Geçen hafta, “Trabzon kamusu adına Trabzonspor kayyumuna bırakılması” gerektiğini ifade etmiştik. Hani şu; “Borç bini aştıktan sonra... (Trabzonspor’da 1 milyar TL’yi)” diye başlanan olumsuz deyim hatırlanır ya! İşte o noktada bulunan Trabzonspor için, topyekün Trabzonspor sevenlerinin-sevmeyenlerinin artık bir araya gelmekten başka çareleri kalmadığını, çözümün ancak kamu adına kayyum hesabıyla sağlanabileceğini savunmuştuk.

Bunun için de herkesin eteğindeki taşları döküp, “Ben var Trabzonspor var. Ben yok Trabzonspor yok” deme yerine, “Hep birlikte, tek çözüm” noktasında toplanmak gerekiyor. Trabzonspor’un içine düştüğü, düşürüldüğü borç tablosunda çözümü ekonominin en geçerli akçesi olan para üzerinden görmekte doğru değildir.

Çünkü, bu tabloyu idareciliği bilmeyen, yönetmekten anlamayan ve paylaşmaya yanaşmayan zihniyete sahip kişiler yaratmıştır. Bu da demektir ki, “Her işin başı insan.” İşe de, “Liyakatli adam.” İşte yakın tarihdeki çok kötü idareler artık hep birlikte ortadan kaldırılabilirse, Trabzonspor’un borçlarını tasfiye edebilecek kaynaklar vardır.

Mesela; yeni stat için dolgu kimin adına yapıldı? Trabzonspor’un. O zaman oraya yapılacak her yatırım için Trabzonspor’a ödeme yapılabilir. Mesela; bir zamanlar üniversite kurulacak diye tahsisi alınan Akyazı’daki bir hazine arsası vardır. Trabzonspor’a mal edilebilir. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri civarının tamamı Trabzonspor’un olabilir. Elbette bunların olabilmesi için de, Trabzon kamusunun tek yürek olması, Trabzonspor’un da bu kamunun kayyumuna kalması gerekiyor. İşte Trabzon ve Trabzonspor camiasının öncelikle yapması gereken de budur. Aksi takdirde, ya da “Böyle gelmiş, böyle gitsin” mantığıyla yola devamda akıbetin iyi olmayacağı aşikârdır.

***

SANCAKLI, KİME SÖYLEMEDİ Kİ!

Futbolun içinden gelen MHP Milletvekili Saffet Sancaklı’nın geçen haftalarda meclis kürsüsünden dillendirdiği acı gerçeği bir kenara not etmişim: -”Kim yönetiyorsa bu futbolu, demek ki yanlışlar. O zaman çekip gidecekler. Başarılı iş adamı olmak, futbolu başarılı yönetecekleri anlamına gelmez.” Peki, Sayın Sancaklı bu sözleri kim için sarf eylemiş? Saffet Sancaklı; “yarası olan gocunur” misali söylemiş. Söylemiş söylemesine de Türk futbolunda federasyon ya da kulüplerin neredeyse tamamındakiler gocunduğunu göre!

***

TRİBÜN TERÖRÜNÜN YARATTIĞI EKONOMİK KANSER!

Sporun içinden gelmesinin de katkısıyla AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora’nın özellikle ve öncelikle tribün terörünü dikkat çekip, spor alanlarından bertaraf edilebilmesi için gösterdiği çabalara destek olmak elzemdir. Son olarak TBMM’de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken yaptığı konuşmada, tribün terörünün aynı zamanda, İçişleri ve Adalet Bakanlıklarını da ilgilendiren bir husus olduğunu çünkü, futbolun, sporun kanseri olduğunu zikretmiştir.

Sayın Cora’nın, her zeminde dikkat çektiği, çözümü öneriler sunduğu tribün terörü, aynı zamanda maç hasılatlarının da kanseridir. Çünkü; hemen hemen tüm takımlarda “taraftar grubu” adı altında adeta kâr amaçlı şirketler gibi oluşturulan, bir araya gelenlerin büyük kısmı maçlara bedava girmekte, bununla da kalmayarak tribün dışı gayri ahlâki gelirlerde elde etmektedirler.

İşte bu noktada, tribün terörü ile ilgili dosya hazırlayıp, ilgili ve yetkilileri ile paylaştığını bildiğimiz Sayın Salih Cora’nın, kulüplerin ekonomisinde de kangren haline gelmekte olan bu bedavacı zihniyetinin de ortadan kaldırılması için çalışma yapmasını, gündem oluşturarak, çözüme katkıda bulunmasını, kendi cebini değil kulübünün kasasını seven tüm futbolseverler bekliyor.