A+ A-
Yorum
10

Karadeniz'in Kültürüne ve Geleceğine Sahip Çıkıyoruz

Yayın Tarihi: 17.02.2025 - 12:30
Karadeniz Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ümit Bilici Karadeniz’in konuğu oldu. Trabzon Akçaabat Karadeniz Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Ümit Bilici, derneğin kuruluş amacı ve hedefleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Kaynak:KARADENİZ ÖZEL HABER

Trabzon Akçaabat Karadeniz Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Ümit Bilici, derneğin kuruluş amacı ve hedefleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Tarih alanında Dr. Öğretim Görevlisi olan ve memleketine derin bir bağlılık duyan Ümit Bilici, bu yola çıkarken öncelikli hedeflerinin Akçaabat olduğunu, ardından Trabzon’un kültürü, doğası, sporu ve tarihiyle birlikte geniş bir vizyonla hareket edeceklerini vurguladı.Gelecek nesillerin bu mirasa sahip çıkmasını sağlamak için durmaksızın çalışacaklarını belirten Bilici, derneğin kapsayıcı yapısına da dikkat çekerek, "Bizim derneğimizin kapısı her meslek grubuna açık, ayrımcılık bizi 1-0 geriye taşır" dedi. İşte Ümit Bilici ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi;


Whats-App-Image-2025-02-14-at-15-29-46

Ümit Bilici kimdir? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Hayatım boyunca insan odaklı bir bakış açısını benimsedim. Yaşadığım coğrafyada bir şeyleri düzeltebilmek için bardağın dolu tarafını görmeyi tercih ediyorum. İnsanları ayrıştırmak, sınıflandırmak gibi bir yaklaşımım hiçbir zaman olmadı. Benim için en önemli şey insan olmak, insana değer vermek ve iyilikle hareket etmek. Bu düşünceyle, değerli arkadaşlarımla birlikte Karadeniz Kültürünü Yaşatma Derneği’ni kurduk. Burada temel amacımız, bu toprakların kültürel mirasını koruyarak geleceğe taşımak.

 Whats-App-Image-2025-02-14-at-15-31-26

Derneğin adını nasıl belirlediniz? Neden bu ismi tercih ettiniz?

Bu konuyu aslında birkaç kez değerlendirdik. İlk etapta Trabzon dedik, sonra Akçaabat dedik. Ancak şunu fark ettik ki, yalnızca bir bölgeyi kapsayan bir isim yerine daha geniş bir çerçeve belirlemek daha doğru olacaktı. Çünkü Trabzon’un da kendine has bir kültürü var, Akçaabat’ın da… Üstelik köylerimiz de bu zenginliğin bir parçası. O yüzden sadece bir yerle sınırlamak yerine, Karadeniz’in tamamını kapsayan bir isim altında toplanmayı uygun gördük. Hatta yalnızca Türkiye sınırları içindeki Karadeniz değil, Avrupa’daki Karadeniz’e kıyısı olan bölgeleri de içine alacak şekilde bir perspektif oluşturduk.

 

Tabii ki çıkış noktamız Trabzon. Burası bizim merkezimiz. Ancak buradan yola çıkarak ilçelerimize, ardından diğer illerimize ulaşabileceğimize inanıyoruz. Bu nedenle Karadeniz Kültürünü Koruma ve Yaşatma Derneği ismini tercih ettik. Derneğimizin en temel amacı dayanışma ve yaşatma kavramlarını merkezine almak.

Whats-App-Image-2025-02-14-at-15-39-57

Derneğinize kimler katılabilir? Üye profili nasıl olacak?

Bizim derneğimiz her meslek grubuna açık. Ayrımcılık bizi 1-0 geriye götürür. Kuruluşumuzda hiçbir meslek dalını dışlamadık, aksine farklı meslek gruplarından insanların olması bizim için önemli. Çünkü farklı branşlardan insanların bir araya gelmesi, derneğe yeni bakış açıları kazandıracak. Fikir alışverişinde ne kadar çok bulunursak, o kadar erken çözümler üretiriz. Bu yola ilk etapta 25 kişiyle başladık. Ancak zamanla derneğimizi tanıttıkça, insanlara dokundukça büyüyeceğimize inanıyoruz. Belki de ilerleyen süreçte, çocuklara bırakacağımız en önemli miras bu olacaktır.

 

Derneğimize 18 yaşını doldurmuş herkes üye olabilir. Üyelik için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma şartı yok. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da aramıza katılabilir. Ancak askeri personel ve adli mercilerde çalışanlar için üyelik mümkün değil. Bizim kendimize ait bir ofisimiz var. Ofisimizde çok sayıda kitabımız var, çayımız var ama en önemlisi samimiyetimiz var. Şu an Akçaabat’tayız, ancak Trabzon’un her yerinden insanlar rahatlıkla gelip derneğimize katılabilir.

