İYİ Parti Trabzon ile başkanı Muhammet Erkan, Ak Parti Trabzon il başkanı Sezgin Mumcu'nun iddialarına cevap verdi ;
22 yıldır iktidarda bulunan AK Parti, Türkiye’yi her yönden iflas ettirmiştir. AK Parti’nin 2002’de iktidara geldiğinde parti programını ve seçim beyannamelerini incelediğimizde, beyan ettiği hiçbir hedefe ulaşamadığını görüyoruz. Türkiye, AK Parti elinde devlet krizi, millî birlik krizi, ekonomik kriz ve göçmen krizi olmak üzere dört ayrı krizi ve bu krizlerin olumsuz etkilerini aynı anda yaşamaktadır. Türkiye adeta dizlerinin üzerine çöktürülmüştür.
22 yıllık AK Parti iktidarları, Türkiye’nin hiçbir ciddi sorununu çözmediği gibi ülkemizin başına yeni ve ciddi sorunlar açmıştır. Hiçbir alanda kayda değer bir başarı göremiyoruz. 22 yıl boyunca Türkiye’yi tek başına yöneten bir iktidarın, 22 yılın sonunda ülkeyi getirdiği yer burası mı olmalıydı? Herkes bu soruyu kendisine sormalıdır. AK Parti, 22 yıl önce hangi hedeflerle yola çıktı, bugün nereye ulaştı?
Bir iktidarın başarısı, öncesi ve sonrası istatistiksel verilerle analiz edilir. Eğitim, hukuk, bağımsız yargı, toplumsal güven, mutluluk endeksleri, demografik yapı analizleri, sağlık, sanayi, hayvancılık, ekonomik veriler, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, özgürlükler, suç oranları gibi konulara dair verilere baktığımızda, 22 yıl boyunca tek başına yönetilen bir ülkeye yakışacak olumlu bir veri göremiyoruz. 22 yıl boyunca sadece beton dökülmüş; yol, köprü, hastane, tünel yapılmış. Elbette bunlar bir ülke için gereklidir, yapılmalıdır. Ancak devlet, planlamayla yönetilir. AK Parti iktidarları, üretime, istihdam yaratacak, katma değer oluşturacak yatırımlara yönelmemiştir. Sonuç olarak ülkeyi içinden çıkılmaz krizlere sokmuş, Türkiye’yi iflas ettirmiştir. Türkiye çok kötü yönetilmiştir. İyi yönetilmiş olsaydı bugün yaşadığımız beş ayrı krizi yaşamazdık.
Bu 22 yıllık kötü yönetimden Trabzon da fazlasıyla nasibini almıştır. AK Parti İl Başkanı Sayın Sezgin Mumcu, AK Parti iktidarlarının Trabzon’a “hayal edilemeyecek yatırımlar yaptığını” söyledi. Biz de bu iddiaya itiraz ettik ve karşı görüşlerimizi ortaya koyduk. Sayın Başkan bize cevap veren bir açıklama yaptı. Ancak bizim sorularımıza cevap vermek yerine topu taca atmayı, yine konuları saptırmayı tercih etmiştir.
Bir defa biz, İYİ Parti olarak, iktidarın Trabzon’a hiçbir şey yapmadığını söylemiyoruz. Başkan, hizmet ile katma değer oluşturacak yatırımı karıştırıyor ya da işine böyle geliyor. Biz, Trabzon’a 22 yıl boyunca iktidarları döneminde istihdam yaratacak, katma değer oluşturacak yatırım yapılmadığını söylüyoruz. Başkan buna cevap vermek yerine, bize yaptıkları hastaneleri, yolları, köprüleri saymaya başlıyor. Her seferinde aynı şeyi tekrarlayıp duruyor. Yakında yaptıkları “yaş çay alım merkezlerini” de hayal edilemeyecek hizmetler arasında sayarlarsa şaşırmayacağım. Trabzon’a kaç tane üretim tesisi, fabrika, bilim merkezi ve OSB açtılar? Buna cevap versin.
İller bazında millî gelir dağılımında Trabzon sondan 24. sırada bulunuyor. 56 ilin gerisinde kaldı. Tekirdağ’da 17 bin dolar olan millî gelir, Trabzon’da 5 bin dolar bile değil. Neden? diye soruyoruz, arkadaşlar bize farklı cevaplar veriyorlar. Bizi gerçekleri görmemekle suçluyorlar.
