Söz konusu Trabzon ve O'nun da elde kalmış (kalıp kalmadığı da tartışılır ya) tek markası Trabzonspor'un son yıllar, aylar, hatta günlerdeki hali ortada olunca, "Bir şeyler yazsana" diye sitem edenler için neyi, neleri kaleme alayım?

Bir zamanlar niteliği, niceliğinin çok ama çok ötesinde olan Trabzon ile, Trabzonluluk ile, Trabzonsporluluk ile övünmeyi, gururlanmayı yaşayanlardan biri olarak, Türkiye Futbol Federasyonu'nun seçimi nedeniyle Trabzonlular ile adeta alay eden Trabzonspor yönetiminin Yıldırım Demirören tercihine hangi kötü kelimeyle, hangi mendebur ifadeyi kullanayım ki, teşhis ve tarif yerli yerine otursun?

Hem de kalemi kirletmeden, ağzımızı bozmadan!..

Bu kadar garabeti; "Nezaket bizde kalsın" diyerek, tek cümle ile ifade ediyorum: 

"TFF'nin olağan genel kurul toplantısına TS, olağandışı tercihlerle iştirak ediyor."

AVRASYA'NIN HİKAYESİ!..

Son yıllarda daha çok; "Bizi yolumuzdan çevirmek, hayalimizden vazgeçirmek ve hedefimizden saptırmak için çok uğraşanlar oldu. Destek vermiş olsalardı hedefimize çok daha erken ulaşmış olacaktık" diyen Ömer Yıldız ile özdeşleşmiş olsa da, Avrasya Üniversitesi bugün itibariyle "Yükselen bir yıldız" olarak tarif edilebilir diye düşünüyorum.

Hele hele "kol kola girip yükselme yerine, bacaktan tutup çekerek alçaltma hastalığı" ile muzdariplerin sayısının her geçen gün arttığı halk yığıntısı gerçeği ortada iken, böyle bir tarife olumlu kafa sallama endişesine rağmen umutlu düşünüyorum. Meslektaşım Ali Öztürk'ün, kuruluş sürecini bir çatı altında topladığı "Avrasya'nın Hikayesi" kitabının "kıssalardan hisse almasını" becerebilenler için yararlı bir eser olduğuna inanıyorum.

"ÇİKOLATA SANAYİ" TERENNÜMCÜLERİNE!..

Doğu Karadeniz'de, hele hele Trabzon'da çikolata sanayi olmasını, kurulmasını kim istemez!.. Burada yaşayan herkes ister de, iş de temel olan "kâr hesabı" yapan yatırımcı ister mi? Ben diyeyim "birileri", siz söyleyin, "hesap kitap bilmezler" bazen öyle basit projeler yapıyor, sunuyorlar ki, ne anlamak, ne de anlatmak mümkün...

Mesela!..

"Fındık üretim bölgesi Doğu Karadeniz olduğu için, çikolata fabrikası için ilk tercih edilecek yer buraları olmalı" mantığı...

Bu mantık temelden yanlış. Neden mi? Çünkü, çikolata dediğinizin içinde fındığın payı taş çatlasın yüzde 10'u bile geçmez, geçmiyor. Ortala yüzde 5'de bile bulunuyor. Hiç evelemeden gevelemeden biri çıkıp da şöyle derse ne olur?

-"Yüzde 5-10'luk fındık için, yüzde 90-95'lik çikolataya Doğu Karadeniz'i anavatan yapmayan yatırımcı yanlışta mıdır?"

Bazı şeyleri terennüm ederken, "En kötü gerçeğin, en güzel yalandan daha iyi olduğunu" unutmamak gerekiyor sanırım...

Güzel yalan, fındığın çikolatanın tek hakimi olduğudur. Kötü gerçek ise rantabl bir yatırımda Doğu Karadeniz'in en alt sıralarda yer alabileceğidir.