 Whats-App-Image-2025-02-14-at-15-39-57

Derneğinizin esas kuruluş amacı, misyonu ve projeleri nelerdir? Bu misyonla neleri amaçlıyorsunuz?

Derneğimizin adı da zaten amacımızı ortaya koyuyor. Esas kuruluş amacımız, yok olmaya başlayan kültürümüzü koruyarak gelecek nesillere aktarmak. Bunu yaparken yalnızca biz değil, diğer sivil toplum kuruluşları, devlet kurumları, odalar, Valilik, Kaymakamlık ve Belediyelerle iş birliği içerisinde önemli projeler gerçekleştirebiliriz. Önemsediğimiz birkaç noktaya değinmek istiyorum. Örneğin, Karadeniz’de yaz aylarında artan boğulma vakalarıyla ilgili ciddi önlemler alınması gerektiğini düşünüyoruz.Bir diğer önemli konu ise yaşlı insanlarımızın sağlık ve ilaç kullanımı konusunda yaptığı hatalar. Çoğu zaman doğru bildiğimizi sandığımız yanlış uygulamalar var. Bu konuda İl ve İlçe Sağlık Müdürlüklerinden gerekli izinler alınarak seminerler düzenlenebilir. Bu seminerleri kayıt altına alarak geniş kitlelere ulaştırmak da halk sağlığına büyük katkı sağlayacaktır.Denizle ilgili olarak, dernek başkanlarımızdan Hüsnü Öztürk’ün özellikle dikkat çektiği bazı noktaları da paylaşmak istiyorum. Karadeniz… Yaklaşık 6 milyon yöre insanının ekmek kapısı. Türkiye’deki deniz ürünlerinin %73’ünü karşılayan hırçın deniz. Zamanında 161 türe ev sahipliği yapan, ancak bugün 36 türe kadar düşen Karadeniz. Yanlış yerel yönetim politikalarıyla adeta kanser olan, halkın tabiriyle kuruyan Karadeniz. Bu deniz bizim… Gelecek kuşaklara bir miras bırakabilmemiz için acil önlemler almamız gerekiyor.

 

Bu kapsamdaneler yapılabilir? Ya da siz neler yapmayı hedefliyorsunuz?

Azalan balık popülasyonunu artırmak için lokal resif çalışmaları yapılmalı. Büyük ve küçük balıkçı teknelerinin av saha ve limitlerine uygunluğu denetlenmeli. Evsel atık sularının ‘filtre edilerek’ denize akıtılması sağlanmalı. Deniz dolguları, balık üreme sahaları dikkate alınarak yapılmalı, deniz ekosistemi gözetilmeli. Deniz kirliliğini önlemek için daha caydırıcı yasalar ve düzenlemeler getirilmeli. Denizlerin ekosistemini ve ekonomik faydasını sürdürülebilir hale getirecek tedbirler acilen devreye sokulmalı. Balıkların üreme dönemlerinde kıyı balıkçıları ve tekneler için sıkı yaptırımlar uygulanmalı. Eğer bunları hızla hayata geçirebilirsek, eski Karadeniz’e yeniden kavuşabilir ve çocuklarımıza çok daha yaşanabilir bir çevre bırakabiliriz.

 Whats-App-Image-2025-02-14-at-15-41-25

Bölgenin kültürel geçmişiyle ilgili unutulan veya göz ardı edilen noktalar nelerdir?

Karadeniz kültürü dediğimizde, bu sadece Türklükle ya da Müslümanlıkla sınırlı değil. Bu coğrafyada çok farklı kültürler bir arada yaşamış. Yahudiler, Fransızlar ve farklı milletlerden insanlar burada gazeteler çıkarmış, pazarlar kurmuş. Ama bunların çoğu artık bilinmiyor. Örneğin, Trabzon’da bir Opera Binası olduğunu biliyor muydunuz? Nerede şimdi? Kitaplarda, eski resimlerde geçiyor ama biz bunu göremiyoruz. Biz bile bunun varlığını zar zor öğreniyoruz, bizden sonraki nesiller ise belki hiç haberdar olmayacak. İşte biz en azından bu değerleri hatırlatmak ve yaşatmak için bir şeyler yapmak istiyoruz.

 

Çok üzücü ama bir gerçeğe de vurgu yapmak istiyorum: Eskiden komşuluk nasıldı? Düğünler nasıl olurdu? Cenazelerde insanlar birbirine nasıl destek olurdu? Belki Giresun’da farklıydı, belki Erzurum’da ama sonuç olarak nereden gelirsek gelelim buluştuğumuz nokta Trabzon, Karadeniz ve Türkiye. Bu sadece Karadeniz kültürünü değil, Türk kültürünü de yaşatma meselesi. Biz Karadeniz açısından bakıyoruz, bir başkası Doğu Anadolu’dan, bir diğeri Ege’den, Marmara’dan ele alır. Önemli olan, bu kültürel mirası unutmamak ve unutturmamak. Derneğimiz bu noktada birilerine ses olabilirse, bu bizim için büyük bir mutluluk olacaktır.

