.

Her zaman bir projesi vardı

■ Gerçekleştirmeyi düşündüğü projesi, hayali var mıydı? Babamın hep bir projesi vardı. 2018'i, 2020’yi konuşuyorduk. Hayalci değildi babam, ben de değilim. 2014'ü atlatalım, ondan sonra şunu yaparız, şuna yatırım yaparız diyordu, planlarından bahsediyordu. Onun bütün yatırımı otobüseydi. Ne istediyse yaptı, istediği gibi yaşadı, istediği gibi de öldü. “Kimse beni böyle görmeyecek, hasta olduğumu bilmeyecek” derdi. Son iki gün göz göze geldik, konuşabildik. Onun haricinde son derece iyiydi. “Berber gelmedi Hülya Hanım” diyordu hasta yatağında. “Babacığım saat 9’da geliyor berber, saat daha 6” diyordum. İstediği her şeyi yaptı. Mutlaka tamamlayamadığı bir şeyler vardır. Keşke şöyle olsaydı diyebileceğim bir şey olmadı hayatında. Çok onurlu yaşadı. Çünkü onun için bu çok önemliydi. Para değildi Ali Osman Ulusoy'un beklentisi, hatırdı. Paraya doymuştu o artık. 87 yaşındaydı.

Daima ileri görüşlüydü

■ Daha öncesinde babanızın başkanı olduğu Türkiye -İran İş Konseyi Başkan Yardımcılığı’na seçildiniz. Türkiye-İran ilişkilerinin bugünkü halinin temelleri onun sayesinde atıldı demek yanlış olmaz sanırım. İran ve ABD konusunda da, ki ülke ilişkilerinin bir gün düzeleceği öngörüsünde bulunmuştu Sayın Ali Osman Ulusoy. Bugün gelinen noktada iki ülke arasındaki buzların eridiğini görüyoruz. Babam yaşına göre son derece ileri görüşlü ve açık fikirliydi. Bu konuyla ilgili verdiği röportajda İran-ABD ilişkileriyle ilgili soruyu cevapladığı esnada ben de yanındaydım. Masanın altından zaten el sıkışıyorlar, bir gün zaten ortaya çıkacak diyordu. Çok haklıydı. Ama ona nasip olmadı bunu görmek. Çok özverili çalıştı İran'da. Geçtiğimiz günlerde bir toplantıdaydım. İran'dan bir grup gelmişti. 5 gündür Türkiye'deydiler. Bizi de ziyaret etmek istediler. Her konuşan Ali Osman Ulusoy'u rahmetle anarak başladı. Bizimkiler değil ama İranlılar. Çok ağlattılar beni. Ne mutlu bana ki öyle bir insanın kızıyım.

Allah'ın en büyük lütfu

O anlatılmaz yaşanır derler ya, bunu aşk için söylerler genellikle. Ali Osman Ulusoy kadar başarılı bir insanın kızı olmak farklı bir şey. Çok zorlandığım zamanlar oldu. Babamın kendisine de söylüyordum bunu: "Senin kızın olmak Allah'ın bana verdiği en büyük lütuflardan birisi; ama bazen de bunun altında ezildiğimi hissediyorum. Senin Hülya olma, şımarma şansın yok. Yanlış yapma bir şey yapma şansın yok. Sen hep birisinin kızısın. Bu başarının altında ezilmemelisin, bununla birlikte başını bükmemelisin."

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap