Ortahisar Belediyesi olarak bugüne kadar yapılan çalışmaları anlatan Başkan Kaya, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik tablonun, kendilerini sosyal belediyecilik çalışmalarına ağırlık vermeye zorladığını söyledi.
İKTİDARIN YAPAMADIĞINI BELEDİYELER YAPIYOR
Toplumun ekonomik olarak büyük bir sıkıntı içinde olduğuna dikkati çeken Başkan Kaya, “’Rahat ve huzurlu geçiniyorum’ diyen insan sayısı çok az. Vatandaş ‘ben açım’ diyor. İş bu hale geldi. Vatandaşın belediyelerden talepleri değişti. Eskiden çok farklı taleplerle belediye giden vatandaşın birinci önceliği karnını doyurmaya yönelik oldu. Hal böyle olunca darboğazdaki vatandaşa belediyeler çare bulmaya çalışıyor. Belediyeler böyle bir sorumluluk üstleniyor. Biz de bu kapsamda kent lokantalarını açtık. Toplumun dezavantajlı guruplarına ulaşmaya çalışıyoruz ve onlara destek oluyoruz. Beyaz eşya desteğinden, kömür, soba, kumanya yardımına kadar destek olmaya çalışıyoruz. Şimdi belediyeleri silkelediğin zaman Ahmet Kaya’nın destek vermeye çalıştığı vatandaşı silkeliyorsun. Beyaz eşya alamayan, yemek yiyemeyen, tıraşını olamayan, evde bakım hizmetine muhtaç olan, geçinemeyen vatandaşı silkeliyorsun, bu insanlara giden hizmeti engelliyorsun. Mutlaka toplumun tepkisini dikkate alıp, bu yanlıştan vazgeçmeliler” dedi.
O ZAMAN İKTİDAR DA BORCUNU ÖDESİN
Belediye şirketlerinin vergilerinin kaynakta kesilmesine yönelik Cumhurbaşkanlığı kararına tepki gösteren Başkan Kaya, “Bizden istenen borçların 1 lirasını biz yapmadık. Bu borçlar nasıl oluşmuş, belediyeler hizmet etmiş, iyi kötü bir şeyler yapmışlar, sonuç olarak ister istemez borçlar oluşmuş. Hizmet ediyorsan eğer mutlaka borç oluyor. Bütün kamu kurumlarında var hatta iktidarda var. “Madem herkes yaptığı borcu ödesin” deniyor o zaman meseleye şöyle de bakalım; AK Parti iktidara geldiği 2002 yılı sonunda ülkenin dış borcu 130 milyar dolarken bugün dış borç neredeyse 512 milyar dolara yükseldi. O zaman bu yüce milletin de kalkıp şunu deme hakkı var; ‘Bu kadar borç yaptın o zaman aradaki farkı sen öde…’ Bunu sorduğumuz zaman ne diyecekler; ‘yol yaptık…’. Peki belediyeler ne yaptı? Her birimize düşen borç en az 5 kat arttı. Tayyip Beyin dediği bu, ‘Borç yaptıysan öde’ diyor. Madem mantık bu, o zaman bizim de, vatandaşımızın da iktidara ‘Sen de borcunu öde’ demeye hakkı var” ifadelerini kullandı.
AKP’nin CHP’ye yönelik algı ve tutumunun tersine döndüğünü, vatandaşların gerçekleri gördüğünü ve bu tablonun AKP’yi rahatsız ettiğini dile getiren Başkan Kaya, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
AKP’NİN ‘CHP GELİRSE YARDIM ALAMAYACAKSINIZ’ ALGISI TERSİNE DÖNDÜ
“Bizi iş yapamaz hale getirmek istiyorlar. Kent lokantası açmamızdan rahatsızlar, ihtiyaçlı insanlarımıza dokunmamızdan rahatsızlar. AKP’nin bize ilişkin tutumunun temelinde şu var; “CHP gelirse, belediyeler muhalefetin eline geçerse sosyal yardımlarını kesecekler, yardım alamayacaksınız’ diye, vatandaş arasında da dilden dile konuşulan bir algı vardı. Şimdi bu algı tersine döndü. Vatandaşımız, “Allah razı olsun, iyi ki bunlar geldi. Bize ‘yardımları kesecekler’ dendi ama aldığım yardım arttı diyor.”
SOSYAL YARDIMLARI ARTIRIYORU
“Kent Lokantasının yanı sıra çok sayıda sosyal belediyecilik projemiz, çalışmamız var. Halk ekmek, evde bakım hizmetleri, taziye yemeği uygulamaları gibi. Ayrıca okullarda süt dağıtımı, beslenme saati gibi uygulamalarımız da olacak. Talep eden ailelerimizin çocuklarına bu hizmeti vereceğiz. Sosyal yardım hizmetlerimizin, Kent Lokantası örneğinde olduğu gibi kıyıda köşede olmasına dikkat ediyoruz. Ama onlar getirdiler halk ekmek büfesini Meydan’ın göbeğinde açtılar, sonra hatalarını anlayıp kaldırdılar.”
SOSYAL HİZMETLERİN FİNANSMANI KONUSU
“Boztepe Seyir Terasını ücretli hale getirdik, oradan aldığımız parayla ihtiyaçlı insanlarımıza yardım ediyoruz. Aslında Seyir Terasını gezen insanlarımız bir hayra da vesile oluyor, oradan alınan paralar, bu hizmetlerin finansmanında kullanılıyor.”