 

Siz bu derneği şu anda nerede görüyorsunuz?

İvme yakaladık. Sporla alakalı bir kitap yazdık, bitti, şu an kontrollerini yaptırıyoruz ve yakında çıkacak. Bunu neden yaptık? Çünkü her yerde anlatıyorum, spor bizim için çok önemli. Bizim olmazsa olmazımız Trabzonspor. Ama sadece o değil; bizim tereyağımız, mısır unumuz, mısır ekmeğimiz var. Karadeniz'e ait o kadar çok değerimiz var ki! Fakat çocuklar bunların farkında değil.

 

Trabzonspor’u biliyorlar ama mısır ununun ne kadar değerli olduğunu belki 10 sene sonra anlayacağız. Çünkü belki 10 yıl sonra gerçek mısır unu bulamayacağız. Ayrıca daha acil bir sorun var. Balık… Bunu özellikle vurgulamak istiyorum: Balığı bulamayacağız! Çünkü denizimizi perişan etmişiz. Şimdi denize düşen insanlarımızı kurtarmaya çalışıyoruz ama denizdeki canlıları da korumamız lazım.

 

Dernek olarak ne gibi katkılar sağlayacaksınız?

Ben kimseye “Neden bunu yapmadın? Neden eksik yaptın?” diye sormam. Amacımız, eksik kalan yerleri tamamlamak. Bugün yapamazsak, yarın tamamlamaya çalışırız. Olmazsa öbür gün tekrar deneriz. Yılmadan, her daim üzerine düşerek kültürel değerlerimizi yaşatmak istiyoruz. En azından bu konuları dile getirmekte fayda var ve ben de elimden geldiğince bunu yapmaya çalışıyorum. Mesela Trabzon hurması... Adı üstünde, Trabzon hurması! Ama biz bunun değerini biliyor muyuz? Bugün Dubai’nin çikolatası nasıl dünyaca ünlüyse, Trabzon hurması da bizim için bir marka olmalı.

 

Akçaabat denildiğinde insanların aklına sadece köfte ya da futbol gelmemeli. Bu bölgenin kültürel mirası çok daha geniş bir kapsama sahip. Bir diğer önemli konu da Trabzon fıkraları. Temel, Fadime, Dursun… Evet, bunlar bizim kültürümüzün önemli unsurları. Ama tıpkı Nasrettin Hoca gibi... Nasrettin Hoca’yı herkes sadece fıkralardan tanıyor ama aslında o, kadıydı; yani hukuki işlere bakan en üst düzey kişiydi. Aynı şekilde, biz Karadeniz insanını da sadece komik, şakacı biri olarak göstermek yerine, ne kadar zeki ve pratik çözümler üreten bir halk olduğunu anlatmalıyız.

 

Eğer Karadeniz insanına dair yanlış bir algı oluşturulmuşsa, yani dışarıdan bize yönelik hatalı bir bakış açısı varsa, bunu düzeltmek de bizim sorumluluğumuz. Karadeniz Kültürünü Yaşatma Derneği olarak, kültürümüzü hem korumak hem de doğru şekilde tanıtmak için çalışacağız.

 Whats-App-Image-2025-02-14-at-15-29-46

Şu anda derneğinizin projelerinden bahseder misiniz?

Öncelikli projelerimizden biri deniz ekosistemini korumaya yönelik. Bir diğer önemli projemiz, denizdeki boğulma vakalarını önlemek. Bunun için sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve diğer kurumlarla iş birliği yaparak seminerler ve eğitimler düzenlemeyi düşünüyoruz. Bunun yanında, Karadeniz’in en büyük sorunlarından biri olan taşkınlar ve sel felaketlerine karşı da bilinçlendirme çalışmaları yapacağız.

 

Bölgemizde deniz dolgularının fazla olması, aşırı yağışlarla birleşince derelerin taşmasına ve heyelanlara neden oluyor. Ne yazık ki, bu coğrafyanın bir gerçeği. Bu yüzden insanları bu konuda bilinçlendirmek gerekiyor. Bu konunun uzmanlarını sürekli olarak kamuoyuna anlatmaları için teşvik edeceğiz. Defalarca dile getirilmesi gereken bu sorunların üstüne gideceğiz ki, gelecekte yaşanabilecek felaketlerin önüne bir nebze de olsa geçebilelim.

RÖPORTAJ: Melisa AYTİN

Muhabir/Editör:Elif Yasemin AYDOĞAN