Madem ki Trabzon’da hayal edilemeyecek işler yaptınız, gençlerimiz neden işsiz diye soruyoruz. Cevap yok. Gençlerimiz neden geleceklerini başka ülkelerde arıyor diye soruyoruz. “Dönecekler, ülkeye katkı sağlayacaklar.” diyorlar. Arkadaşım, yurt dışına eğitim için gidenlerden bahsetmiyorum; çalışmak için gidenleri söylüyorum. Mühendis ve doktorlardan söz ediyorum. Bu insanlar çalışmak, iş bulmak, gelecek oluşturmak için yabancı ülkeye gidiyorlar. Niçin geri dönsünler? Dönen var mı?
Trabzon’da üniversite mezunları marketlerde kasiyerlik yapıyor. Genç işsizlik, Trabzon’da tarihin en yüksek oranına ulaşmış durumda. Madem hayal edilemeyecek işler yaptınız, gençlerimiz neden işsiz?
Sayın Başkan, “Trabzon’a 450 milyar yatırım yaptık.” diyor. 450 milyar gerçekten çok büyük bir miktar. 450 milyar harcadığınız bu şehirde kişi başına millî gelir neden 5 bin doların altında? O zaman bir yerlerde bir yanlışlık var. Bunun anlamı, yatırımların yanlış yapıldığı ya da çarçur edildiğidir. Yol yaptık, stadyum yaptık, köprü yaptık. diyorlar. Yaptıklarını söyledikleri yatırımların arasında istihdama yönelik hiçbir yatırım yok. İşte biz bunu söylüyoruz: Trabzon yeterince yatırım almadı, alınan yatırımlar yanlış yerlere yapıldı. Doğru yapılmış olsaydı, Trabzon’un millî geliri 5 bin doların altında olmazdı. Trabzon’da işsizlik bu seviyede olmazdı. Doktorlar, mühendisler bu şehirden kaçmazdı. Bu kadar net.
Trabzon’a hayal edilemeyecek hizmetleri yaptığını iddia eden AK Parti iktidarları, yatırım teşviklerinde Trabzon’u 3. ve 4. bölgeye alarak kalkınmanın ve istihdamın önünü kestiler. Böylece Trabzon’u yatırım açısından bitirdiler. İşte biz bunu soruyoruz. Başkan buna cevap veremiyor. Yatırım adasını konuşamıyor. Lojistik merkezi ağzına alamıyor. Trabzon’daki sefaleti görmüyor, görmek istemiyor.
Trabzon’da mevcut iktidardan önce var olan Tekel, Fiskobirlik, Zirai Donatım Bölge Müdürlüğü, Köy Hizmetleri İl ve Bölge Müdürlüğü kapatıldı. Yine TEDAŞ, Telekom, çimento fabrikası, liman satıldı. Maalesef geçen 22 yılda bunların yerine istihdam sağlayacak, katma değer oluşturacak bir yatırım yapılmadı. Trabzon kaybetti, kaybediyor. Bunları anlattığımızda, biz gerçekleri görmüyor oluyoruz.
Elbette yollar, tüneller, köprüler yapılacak. Raylı sistem yapılmalı. Ancak Trabzon’a para lazım. Üretim lazım. İstihdam yaratacak, katma değer oluşturacak yatırımlar gereklidir.
Sayın Sezgin Mumcu’dan rica ediyorum: Birlikte beş-altı gün Trabzon’un köylerini, mahallelerini, esnafını dolaşalım. Şu hayal edilemeyecek dediğiniz yatırımların neler olduğunu, topluma, toplumun yaşamına, gençlerimize ne gibi kazanımlar sağladığını yerinde görelim. Şu 450 milyar liranın gerçekten nerelere harcandığını, sonucun ne olduğunu, halkımızın ne düşündüğünü öğrenelim. Gençlerle konuşalım, kadınlarımızla, esnafımızla, emeklimizle, sanayicimizle konuşalım.
Türkiye’de bir ilk olsun.
İktidar ve muhalefet birlikte halkı dolaşalım.
Bir selam verelim.
Eğer Sayın Başkan’ın dediği gibiyse, ben Sezgin Mumcu’nun elini öpeceğim, özür dileyeceğim, siyaseti bırakacağım.
Söz veriyorum.