KENT LOKANTALARI ÜZERİNDEN LOKANTACILARI KIŞKIRTMAYA ÇALIŞANLAR VAR
“Kent lokantaları dolayısıyla mağdur olan lokantacımıza rastlamadım. Zaten lokantaya gidemeyen insanlar burada yemek yiyor. Biz de biz alanı dar tutarak ve çalışma saatlerini kısıtlayarak gereken önlemi almış olduk. İsteseydik çok büyük bir alanda bu lokantayı açar gün boyu hizmet verebilirdik. Ama öyle yapmadık. Zaten parası olan sıraya girmiyor, parasını verip istediği yerde yiyor ama parası olmayan vatandaşımızın başka çaresi yok. Bizim bu hizmetteki hedef kitlemiz de parası olmayan insanlarımız. Bu konuda arka planda kışkırtıcılık yapanlar var, bu konuda kendini özel görevli sayanlar var. Gidip lokantacıları kışkırtmaya çalışıyor, bir lokantacımız bana bunu anlattı. Kimi vatandaşa hizmet edecek kimisi de böyle kışkırtıcılık yaparak, algı peşinde olacak.”
KIRSALDA ÜRETİM SEFERBERLİĞİ
“Kırsal mahallelerimizde üretim seferberliği başlattık. Bu kapsamda vatandaşlarımızı üretime teşvik etmek, bilgilendirmek için köylerimizde akşamları köy sohbetleri yapıyoruz. Bu toplantılarımıza veteriner, ziraat ve gıda mühendislerimiz de katılıyor. Çok ilgi görüyor. Burada yitip giden ürünlerimizi nasıl değerlendirebileceğimizi uygulamalı olarak anlatıyoruz, biki ve hayvan hastalıklarıyla ilgili bilgi veriyoruz. Ayrıca köy pazarlarımız var, bunlar da çok değerli. Köyde yaşayıp üretmek isteyenlere taze ve yerli ürünlerini vatandaşlarımızla buluşturma imkanı sağlıyoruz. Satılmayan ürünleri de alıyoruz. Yine üretilen yumurtayı alma garantisiyle gezen tavuk projesi başlatıyoruz. O konuda bir marka oluşturuyoruz, bu markamızın birçok ürünü olacak bunu marketlerde göreceksiniz.”
TEKSTİL ATÖLYESİ KURACAĞIZ
“Kendi tekstil markamızı oluşturuyoruz. Belediyemizin iş kıyafetlerini kendimiz üreteceğiz. Makinelerimizin siparişlerini verdik, hem istihdam sağlayacağız hem de dışarıya giden yaklaşık 8,5 milyon liralık bir para bünyemizde kalacak.”
ÜÇ NOKTADA KREŞ AÇACAĞIZ
“Üç noktada kreş açma düşüncemiz var. Onu da engelleme düşünceleri var ama kreş doğru bir iştir, bir ihtiyaçtır. Buyükşehir Belediyemizin de bu yönde çalışması var. Biz hem yapıyoruz hem de yapılmasına katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar yapılmayan şeyler bu şehirde konuşuluyor biliyorsunuz.”
SANAYİ SİTELERİNİN DÜZYURT’A TAŞINMASI KONUSUNUN MUHATABI BİZ DEĞİLİZ
“Sanayi sitelerinin Düzyurt’ta belirlenen alana taşınması konusunun muhatabı biz değiliz. Bu konudaki karar verici Büyükşehir Belediyesi’dir. Bizden görüş almak isterlerse görüşümüzü ileteceğiz ama bugüne kadar hiç kimse bize, ‘Bu konuda görüşünüz nedir?’ diye sormadı. Trabzon’daki 5 sanayi sitemizin mutlaka taşınması lazım. Ama nereye taşınacak? İşte bu Büyükşehir’in çözmesi gereken bir sorun. Büyükşehir Belediyesi de bu kapsamda bir çalışma başlattı. Üniversite ile görüşmüşler, üç değerli bilim insanı bu konuda bir çalışma yapmış. Bu bilim insanları bize de bilgi verdiler, çok sayıda kriteri dikkate alarak 8 alan belirlemişler. Burada iki alanın öne çıktığını söylediler, bunlardan birisi Kutlugün birisi de Düzyurt. Verdikleri bilgi için kendilerine teşekkür ettik. Daha sonra Şehir Plancıları Odası da bir çalışma yapmış. Sağ olsunlar onlar da gelip anlattılar, üniversitenin yaptığı çalışmada tarım arazisi vasfının gözardı edildiğini, Danıştay’ın da bu konudaki karar verdiğini belirttiler. Ben de, ‘Burası bir hukuk devleti ise bu karar herkesi bağlar. Dolayısıyla demek ki Düzyurt’ta bu iş olmaz’ dedik.
Ayrıca bizim de yaptığımız bir araştırma var. O bölgenin çok özel iklimsel özellikleri var, Trabzon’da hava kalitesinin en iyi olduğu hem de güneşlenme oranının en yüksek olduğu yerlerden birisi burası. Dolayısıyla bütün bunlar içinde bir değerlendirme yapıldığında, geriye tek eksik kaldı. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızı dinleyeceğiz, sonrasında Büyükşehir bize sorarsa kararımızı belirteceğiz sormazsa zaten ihtiyaçları yok demektir, yetki de onlarda.”
TGC Başkanı Küçük Başkan Kaya’ya ziyareti için teşekkür ederken, sohbetin ardından birlikte hatıra fotoğrafı çektirildi.