“Aklımıza mukayyet ol yarabbi!” diye dua edeceğiz!

Ya; “Gel de Coni’ye inan” diyeceğiz!

Ya; Ziya Paşa’nın “Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz” sözünü hatırlayarak, Amerika’nın geçmişte verdiği sözlere ve bunun aksi şekilde yaptıkları binlerce eyleme bakacağız!

Ya da; aklımızla alay edip, ABD Başkanı Trump’ın; “YPG’ye artık silah yok” sözüne inanacağız.

Veya; “En kötü gerçek en güzel yalandan iyidir” doğrusunu bir kenara koyup, yalanlara kanmaya, kandırmaya devam edeceğiz!

*

İnanın, hasbelkader Allah’ın “kulum” dedikleri tarafından bakıp, bunları, bu olup bitenleri artık anlamakta ve anlatmakta sıkıntı çekiyorum!

Nasıl çekmeyeyim ki?

Allah; “Diğer yarattıklarımdan tek farkın aklın ve iraden” diye buyurarak insan diye yarattıklarından olanlar, bırakın Trump’ın ABD adına verdiği söze inanırlar?

Nasıl sözünü tutacağını sanırlar? Ne zaman tutmuş ki?

Zaten; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da, “Trump’ın sözünü tutmasını bekliyoruz” açıklaması ile vaadin tutulmayacağı yönündeki endişelerini de dile getirdiğine göre...

Yetmedi, üstüne üstlük toplamda 30 bin kişilik YPG’nin katillerinin tamamı da şimdiye kadar en ağır silahlarla ABD tarafından tamamen donatıldığına da göre...

Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip kim olursa olsun, (tavandan tabana kadar) nasıl böyle bir sözü, böylesine bir açıklamayı anlarlar, kabul ederler, inanırlar?

Bu da yetmezmiş gibi, bir de 80 milyona sanki iyi bir şey söylenmiş, doğru bir hadise meydana gelmiş gibi anlatmaya kalkışırlar.

*

Kim neye, nasıl ve ne için inanır bilemem!

Ama, ben içinde ABD’nin olduğu her şeyde, her yerde zırnık kadar doğruluk olduğuna inanmıyorum. Başka hesaplar, ya da korkuları nedeniyle inananlar varsa, onları da Allah’a havale ediyorum.

İlle de, bir yandan İsrail güdümlü ABD ile hasbıhal ederken, öte yandan “lâf ola” babından sadece sözlerle mangalda kül bırakmayanları!

***

SALİH CORA’NIN HAYVANCILIĞA İŞKUR DESTEĞİ ÖNERİSİ...

İŞKUR eliyle, yapılan istihdamın gerçek manada “çalışma” olabilmesi, ya da “üretim” amaçlı değerlendirilebilmesi için Trabzon Milletvekili Salih Cora’nın, “üretim amaçlı çalışma” merkezli olması yolundaki çabaları takdire değerdir.

Çünkü, Sayın Cora, tereyağı ile meşhur, dolayısıyla hayvancılığı ile bilinen Tonya ve civarında aile işletmeciliği yapılmasını teşvik etmek İŞKUR eliyle istihdam sağlanması konusundaki tam doğru düşüncesini yasama organına, yani TBMM’ye taşıdı.

Tonya üzerinden örnekleme yaparak, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında kürsüden bir değil, binbir kere doğru olan ben diyeyim “sorunu”, siz söyleyin “konuyu” dile getirmiştir. Bir başka deyişle, sorunu devletin kapısından içeriye sokmuştur. Her kesimden herkesin gerçekleştirilmesi için çaba göstermesi gereken konu hakkında Salih Cora’nın Parlamento kürsüsünden söylediklerini bir kere daha hatırlatalım:

*

“Burada önerimiz aile hayvancılığının teşvik kapsamına alınmasıdır. Peki bu nasıl olacak? Mesela en az 5 hayvan bulunduran ailenin bir üyesi (ki bu çoğu zaman annedir) devlet teşviki ile sigortalandırılabilir. Bir başka yolu İŞKUR ile yapılacak protokolle belirli aralıklarla kontrolü yapılarak, beslediği hayvan sayısına göre ya da üretim miktarına göre geçici işçi statüsünde çalıştırılabilir. Tonya örneğinden yola çıktık. Ama bu ülkemizin her yerinde coğrafi veya maddi koşulları mandıra hayvancılığına elverişli olmayan yerlerde bir ihtiyaç halini almıştır. Yılın 12 ayı, bir ömür boyu sabah ezanında kalkıp kendi karnını doyurmadan ineklerinin karnını doyuran, tatilsiz yaşayan köy kadınlarımızın, analarımızın hayatlarını bu vesile ile de güvence altına almış oluruz.  4 ineği olan 5’e çıkaracaktır,  50 kilo süt veren üretici 70’e çıkaracaktır. Gözle görülür bir fark kısa zamanda meydana geleceği gibi çok ciddi bir sosyal fayda da sağlanmış olacaktır.”